KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, şahsınızda bütün heyete saygı sunuyorum.

Efendim, milletvekili olmadan çok önce bu iktisadi yayınları hep takip ediyordum, Dünya gazetesini de takip edenlerdendim. Orada bir isim çok tenvir eden, aydınlatan yazılar yazıyordu. Keşke bununla bir tanışabilsem diye de içimden geçiriyordum, fırsat olmadı. Sonra, Cenab-ı Hak nasip etti, geldik, birlikte milletvekilliği yapıyoruz, dahası, bu Komisyonda iki dönemdir birlikte çalışıyoruz. Az önce bir konuşma yaptı Nejat Başkanımız. Birkaç kavram kullandı ki aslında burada söylenmesi gerekenlerin tamamını ihata eden, tamamını kuşatan kavramlardı, bunlardan bir tanesi şuydu: "Dünyaya bakmadan Türkiye'yi görmeniz mümkün değil, Türkiye'yi değerlendirmeniz mümkün değil. Hakikat budur, şu anda çok olağanüstü şartlardan geçen bir dünya zemini var, bir küresel zemin var, öyleyse orayı ıskalayarak Türkiye'yi değerlendirirseniz mutlaka ama mutlaka yanlış yaparsınız." Bu notuna ben teşekkür ediyorum; bütün aktarımları öyleydi, buna hususen istifade ettiğimiz için teşekkür ediyorum.

Başka konuşmacı arkadaşlarımız oldu, onlardan muhalefetten olanlar da vardı, izahları çok yüreğimizden geçenlerdi. Mesela, bir tanesini söyleyeyim arkadaşlar: Daha önce bu Bakanlığın bütçesi görüşülürken yine not düşmüştüm, bu zincir marketlerle ilgili serzenişlere başından sonuna katılıyorum arkadaşlar. Yani onların sadece faullü ticaret yapması değil, illerde -özellikle mesela, ben bizim Erzurum için not düşmüştüm- ya, bir ilçede, 5 bin nüfuslu ilçede bile birkaç tane zincir market şube açmış. Oysa arkadaşlar yani "bizim bakkal" diye bir kavramımız vardı ki bu, sosyal yapıyı da sosyal dokuyu da muhafaza eden bir şeydi; zincir marketler bunu bozdu, bunu kırdı. Öyleyse buna behemehâl bir tedbir alınması lazım. Yani bunları şu... Efendim, olağanüstü şartlarda yaptıkları faullü yaklaşımların dışında diyorum, ondan vareste söylüyorum, o olmasa bile zincir marketlere bir tahdit gelmesi lazımdı. Bu yönüyle not düşen herkese ben teşekkür ediyorum. Daha önce de söylemiştim bunu yani büyük bir şikâyet de var sahada. Öyleyse burada bunları söylemek lazım.

Tabii, arkadaşlar, şu da bir vaka, biz şunu yapıyoruz: Yani bir taraftan şeytan taşlıyoruz, bir taraftan tavaf yapıyoruz. Çok meşakkatli bir iş. Nedir bu "şeytan taşlama" kavramı? Ya arkadaşlar, Merkez Bankasının başekonomisti "tweet" atıyor, mesaj yayınlıyor. Ne diyor? "Efendim, yatırımcılar dışarıdan Hükûmetin gideceğini fark ettiler, bunu satın aldılar, şimdi yatırıma başladılar, bu yanlış." diyor. "Eğer böyle olursa Türkiye'deki ekonomi düzelir, dolayısıyla iktidar gitmez, düşmez." gibi bir not düşüyor. Bu, iblisî bir iştir arkadaşlar. Bir taraftan bunlarla mücadele ediyoruz, bir taraftan da şu pandemi şartlarında işte, bakanlarımız bir gayret koyuyorlar.

Bakın, değerli Bakanım, siz yoktunuz, o gün burada Çevre Bakanlığının bütçesi görüşülürken bir şey söyledim. Muhalefetin bir ezberi var, sürekli onu dillendiriyor "Saray bütçesi" "saray" "saray" "saray"... Bugün çok fazla dillenmedi. Ben de buna dönük şunu söyledim: Arkadaşlar, o kafanızdaki saray kavramı Külliye'de yok. Orada insanlar sabahlara kadar çalışıyorlar, yemeden içmeden çalışıyorlar. Bu bağlamda bir not düştüm. (Gürültüler) Gayet tabii. Sonra ne yaptınız? Ne yaptınız arkadaş? İşte, bak, iblisî tarzı ben anlatıyorum, iblisî tarzı anlatıyorum. (Gürültüler) "Efendim, AK PARTİ milletvekili dedi ki: 'Sarayda açlık var.'" Pes ya, pes ya! İşte, böyle olduğu zaman arkadaşlar, bereket olmaz. Kimin adına bereket olmaz? Sizin adınıza. (Gürültüler) Halk size asla dönüp prim vermez, bakmaz, bakmıyor. Bundan sonra da bakmayacak, göreceksiniz, hep söylüyorum ben.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - O halkın işi, halkın işine karışma sen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir defa, sahici olalım, hakkı teslim edelim, bunu söylüyorum.

