KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Ben de onu diyecektim. Sayın Başkan, Ermeni soykırımı konusunda en son İsviçre Mahkemesinde Doğu Perinçek'in açıp kazandığı bir dava da var, hepinizin malumu, Mehmet Perinçek'in -oğlunun- yaptığı ciddi araştırmalar var. Çok katılıyorum Sayın Hocama. O bakımdan Ermeni soykırımı konusunda giderek daha da haklı olduğumuz anlaşılacaktır diye düşünüyorum.

Ancak, Ruanda konusunda, Somali konusunda olduğu gibi ben yine de tali komisyon olduğumuz için "evet" oyu kullandım, buna da kullanacağım ama zamanlamayı çok doğru bulmuyorum. Yani Somali'yle ya da Ruanda'yla...

Şimdi, Ruanda'da da aynı şekilde, az önce Birol Bey'in bahsettiği son yüzyılın en büyük soykırımlarından biri yaşanmış. Şu anda da çok ciddi bir otoriter rejim söz konusu, muhalefet üzerinde çok ciddi baskılar söz konusu. Basın özgürlüğünü bırakın, basından bile söz etmek mümkün değil. Bütün raporlar o doğrultuda. Tabii, toplantıya geleceğimiz için dün biraz ben de baktım, inanıyorum ki AKP'li dostlarımız da ilgilenip bakmışlardır Somali konusunda olsun, şeyde olsun. Yani şimdi, bölgenin ve dünyanın özellikle bu petrol coğrafyasında ve Afrika Boynuzu'nda -Afrika Boynuzu'nun önemi de tabii ki Basra petrollerinin dünyaya açılım yolu üzerinde olmasından kaynaklanıyor, son derece önemli bir coğrafya- bu coğrafyadaki en sorunlu ve demokrasisi en zayıf ülkelerle bu biçimde, onların -nasıl diyelim- tartışmaya çok açık meşru hükûmetlerini güçlendirir biçimde ilişki kurmak acaba zamanlama açısından ne kadar doğru? Bunun, tabii ki, herhâlde takdiri daha çok Dışişleri Bakanlığındadır asıl sorumlu onlar olduğuna göre ama yani Dışişleri Bakanlığının da, Hükûmetin de bu konuda çok kısa sürede -hani 360 derece demeyelim biz de ama- 180 derece değişen tutumları olduğu yakın tarihte çok yaşanmış şeyler. Hani, gene Suriye'ye dönersek "kardeşim Esad" bir anda "düşmanım Esad" oluverdi. O bakımdan bütün bunlara ihtiyatla yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.