| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Manisa Milletvekili Uğur Aydemir'in, Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın usul üzerinde yaptığı konuşmasında geçen bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 17 .11.2021 |
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, değerli bürokratlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, anladığım kadarıyla dünkü konuşmalar bugün yine devam ediyor. Düne baktığımızda hakikaten arkadaşlarımızı, eksikliklerini, hatalarını düzeltme yerine hâlâ Divanı suçlama gayreti içerisinde görüyorum.
Şöyle ki Sayın Başkanım, -siz belki unuttunuz ama- şimdi, mesela Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi dışında bir vekil arkadaşımız size geldiği zaman "Benim mazeretim var Sayın Başkanım, benim konuşmamı öne çekebilir misiniz?" dediğinde, söylediğinde, siz "Tamam." diyorsunuz, nezaket gösteriyorsunuz ve mazeretli olan arkadaşlarımıza söz veriyorsunuz. Defaaten de bunu bu Komisyonda yaşadık arkadaşlar, ilk olan bir şey değil bu. Hatta ve hatta kaldı ki Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin her zaman öncelik hakkı vardır söz almada, usul kararı almıştık. Buna rağmen, Sayın Başkanım gelen vekillerimizin konuşması kısıtlanmasın diye onlara öncelik tanıyarak, işlerine bir an önce yetişsinler diye sözlerini önceye arkadaşlarımızın veriyor. Kaldı ki "Hiç kimse konuşmadı." demek arkadaşlar, bence muhalefete de aslında bir haksızlık.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu arada dün de HDP Grubundan arkadaşlara ısrarla -3 kişi buradaydı- "Söz istiyor musunuz?" diye sordum, hiç biri söz almadı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, Sayın Divanın, sizin, burada zerre kadar bir usul hatanız yok. Hatta ve hatta şu var: Muhalefetteki yani karşımızdaki arkadaşlar "Hiç kimse konuşmadı." derken kendi arkadaşlarına da haksızlık yapıyorlar diye düşünüyorum. Niye? Kendisi konuşmayınca hiç kimse konuşmadı anlamı çıkmaz ki. Baktığımız zaman sayıya 5'ten fazla, 6'dan fazla muhalefetteki arkadaşlarımız konuştular. Kaldı ki -Başkanım yine tekraren söyledi- burada altı buçuk saatlik bir görüşmede Savunma Bakanlığıyla alakalı görüşlerimizi dile getirdik.
"Yarım saat bizi beklediniz, biz yarım saat yoktuk." diyor Sayın Paylan. Bir buçuk saat değil de yarım saat yani yarım saati makul bir saat olarak görüyor Sayın Paylan. Yani, yarım saat sizce az bir süre mi? Yani, buradaki Sayın Bakanımız, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, diğer vekillerimiz bekleyeceğiz yarım saat; sizin işiniz bitecek, ondan sonra görüşmelere devam edeceğiz. Böyle bir usul var mı arkadaşlar? Empati yapın lütfen yani. Hani, Divana bir suç atarken, suçlarken, bir şey söylerken bir önüne arkasına bakalım bu işin. Yarım saat, bakın, on dakika değil, beş dakika değil...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Uğur Bey.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Toplantı vardı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bir de Sayın Başkanım, toplantı varsa 3 kişi birden değil, 1 kişi toplantıya gidebilir.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Grup toplantımız vardı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Garo Bey, grup toplantıları bitmişti o saatte.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkanım, Grup Başkan Vekilimiz çağırmıştı.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, ben konuşamıyorum ki. Sayın Başkanım, ben konuşayım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, sabahtan beri görüşüyoruz, konuşuyorsunuz, üç dakika konuşacağım şurada.
Kaldı ki arkadaşlar, birisi toplantıyı devam ettirir, birisi burada beş dakika konuşur; onları biz öğretmeyelim sizlere, bunları çok iyi biliyorsunuz, tecrübeli vekillersiniz.
Şimdi, bizim "temiz dil"den kastımız şu arkadaşlar: Her türlü fikre açığız, hakikaten konuşalım her türlü ama hakaret olmasın diyoruz. Ben ilk bütçe konuşmasında da bunu söyledim. Lütfen, herkes kendi değerlerine bir baksın, karşıdakilerin değerlerine de dil uzatmasın, laf söylenmesin dedik. Çok mu zor bunu yapmak? Şimdi, diyorsunuz ki: "Biz temiz dil kullanıyoruz. Ben, Sayın Mehmet Muş'u eleştirmek istiyorum; ticaret önceliklerini." Eleştir, sabaha kadar dinleyelim sizi ama kalkıp da "Türkiye Cumhuriyeti devleti Suriye'de işgalci." kalkıp da "Türkiye Cumhuriyeti devleti yirmi yıldır Afganistan'da işgalci." dendiği zaman arkadaşlar, hangi çatının altında durduğumuza, kimin adına konuştuğumuza bakarak kendimizi "check" etmemiz lazım. Biz, bunlara karşı tavır sergiliyoruz. Biz bunlara karşı size diyoruz ki: Arkadaşlar, lütfen vicdanlı olalım, insaflı olalım diyoruz. Birleşmiş Milletler kararlarına Türkiye uyuyor.