| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .11.2021 |
MEHMET KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, öncelikle Tarım Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ve size ve çalışma arkadaşlarınıza başarılar diliyorum.
Tabii, özellikle kentleşme ve refah artışına bağlı olarak tüketici tercihleri -sizin de takdiriniz- hızla değişmekle beraber, bu değişim sorunları belki biraz arttırsa da aslında geniş fırsatları da beraberinde getirmekte bizlere. Tabii, iklim değişikliği ve pandemi sürecinde tarımın stratejik değerinin ne kadar net bir şekilde ortaya koyulduğunu hep birlikte müşahede ettik, tarımın doğru bir yatırım alanı olduğunu da hepimize bir kere daha gösterdi bu süreç. Tabii, 2050 projeksiyonlarına göre dünya nüfusunun 10 milyar, Türkiye'nin nüfusunun da 100 milyon olacağı hesaplanırsa dolayısıyla tarımın başladığı, medeniyetlerin şekillendiği bu topraklar için önümüzde yeni fırsatlar, yeni baharlar bulunmaktadır; tabii, sizin Bakanlığınız da sizin şahsınız da bu konuda çok önem arz etmekte. Ben bu kapsamda Güneydoğu Anadolu Projesi'ne yani kısaca GAP olarak bildiğimiz projeye değinmek istiyorum. Türkiye'nin en büyük, dünyanın da sayılı bölgesel kalkınma projelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Projesi kısacası GAP, hepimizin de bildiği gibi, maddi bir proje kadar artık manevi bir kimlik de kendine kazandırdı. Tabii, bu proje manevi anlamda yediden yetmişe bütün bölge insanının -9 ili kapsıyor biliyorsunuz, benim de içinde olduğum Şanlıurfa'nın da dâhil olduğu- bu 9 ilde yediden yetmişe herkesin kendi benliğine, ruhuna sirayet etmiş bir proje. İnsanların hayal kurmasına vesile olan, çok büyük umutların beslendiği bir proje. Tabii ki bu hayallerin gerçekleşmesinde öncelikle bugüne kadar emeği geçen bütün geçmiş hükûmetlere, hepsine teşekkür ediyorum. Tabii, bu hükûmetlerin içinde Özal hükûmetini de özellikle vurgulamak istiyorum. Sizin merhum sayın babanızın da içinde yer aldığı ve gerçekten GAP'ın gelişmesine çok büyük katkı sunan değerli, rahmetli Ekrem Pakdemirli Hocamızı da burada hayırla yâd ediyorum ve tabii ki bizim dönemimize geldiğimizde başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Sayın Cevdet Yılmaz Bey'in de bakan olarak çok büyük emeklerinin ve katkılarının olduğunu bir kere daha burada vurgulamak istiyorum. Emeği geçen herkese bir kere daha şükranlarımı sunuyorum.
Tabii, daha yapılması gereken çok şey var çünkü GAP -hepinizin takdiri- cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı ve maliyetli projesi olup bugüne kadar hazırlanan bölgesel kalkınma plan ve programları içinde en etkin olarak uygulananı olarak nitelendirebiliriz. GAP, entegre bölgesel kalkınma yaklaşımı ve sürdürülebilir insani gelişme felsefesiyle uluslararası literatüre geçen ve marka değeri olan çok önemli bir proje. Tabii Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sahip olduğu bu kaynakları değerlendirerek yöre halkının da gelir düzeyini ve yaşam kalitesini yükseltmek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını gidermek, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam olanaklarını arttırarak ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal gelişime katkıda bulunmak GAP'ın temel hedefleri; hepinizin takdiri. Tabii, GAP kapsamında 22 baraj, 19 hidroelektrik santralinin yapımı öngörülmüştür. GAP'ın tamamlanmasıyla 1 milyon 800 bin hektar alan sulamaya açılacak, yılda 27 milyar kilovatsaat hidroelektrik enerji üretimiyle ülke enerji ihtiyacının büyük bölümü de karşılanacaktır. Hidroelektrik santralleri ve sulama projelerinin yanı sıra tarım, sanayi, enerji, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel altyapı yatırımları ile bölgenin ekonomik ve sosyal göstergelerinin ülke ortalamasına getirilmesi temel önceliktir.
