İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Evet, teşekkür ederim.

Ben de bu dünkü tartışmayla ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum. Şimdi, günlerdir, saatlerce geç vakitlere kadar burada çalışıyoruz. Belli bir disiplin içerisinde de bu çalışmayı yürütmeye gayret ediyoruz. Dün, ben şahidim, buradaydım; Sayın Başkan en az 3-4 defa, benim olduğum ortamda "Konuşma talebi olan var mı?" diye sordu. Şimdi, burada bizim danışmanlarımız var. Bizim grubumuzun danışmanları bütün arkadaşlara haber verdiler, ayrıca ben haber verdim var mı konuşma talebiniz diye. Sayın Başkan, başka talebin olmadığını, dolayısıyla soru-cevaba geçmek istediğini ifade etti. Şimdi, bizim arkadaşlarımızdan gelmek isteyen olmadı, tekrar konuşma yapma düşüncesinde olan, olmadı. Dolayısıyla aynı işi bütün grupların yaptığını, yapmış olduğunu düşünüyorum ve eğer mesela zatıalinizin veya bir başkasının "Ben gelip konuşma yapacağım." demesi hâlinde oturumu devam ettirebilirdi Başkan, dolayısıyla böyle bir şey olmadı.

Bir de şu var tabii: Yani en başta Komisyon görüşmeleri başlarken birtakım kararlar alındı. Bu kararlardan bir tanesi de toplantı başladığı andan itibaren iki saat içerisinde tüm grupların konuşma taleplerini Divana iletmesiydi.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - İletildi.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Ama iletildiyse onun burada hazır bulunması gerekir, takip etmesi gerekir; toplantının genel kuralı. Dolayısıyla burada bir şey aramak doğru değil, onu söylemek istiyorum.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Hâlâ konuşma yapacak olanlar vardı.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Hayır, konuşmak isteyen konuştu. Siz de konuştunuz dün, Garo Bey de konuştu; konuşmak isteyenler konuştu. Dolayısıyla burada bir başka şey aramamak lazım. Usuletle ve suhuletle toplantıları sürdürmenin gereği olarak bunların yapılması gerektiğini düşünüyorum, aksi takdirde istismar edilir, başka yere gider. Evet, zorunlu sebeplerle gecikebilir ama onun yerini bir başkası ikame eder, haber verilir Divana, ona göre hareket edilir.

Teşekkür ederim.