KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bütçe sunuş konuşmanızın Özelleştirme İdaresi Başkanlığıyla ilgili kısmında "Özelleştirme İdaresi Başkanlığı çeşitli sektörlerde çok sayıda özelleştirme uygulamasını şeffaf bir şekilde gerçekleştirdi." diye açıklamada bulundunuz. Oysa uygulama ne? 2020 Sayıştay Raporu'nun 34'üncü sayfasında şöyle bir bulgu tespit edilmiş: "Özelleştirme işlemlerine ait değer tespit sonuçlarının kamuoyuna duyurulmaması." Bu ne demek biliyorsunuz. Şeker fabrikaları, TÜRK TELEKOM, SEKA ve özelleştirilen kurumlara biçilen değer neydi, kaça satıldı, aradaki fark nedir; bunları millet bilmiyor demektir. Oysa "2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılı Sayıştay Denetim Raporlarında da değer tespit komisyonu tarafından gerçekleştirilen işlemleri kapsayan değer tespit sonuçlarının, mevzuat hükümleri gereğince kuruluşun özelleştirme işlemi tamamlanarak devir sözleşmesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra kamuoyuna duyurulması gerekmektedir..." Ama duyuruluyor mu? Hayır. Özelleştirme İdaresine ilişkin raporlar 2014'ten beri Meclise geliyor ve her raporda bu konuda ne yazık ki uyarı var. Sayıştayın bu uyarıları, tespitleri laf olsun diye orada yok. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bu uyarı ve tespitleri değerlendirmeyecek mi? Kanuna, yönetmeliğe, Sayıştayın yedi yıldır uyarısına rağmen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı neden değer tespit raporlarını açıklamıyor? Akıllara şu soru geliyor: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı neyi, kimden saklıyor? Bunların cevapları neden yok, biz bilmek istiyoruz.

Sayın Bakan, değer tespit sonuçlarının kamuoyuna duyurulmaması, açıkça görev ihmalidir ve suçtur. Şimdi, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 78'inci maddesi der ki: "Denetim esnasında suç teşkil eden bir durumla karşılaşıldığında konu derhâl ilgili kamu idaresine veya cumhuriyet savcılığına bildirilmelidir." Öncelikle, Sayıştayın eylül aylarında açıkladığı, Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiği kamu idaresi raporları ile kasım-aralık aylarında açıkladığı belediye raporlarında ve aralık ayı sonlarında Türkiye Büyük Millet Meclisi KİT Komisyonuna gönderdiği KİT raporlarında konusu suç teşkil birçok eden bulgu yer almaktadır ancak bu tespitler, kamuoyunda tartışıldığıyla kalmaktadır yani Sayıştayın TBMM adına yaptığı denetimler sonuçsuz kalmaktadır. Sonuçsuz kalacaksa bu denetimler niye yapılıyor? Kanunda hüküm olsa da Sayıştayın, işlediği suçları adli yargıya intikal ettiremediği ortada. Kamu zararları bulgularda kalmakta, tazmin edilememekte ve sorumlular yargılanamamaktadır. Sayın Bakan, "Bu durum 'Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi' denilen bu ucube sistemin bir gereğidir." mi diyorsunuz?

Sayın Bakan, OECD'ye bağlı Mali Eylem Görev Gücünün tavsiye kararlarından 12'nci Tavsiye Kararı'nın geçen sene çıkan 6272 sayılı Kanun'da yer almamasından dolayı gri listeye girme ihtimalinin bulunacağını biz Meclis kürsüsünde ve Komisyonda defalarca söyledik ve sonuçta Mali Eylem Görev Güc'nün gri listesine girdik. Size sormak istiyorum: Siyasilerin ve siyasilerin akrabalarının mal varlıklarındaki artışların, kara para aklama yönündeki çalışmalarının ve bu konudaki etkin mücadelenin yeni düzenlemede yeri olacak mı? Bu konuda mevzuat düzenlemesi ya da etkin soruşturma yapılması konusunda bir çalışmanız var mıdır?

Sayın Bakan, 2006 yılında yürürlüğe giren Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesinde Bakanlar Kurulunca belirlenen vergi cenneti olan ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara yapılan her türlü ödemeler üzerinden yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılması öngörülüyordu ancak bu düzenleme, aradan on beş yıl geçmesine rağmen vergi cenneti ülkeler belirlenmediği için fiilen uygulanamıyor. Bu yönde bir düzenleme yapılmamasının nedeni nedir? Bu belirlemenin yapılmamış olmasının suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı bakımından bir zafiyet yarattığını düşünüyor musunuz?

Sayın Bakan, yine bütçe sunuşunuzda Türkiye İstatistik Kurumunun gizlilik, güncellik ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde, tutarlılık ve güvenilirlik çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdüğünü söylüyorsunuz. Bu söylediklerinize inanıyor musunuz?

Teşekkür ederim.