Tabii, burada lokomotif sektör tarım, hepimizin takdiri, bölgede 7,5 milyon hektar alanın 3 milyon 200 bin hektarlık alanı tarımsal faaliyetlere elverişlidir. Bilindiği gibi, sulama GAP'ın en önemli altyapı yatırımlarından biridir. Yaklaşık 2 milyon 100 bin hektarlık brüt alan sulama potansiyeline sahiptir. Bu rakam Türkiye'nin ekonomik olarak sulanabilir arazisinin yüzde 20'sine tekabül etmektedir. Türkiye'nin bölgesel kalkınmaya yönelik en büyük yatırımı olarak tanımlanan GAP'ın sulama projeleri tamamlandığında şimdiye kadar devlet eliyle gerçekleştirilen sulama alanına eşit bir alan daha sulu tarıma açılmış olacaktır. Böylece, projenin tamamlanmasıyla ortaya çıkacak yüksek tarım ve sanayi potansiyeliyle bölgede ekonomik hasıla 4,5 kat artacak ve toplamda 3 milyon 800 bin kişiye istihdam olanağı sağlanacaktır.
GAP Master Planı bölgeyi tarım ve tarıma dayalı ihracat merkezi hâline getirmeyi de hedeflemektedir. Bölgenin imalat sanayisinin esas olarak tarıma dayalı olması, hem tarıma girdi veren hem de tarım ürünlerini işleyen sanayiler için büyük bir yatırım ve gelişim potansiyeli barındırmaktadır. Bölgenin zengin doğal kaynaklarıyla kullanım şeklinin değişmesi bölgesel kalkınma stratejisinin temelini de oluşturmaktadır. Mevcut durumda GAP bölgesi Türkiye pamuk üretiminin yarısından fazlasını karşılamakta olup -yüzde 56- ülke genelinde yetiştirilen bitkisel ürünlerden kırmızı mercimeğin yüzde 93,5'i, Antep fıstığının yüzde 91,7'si ile durum buğdayının yüzde 32,5'i GAP bölgesinden karşılanmaktadır. Bunun yanında, bölgede sulamaların tamamlanmasıyla birlikte yaş sebze, meyve ve endüstri bitkilerinin -pamuk, mısır, soya gibi- üretiminde büyük bir artış beklenmektedir. Bölgede sulama öncesi ve sulama sonrası bitkisel üretime bakıldığında, örneğin 1985 ve 1990 yıllarında sulama öncesi buğday, arpa ve mercimek ekildiği görülmekte; bunu pamuk, nohut ve sebzeler izlemektedir. Sulamaya başlanmasıyla birlikteyse 1995 yılında kuruda yetişen arpa, mercimek, nohut ekiliş alanlarının düşmesine paralel olarak özellikle pamuğun ekiliş alanlarında önemli oranda artışlar olmuştur. Tabii, burada tahıl ve diğer bitkisel ürünlerde de bu artışı görmek mümkün.
Biraz hayvancılık konusuna da değinmek lazım, sadece tarım açısından değil. GAP bölgesinde hayvancılık genellikle meraya dayalı ekstansif olarak yapılmaktadır. Türkiye'de mevcut sığır varlığının yaklaşık yüzde 10'u, koyun varlığının yüzde 18'i ve keçi varlığının yaklaşık yüzde 20'si GAP bölgesinde bulunmaktadır. GAP bölgesinde, hayvancılık potansiyelinin akılcı plan, strateji ve desteklemelerle geliştirilmesi, geçmişte olduğu gibi canlı hayvan, hayvansal ürünler bakımından bölgeyi yeniden ihracatçı konumuna getirmektedir.