Şimdi, sabahleyin Yaşar kardeşim bir iki şey söyledi, burada kıyamet koptu. Niye kıyamet koptu ben anlamıyorum ya. Ya, bu ülkede Hükûmeti jurnallemek, yatırımcılar gelmesin diye özel mesajlar düşmek moda oldu, bunu görüyoruz, hep beraber görüyoruz, inkârı kabil değil ki bunun. Yalan mı? Yani büyükelçileri toplayıp "Amandır, Kanal İstanbul için kimse gelmesin, yatırım yapmasın." denmedi mi? Bir genel başkan bunu söylemedi mi? (Gürültüler) Çok değil, iki gün önce ya, bir milletvekili televizyona çıkmış, şunu söylüyor arkadaşlar, yani ülkemizi yönetmeye alternatif bir partinin milletvekilliğini yapmış isim şunu söylüyor: "Efendim, NATO vazifesini hakkıyla yapmıyor, Avrupa hakkıyla gereğini yapmıyor." Ne yapması lazım hakkıyla yapması için? "Türkiye'ye müdahale etmeleri lazımdı." diyor. Yahu şimdi, böylesine bir atmosferde, şu kadroya ne kadar teşekkür etsek azdır. Yakından ben takip ediyorum ki işte, yani şeytan taşlarken tavaf yapmaya örnek olsun diye ben söylüyorum.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - İbrahim Bey, ayıp ediyorsun!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben şunu biliyorum arkadaşlar, içinizde hakikaten "önce vatan" diyen, vatanın mamur hâle gelmesi için gayret eden arkadaşlarımız var. Onlara zaten müteşekkir olduğumu hep söylüyorum ben ama hakikatleri konuşalım ki etrafımızda yanlış yapanlar da bir daha o hâle düşmesinler.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlayabilirsek Sayın Aydemir...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki.

Başkanımız, hakikaten, Allah razı olsun çok özel yönetiyor. Madem öyle dedi, ben de bir şey söyleyeyim.

Değerli Bakanım, bu zincir marketleri özellikle istirham ediyorum, lütfen bunu takip edelim, ne lazım geliyorsa bunu yapalım, halkta çok ciddi bir müşteki hâl var, bunu mutlaka yapalım. (Gürültüler)

Bizim daha önce söylemiş olduğumuz şey vardı Değerli Bakanım, biz Erzurum için bir ticaret müzesi talebinde bulunuyoruz. Bizim İpek Yolu araştırma enstitüsü talebimiz vardı, çok önemli. Sizin Bakanlığınız kanalıyla, sizin müzaheretinizle, sizin ittirmenizle bunlar olabilir. Mutlaka buna dönük çalışmalarınızı bekliyoruz biz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütçeye koyun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşma usulümüz yok, rica ediyorum.

İbrahim Bey, tamamlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütçeye koy, önerge var.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, ben burada bir tecrübe edindim: Sana cevap verdiğim zaman, o tutanaklara bir bakıyorum ki arkadaş, benim sözler hep güme gitmiş. O yüzden, sen söyle, ben sonra konuşayım.

Değerli Bakanım, Allah'ın izniyle 2022 çok özel bir zemin olacak, özel bir zaman olacak, bereket gelecek, ben onu biliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın o kalbî yaklaşımı, o iman dolu yüreğiyle, net, kıvırmadan, efendim, şu bu demeden çok net kayıtlar düşmesi Cenab-ı Hakk'ın inayetini bize yöneltiyor. Ben bir de bu arada Sayın Devlet Bahçeli'ye şükranlarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum, araya nifak sokmak isteyenlere düştüğü notlar çok özeldi, direkt notlar düştü, teşekkür ediyorum.

Evet, Değerli Bakanım, bütçeniz hayırlı uğurlu olsun inşallah, bereketli olsun.

Hepinize saygı sunuyorum.