KOMİSYON KONUŞMASI

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli üyeler, Bakanlığın değerli temsilcileri, değerli basın emekçileri; yani, keşke Bakanlığımız hâlâ kararname bakanlığı olmasaydı. Hâlâ kararname, korsan bir bakanlık. Anayasa'ya göre kararnameyle bakanlık kuruldu mu, onu Meclise getireceksiniz. Yine bütçe görüşmelerine baktığımız zaman, evet, artmış, hatta 2015'e kadar Sayıştay denetimlerinde öyle bir karmaşa yaşanmış ki Bakanlığınızın harcamalarını denetleyemiyoruz çünkü o kadar birleşiliyor ki, o kadar çok artırılıyor ki... Bakın, son 5 genel müdürlük ve 32 daire başkanlığı bağlanarak bütçeniz artmıştı Sayın Bakan. Keşke işlevine ve amacına uygun bir artış olsaydı. Yani büyüklüğünüz hacim olarak başka bakanlıklara bağlı genel müdürlüklerin, daire başkanlıklarının gelmesiyle büyümüş. Ama Türkiye'de, 30 milyonun yoksulluk sınırı altında, 20 milyonun açlık sınırı altında olduğu bir ülkede Anayasa'da sosyal devleti temsil eden Bakanlık olarak, sadece sosyal devleti değil, kuruluşunda "kadın bakanlığı" olup daha sonra da "kadın" adını çıkaran bir Hükûmetin Bakanlığı olarak şimdi devam ediyorsunuz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak. Yani, aile olmayan bireyler ne olacak? Soruyorum. Aile olmak için anne, baba, evli, çocuk, torun torba sahibi olmak lazım.

Buradan çok net birkaç şey sormak istiyorum Sayın Bakan: Cumhurbaşkanı ha bire her şeyde "3 çocuk doğurun." diyor. E, anne baba da olunca 5 kişi eder. Şimdi bana 891 TL asgari ücretle 5 kişilik bir aile nasıl geçinir -Bakanlığınız burada, uzmanlarınız burada- lütfen çıkarır mısınız? Mesela, kirası ne kadar olabilir Ankara'da? En ucuzundan diyelim, 200 lira. Mutfak masrafı ne kadar olabilir 5 kişilik aile, kişi başına? Cezaevi istihkakını isterseniz örnek alalım, onun üzerinden hesap edelim; 100 lira olayından, 500 lira. Etti mi 700 lira. Geriye kaldı 291. Su, elektrik, gaz harcamalarını koydunuz, bu da 400. Eksi 189'a geçti. Peki, bu çocuklar okula gidecek, ulaşım lazım, kırtasiye lazım, sanat lazım, kültür lazım, bir filme gidecekler, bir tiyatroya gidecekler, bir etkinliğe gidecekler, bir spor olayına gidecekler ve sağlık için de ayrıca ödeyecekler. Şimdi, açlık sınırı altında bunun tılsımını, mucizesini Sayın Bakanlık bize verebilir mi; 891 lirayla 5 kişilik sağlıklı bir nesil nasıl yetiştirilir?

Sayın Bakan, bu kararname alışkanlığı toplama araç şeyine benziyor. Hükûmet kararname çıkarıyor, Anayasa'ya göre, bir senede gelip Meclis Genel Kurulunda tartışılması lazım, yani Bakanlığınızın bu şekilde yapılandırılması konusunda muhalefetin görüşü lazım, size katkı sunarız.

Bakın, sunuşlarınızı izledim ve sunuşlarınızda tek bir yerel yönetimle iş birliğiniz yok. Halkın seçilmişleri değil mi onlar? Yerel yönetimler. 3 tane büyük şehir belediye başkanı kadındır, birisi de partimizin.

Bakın, çocuk ve kadın sorunlarıyla ilgili hukuk kurumları ile baroların kadın ve çocuk komisyonlarıyla ilgili bir tek çalışmadan bahsetmediniz, üniversitelerle ilgili stratejik, bilimsel projelerden bahsetmediniz bize. Oysaki "proje Bakanlığı" dediniz, hizmet değil. Oysaki sosyal devlet "hizmet"tir. Bu sene ne kadar kömür dağıtılacak, ondan bahsetmediniz. Ama kömür ocağında hâlâ Ermenek'te, içi paramparça aileler cenazelerinin çıkmasını bekliyor milyonda 1 umutla. Soma'da dışarıdan gelen yardımlar, psikolojik destek dışında bir destek sunulmadı.