Tabii, en önemli hususlardan biri sulama yatırımları. 2020 yılı sonu itibariyle toplamda 1,5 milyon metre ana kanal tamamlanmış, 9.075 hektar alan da sulamaya açılmıştır. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen -özellikle DSİ'ye de ayrı bir teşekkürü borç bilirim, onun da bu konuda beraber çalıştığımız çok güzel hizmetleri var hakikaten- sulamaların yönetimi tüm Türkiye'de olduğu gibi GAP bölgesinde de kullanıcılara devredilmektedir. Bölgede sulama açısından alanların artmasına paralel olarak modern tarım tekniklerinin kullanımı da yaygınlaşmaya başlamıştır.
Tabii, tarıma dayalı sanayi konusunda bölgenin sulu tarıma açılmasıyla birlikte sanayide de önemli gelişmeler meydana gelmiştir. GAP bölgesinde imalat sanayisindeki işletme sayıları, ihracatçı firma sayıları bu yatırımların sürekli artmasıyla beraber, onlara paralel olarak artmaktadır. Tabii, gelecekte ortaya çıkacak üretim kapasitesinin yanı sıra iç ve dış pazarlara sunacağı tarımsal ham maddeler ve yarı mamul, mamul maddeler ile birlikte tarımsal üretimde kullanılacak olan her türlü tarımsal üretim girdisi -gübre, tohum, ilaç, yem, ekipman, imalathane ve bunun gibi- ihtiyaç duyacağı yetişmiş iş gücü ve kalifiye elemanlarıyla sadece Türkiye pazarlarına değil tüm dünyaya açılacak bir penceredir.
Tabii, hepiniz takdir edersiniz ki Sayın Bakanım, böyle bir projeyi on dakikaya sığdırmak mümkün değil. Uzun yıllardır devam eden bir proje ve eksikleri mutlaka olacaktır ki olmuştur da. Bu konuda da mesela yapılan projelere ilaveten Mardin Ceylanpınar, Suruç Ovası, işte en son açılışı cumartesi günü Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı, Silvan Barajı, bu gibi projelere mutlaka değinmek lazım. Bu konuda hakikaten takdirlerimi arz ediyorum ama tabii ki eksik yönler var, işte bu enerji sorunuyla ilgili muhalefet milletvekillerimizin de değindiği konuda. Özellikle Siverek-Hilvan-Viranşehir hattında bu enerji maliyetlerini çok fazla gözetmeden, getirisini daha çok gözeterek, bunu bir sosyal proje olarak görerek bu projeleri daha da geliştirmek, daha da yaygınlaştırmak; sulama kanallarından Mardin'e, Ceylanpınar'a giderken barajın dibinde olan bu ilçeleri de -Siverek, Hilvan, Viranşehir gibi- bu sulama projelerinden istifade ettirmek en önemli hedefimiz olması lazım bence.
Burada son bir teşekkürümü de size yine iletmek istiyorum Sayın Bakanım. Aslında 2014 yılından beri devam eden ama bir yerde akamete uğrayan Siverek İçme Suyu Projesi vardı. Geçen sene müdahalenizle tıkanmış o süreci çözdüğünüz için size ayrıca teşekkür ediyorum, gerçekten çok önemli bir proje. 270 bin nüfuslu bir ilçenin sadece yüzde 97'sinin kuyulardan istifade ettiği, içme suyunu kuyulardan karşıladığı bir ilçenin takdir edersiniz ki su sorununu gidermek, bu hepimize manevi anlamda da yeterlidir diye düşünüyorum ve bu konudaki emeğinize ben tekrar teşekkür ediyorum. Bir şey ilave etmek istiyorum: Bu ara süreç yine tıkanmak üzere sanki. Eğer bir an evvel isale ve arıtma hatları bitmezse Allah korusun, korkuyorum ki bu yaz Siverek komple susuz kalabilir. Öyle bir tehlike var, ben bu konuda da size son olarak talebimi iletmek istiyorum Sayın Bakanım.
Bütçenizin tekrar hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum ve bütün çalışma arkadaşlarınıza, Bakanlığın bütün mensuplarına da ben tekrar başarılar ve muvaffakiyetler diliyorum.
Teşekkür ederim.