| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .11.2021 |
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çevre, biz insanların değil, bütün canlıların da ortak değeri. Dolayısıyla onu koruyacağız, bugüne kadar hep bu şiarla hareket ettik ve sayısız yatırımı milletimizin, ülkemizin, çevremizin hizmetine sunduk. Kabul edilse de edilmese de ülkemizde çevrenin makûs talihi 1994'te değişmeye başladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 1994'te İstanbul'la başlayan çevre yatırımları 2002 yılı sonrası tüm ülke sathına yayıldı. Her yıl çevreye değer katan birçok projenin açılışını gerçekleştiriyoruz, şehirlerimize nefes veren millet bahçeleri gibi; göllerimizi, denizlerimizi, nehirlerimizi ferahlatan atık su arıtma tesislerini devreye alıyoruz. Çevre, iklim ve sağlık dostu yüzlerce kilometre uzunluğundaki bisiklet yollarını milletimize kazandırmanın gururunu hep birlikte yaşıyoruz. Son yirmi-yirmi beş yılda ülkemizin dört bir yanında çevre yatırımları çok büyük ilerleme kaydetti, büyük yatırımlar yapıldı, büyük bir dönüşüm, büyük bir değişim oldu. 3 temel alıcı ortamı olan hava, su ve toprağın korunması önceliklerimizdendir. Atıkları düzenli bir şekilde bertaraf ederek hem toprağımızı hem su kaynaklarımızı koruyoruz, ayrıca atıkları kaynak olarak işleyerek ona değer katıyoruz. Doğal gaz kullanımında en son 15 bin nüfuslu tüm ilçelerde de bağlantı yapmaya başladık. Sanayide temiz üretim faaliyetleri, etkin egzoz izleme ve denetimleriyle bisikletli ulaşımın yaygınlaşması için hizmetler sayesinde havamız daha temiz. Bununla da yetinmiyoruz, şehirlerimizin hava kalitesi ve gürültü haritalarını da yapıyoruz. Denizlerde de koruma bölgeleri ilan ediyoruz, korunan alanlarda 2 kat artış sağladık, Finike Denizaltı Dağları bu örneklerden biri. Koruma altına alınan deniz alanının büyüklüğü kabaca İstanbul alanının yaklaşık 3 katı büyüklüğünde. Çevreyle ilgili uluslararası tüm değişikliklere taraf olduk ve Meclisimizden geçirdik.
Değerli arkadaşlar, geçen hafta İskoçya'daydık. Gelişmiş olan bütün ülkelerin altyapılarını, zamanında sömürdükleri ülkeler sayesinde ve onları -tabiri caizse- kendi hizmetkârları olarak kullandıklarını çok açık ve net bir şekilde müşahede ediyoruz ancak bu kirletici unsurların bu kadar altyapısını tamamlamış olmasına rağmen bu ülkeler tarafından taraf olmadan orada son derece lakayıt bir şekilde ve bu işe sarılmadan devam ettiğini gördük. Türkiye bu konudaki belki, en ciddi ülkeler arasında yer aldı.
Önemli değerlerimizden olan Salda Gölü'nden de bahsetmek istiyorum: Cumhurbaşkanımızın kararıyla özel çevre koruma alanı ilan edildi. Sadece yüzey alanı koruma altına alınmadı, etrafı da dâhil edilerek koruma kalkanı 7 kat büyütüldü. Sularımızı da korumak için arıtma tesislerini devreye aldık; 145 olan tesis sayısını 1.175'e, atık su hizmeti verilen belediye nüfusunu da yüzde 35'ten yüzde 90'a çıkardık. Arıtma tesisi yapmak yeterli olmuyor, bunları sağlıklı bir şekilde işletmek gerekiyor, bu konuda da yerel yönetimlerimize destek olduk, enerji giderlerinin yüzde 50'sini karşılayarak 2011-2020 yılları arasında toplam 606 milyon TL enerji teşvik ödemesi yaptık.
Buna rağmen, maalesef, bakın, işte binbir zahmetle temizlenen Haliç, son zamanlarda yine bir kirlilikle karşı karşıya. Riva'nın karanlığa mahkûm edilişini gördük. Marmara'da alg patlamalarını konuşurken birden etrafımızı saran müsilajla bulduk. Bütün bunlar gerçekten tesadüf olabilir mi; yoksa ilgisizliğin, basiretsizliğin, samimiyetsizliğin göstergesi mi? Birçok bilim insanının ortak kanaatinin, müsilaja yol açan birçok temel faktörden en önemlisinin kirlilik olduğunu biliyoruz. Denizlerimiz kirleniyor; neden? Çevre yatırımlarını durduruyoruz, var olan arıtma tesislerini işletme...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydın, son cümlelerimizi alalım.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) - ...hatta, "Gereksiz." diyerek temel atmama garabetine dahi tanıklık ediyoruz. Kapımızdaki tehlike olan kuraklığı da görüyoruz.
Evet, insanlık ne yazık ki ektiğini biçiyor, geçmişte yaptığı hataların, kaynakları fütursuzca kullanmanın cezasını çekiyor. Salgınlarla, aşırı yağış ve sıcaklıklarla, kuraklıklarla...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Aydın.
Son cümlenizi alayım.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) - Bunları yaşamamak da elimizde.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.