Şimdi kadın istatistiklerine gireceğim ama hangisini vereyim? Dünya Ekonomi Forumu'na baktığımız zaman, Türkiye 2014'te cinsiyet eşitliğinde 142 ülke arasında 125'inci sırada. "Dünyanın en büyük 16'ncı ekonomisi." diyor bakanlar. Ayıp değil mi, yakışıyor mu? Yani mademki dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi, nerede bu paralar?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sarayda!

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yani, Türkiye'de bir yoksul çocuğu vakıf kurup dünyanın bağışını alabilir mi? Yani illa Cumhurbaşkanı, Başbakan oğlu mu olmak lazım avantajlı olmak için bu vicdansız düzende? Bu haksızlık değil midir arkadaşlar? Yani, bu kurumlarımız, bu vakıflara yaparken bu bağışları illa Cumhurbaşkanı, Başbakan çocuğu mu olmak lazım. Yani bir yoksulun çocuğunun, bir madencinin çocuğunun hakkı yok mudur? Yani, bu ülke için mücadele etmiş insanların çocuklarının hakları yok mudur?

Bakın, DİSK'in araştırmalarında yüzde 90 işsizlikte kadın öne çıkıyor. OECD'nin rakamlarına bakıyoruz, kadın istihdam oranı Türkiye'de yüzde 28'dir, oranların altındadır. Bakıyorum, kadına şiddet konusunda arkadaşlar açıkladı, sadece 2013'te 229, 2014'ün ilk on ayında 217. Yani kadınlarını öldüren bir ülke, düşünebiliyor musunuz? Ve bunun ne bilimsel ne ilimsel ne etütsel ne proje ne üniversite ne emniyet ne jandarma ne Adalet Bakanlığı, hiçbir makam düzeyinde doğru dürüst bir veri, bir bilimsel çalışma, bir şey yok.

Kelepçe takarak, buton vererek insanlar korunmuyor, bunu anlamak lazım. Korumanın bir tek yolu vardır, suçu önlemek, önleme tedbirleridir. Bu önleme tedbirleri konusunda bilimsel bir çalışma yok.

Bakın, çok açık bir şekilde ifade edeyim siyasi temsil konusunda, diğer konularda, evet, bu bakanlıkta biraz kadın sayısı fazla. Yani, 51 il belediye başkanlığında bir tek kadın belediye başkanı var, o da bizim partiden. Biz bütün belediye başkanlıklarına eş başkanlık sistemini getirdik; 1 erkek, 1 kadın. Bakın, Hükûmetiniz buna engel oluyor, Bakanlığınızın sesi çıkmıyor. Kadın eş başkanlar yerel yönetimlerde seçimle gelenlerin görev yapmasını istemiyor. Sesinizi niye çıkarmıyorsunuz Bakanlık olarak? Kadın eş başkanlık modelini yerel yönetimlerde hayata geçiren dünyadaki tek proje Halkların Demokratik Partisinindi, BDP'nindi daha önceki adıyla.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ederiz. Bağırmaya gerek yok.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Baksana, Denizli horozu cevap verdi.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ederiz yardımlarınızdan dolayı.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Böyle laf sokuşturma... Benimle yapma onu, zamansız öten horozlara iyi cevap veririm ben ha, kusura bakma.

(Karşılıklı konuşmalar)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Eş Başkanlık sistemi konusunda, kadınların siyasi temsili konusunda Bakanlığınızın sesini yükseltmesi lazım. Siyasi temsilde kadın kotasını... Siyaseti hep milletvekili, belediye başkanı olarak düşündük; şu bakanlıkların hepsinde kadın kotası koymak lazım, bürokratik alanda, diğer alanlarda, bütün çalışma alanlarında. Arkadaşlar, bunu yapmadığımız zaman biz burada kadın haklarını falan konuşamıyoruz.

Ben size kamu izleme kurumlarının birkaç verisini vereceğim. Bakın, Avrupa Birliğinin standartları elimizde, bunlar size de geliyor. Sosyal koruma istatistikleri, sosyal güvenlik, sağlık, sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar olmak üzere üç ana kolda. Bunların içinde Türkiye'de sigorta ve emeklilik geçiyor, o, Çalışma Bakanlığında. Sosyal hizmet ve sosyal yardım en son sırada yer alıyor, o da sizin Bakanlığınızda. Suriye'deki misafirlerimiz konusu içler acısıdır. Bakın, Kobani'de en son, Ezidi yurttaşlarımıza, onlara psikolojik destek dışında sosyal devletin gerekleri var arkadaşlar. Siz onların sağlığını, onların çıplak ayaklarının çamurda duruşunu, onların aldığı gıdayı, ilacı bütün yönleriyle Bakanlık olarak izleyemiyorsanız Bakanlık görevini yapmıyor demektir. Gayrisafi oranda 2012 yılında sosyal koruma harcamalarında 13,41'dir oranı ve çok gerisindedir Avrupa Birliği ülkelerinin, rakamlar burada.

