KOMİSYON KONUŞMASI

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Bakanım, yeni görevinizde başarılar diliyorum, hayırlı olsun diyorum.

Sabahtan beri herhâlde 50'nin üzerinde milletvekili konuştu; söylenmesi gerekip de söylenmeyen herhâlde hiçbir şey kalmadı, çoğu defa da birbirimizi tekrar ettik. Dolayısıyla, söyleyeceklerimde yeni bir şey olduğunu düşünmüyorum ama kayda geçmesi açısından da konuşmak ihtiyacı hissettim.

Sayın Bakanım, önce değer hükmümü söyleyeyim ama gerekçesini söylemeyeceğim çünkü çok söylendi. Ben, Bakanlığın yoksullukla mücadele ettiğine inanmıyorum, yoksulluk yönetiliyor. Eğer 6 milyondan fazla kişi ulusal bütçeden bir şekilde yardım alıyorsa ve bu da zaman içerisinde artarak gidiyorsa gerçekten bu ekonomik model üzerinde düşünülmesi gerekiyor.

Bakın, son yedi yılda emek piyasasına 7 milyona yakın insan giriyor, bunun sadece 3 milyonu istihdam ediliyor yani geriye kalanı bir şekilde yemek, içmek, karnını doyurmak zorunda. Dolayısıyla da geriye kalanlar bu yardıma gidiyor işte, bu Bakanlığın verdiği yardımlarla geçiniyor. Yanlış mı bu? Hayır, yanlış değil; devletin görevi yurttaşını barındırmak, yedirmek, içirmek, dolayısıyla bunun bir yanlışı yok. Yanlış olan şey, bunu artarak sürdürmek çünkü bu, ekonomik kaynağın israfından başka bir şey değil.

Şu anda "ev gençleri" diye bir kavram üretildi yani gençlerin azımsanamayacak bir kısmı ne eğitimde ne istihdamda. Eğer biz gerçekten ekonomiyi düzgün yönetsek ve bunun sonucunda da istihdamı artırsak o 6 milyon insanın önemli bir kısmı, belki yarısından fazlası alın teriyle çalışacak, kazanacak, evine rızık götürecek ve dolayısıyla da bu sayı 6 milyondan aşağıya azalacak ama Bakanlığın bütçesi, ekonomik aktivite giderek arttığı için, daha fazla vergi toplanacağı için büyüyecek. Dolayısıyla, şu anda 60 lira, 70 lira, 300, 500, 600, 700 lira yardım alan insanlar daha fazla alacaklar ve daha iyi geçinecekler. Dolayısıyla, burada üzerinde düşünülmesi gereken konu, bu ekonomi büyüyor da niçin istihdam yaratamıyor? 2021'in ikinci çeyreğinde yüzde 20'nin üzerinde büyüdük, bu sene yıllık bazda belki 2 haneli büyüyeceğiz, yüzde 10 olacak ama maalesef bu büyüme istihdam yaratmıyor. Sayın Bakanım, sizin bunun üstüne düşünmeniz lazım, bunun cevabını aramanız lazım; bu büyüme istihdam yaratmıyor.

Şu anda, emek piyasasına her yıl 800-900 bin arasında insan giriyor. Dolayısıyla, en azından şu anda işi olanların işlerini kaybetmemeleri için yaratılması gereken, ortaya konulması gereken büyüme hızı yüzde 4. Onu da nereden buluyoruz? İstihdamın büyüme esnekliği 0,7. Biz, değil ilave emek piyasasına çıkanların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yardımlarına gitmesini önlemek, var olan istihdamı bile maalesef koruyamıyoruz. O nedenle, ben bu politikalarınızı gözden geçirmenizi, istihdam yaratmayan bu büyümenin nasıl sağlanacağı konusunda kafa yormanızı istirham ediyorum ve bunun üzerinde de düşünülmeli. Yoksa bu, gelecek yıl 6,2-6,5; ertesi yıl 6,7-8. Bu nereye kadar gidecek? Herkes yemek, içmek, hayatını devam ettirmek zorunda ama birilerinin de kazanması lazım, kazanmadan gökten bıldırcın elması yağmayacak, alın terimizle çalışacağız, kazanacağız ve kendimizi geçindireceğiz, devletimize vergimizi ödeyeceğiz. Bununla da geçinemeyenlerin karnını doyurmak zorundayız ama maalesef, burada ekonomik büyümenin hızlandırılması için yapılması gerekenler yapılmıyor -bu tabii, sizin konunuz değil, bunu cuma günü Sayın Hazine ve Maliye Bakanı geldiğinde söyleriz- ekonominin üretkenlik kapasitesi giderek azalıyor. Dolayısıyla, sizin burada daha fazla kişiye, daha fazla yardım yapmanız bence övünülecek bir şey değil; onların giydirilmesi, yedirilmesi, içirilmesi hakkı ama yöneticiler olarak bizler, buradan bir gurur meselesi yapmamamız lazım, buradan başarı öyküsü çıkarmamamız lazım. Bu, ekonomiyi düzgün yönetememenin, büyütememenin bir sonucu ve kaynağın israfından başka bir şey değil.

Bu kadar söyleyeyim.

Teşekkür ediyorum.