Şimdi, sosyal koruma harcamalarından geçip GAP Eylem Planı'nın, İşsizlik Fonu'nun akıbetini sorma hakkımız yok mu muhalefet olarak? 20 milyarın üzerinde para harcandı, nereye gitti bu paralar? Nereye gitti? Sizin alanınız olan bir konuda, Çalışma Bakanlığının alanı olan bir konuda nereye gitti?

Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde Türkiye 21'inci yüzyılda çekince koymaya... Yani nasıl izah edeyim? Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne çekince koyan bir ülkede... Medeniyetin bir göstergesidir, insan nasıl çekince koyar Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne? Bunun kaldırılması için niye Bakanlığınız sesini çıkarmaz? Bakın, sosyal yardım harcamaları konusunda 3 milyar 811 binlik bir barem gözüküyor çocuklarla ilgili, 2'nci sıradasınız, Sağlık Bakanlığı önde. Türkiye'de 23 milyon çocuk var Sayın Bakanım, 23 milyon. Şimdi, burada, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 37'nci maddesi "Bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olacak ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp uygun olabilecek en kısa süreyle sınırlı tutulacaktır." diyor. Siz çocuk tutuklularla ilgili, hükümlülerle ilgili -geçmişte de tecavüz olaylarını, Pozantı'yı, Sincan'daki baskıları, işkenceleri, hepsini biliyoruz- ciddi bir veriyi, ciddi bir projeyi İnternet sitenize koyabilir misiniz? Şu kadar tutuklu var, şu kadarı şu kadar kaldı, şu kadarı şu suçtan; bir veri var mıdır?

Bakın, gençlerle ilgili felaket istatistik rakamları var önümde. Gençlerle ilgili rakamlar... Türkiye en çok genç işsizliğin ve üniversite mezunu işsizin olduğu ülkedir. Bu konuda bir araştırma yapmayı düşündünüz mü? Düşünsenize, üniversiteyi bitirmiş 350 bin öğretmen atama bekliyor. Binlerce veteriner, ziraat mühendisi, binlerce insan; bunlar yeni evlenecek, 3 çocuk yapacaklar, istedikleri gibi evlendikleri zaman 3 çocuğa bakacaklar; nasıl olacak bu? Ev, bark kurmak için iş gerekmiyor mu?

Bakın, engellilerle ilgili rakamlara. Bu bir forum. Arkadaşlar, 24 bin açık kadro var ya, engelliler iş arıyor, işe alınmıyor, açık kadro var. Yani buna isyan etmemek mümkün mü?

"Bağırma." diyorsun, horoz mu olmak lazım bağırmak için, söyle bakayım?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hayır, güzel şeyler söylediğinde bağırma.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Biraz güzel şeylerde üniversitelerle iş birliği yapın Hocam, üniversiteden gelen biri olarak.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, çok güzel bir takdirle başladınız, Bakanlığımızın daha çok bayan ağırlıklı olmasından dolayı ama...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Diğer bakanlıklara göre... Çok değil, 4-5 kişi var.

BAŞKAN - Doğru da onun için arkadaşlar diyor. Yani bu üslup biraz uygun olmadı.

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Hepimiz burada değiliz, bütün kadınlar burada değil, daha fazlayız.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Bakan, üniversitelerle iş birliğini geliştirin, yerel yönetimlerle geliştirin, sivil toplumla geliştirin. Bakın, bu üçü çok önemli. Çocuklarla ilgili suçlar konusunda emniyet ve jandarma masaları zayıftır onları güçlendirin. Bakın, bunlar çok çok önemli.

Ve bonzai AKP iktidarı döneminde çıktı, nereden geliyor, nereden gidiyor, hangi okulun önünde satılıyor; bunun günahı da, vebali de Hükûmetindir. Ben açık açık söylüyorum: Bu bonzai AKP hükûmetleri döneminde Türkiye'ye geldi, onların döneminde yayıldı, onların döneminde okullara kadar girdi, ortaokullara, ilkokullara kadar satılıyor; bunun verilerini de çıkarmak Bakanlığın görevi.