KOMİSYON KONUŞMASI

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli Bakanım, değerli bürokratlar, basınımızın değerli mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tarım Bakanlığı bütçesi üzerinde Sayın Bakanımızın yaptığı, bu sunum kitapçığıyla ilgili olarak geçen seneki söylediklerimden çok fazla bir şey söyleyebilecek durumda değilim. Çünkü geçen seneki söylenenlerin veyahut da kullanılan yöntemin dışında bu sene farklı bir yöntem ortada yok. Biraz sonra kuracağım cümlelerden lütfen mefhumumuhalifinden farklı bir yorum, vesaire çıkarmayın; kimseyi incitmek gibi bir niyetim yok, haddim de değil, benim günahım bana yeter. Fakat, Sayın Bakanım, eğer ben sizin yerinizde olsaydım, bu heyetin huzuruna böyle bir kitapçıkla çıkmazdım. Burada çok fazla bilgi var fakat bu bilgi ham. Bilgi çok, tahlil yok, terkip yok, analiz yok ve buradan, herhangi bir satırından, sayfasından söylenen sözden de bir politika üretmek kesinlikle mümkün değil. Yani eyleme konulabilecek bir politika üretmek mümkün değil.

Bu kitapçıktan hareketle dün akşam televizyonlarda gördük, Adana'da bir limon üreticisi yurttaşımız, içeri, bahçesine girmiş limonu söktürüyor. Kırşehir'de bir kadın çiftçimiz girdileriyle ilgili şikâyette bulunuyor. Traktörü haczedilen yurttaşlarımız, vesaireler var. Şimdi, bu yurttaşlarımıza, bu kitapçıkla gittiğimizde, bunun içerisindeki hangi paragraftan neyi nasıl bir politika üreterek onların girdi maliyetlerini azaltacağımızı ve dolayısıyla da onların şu anda yaptıkları bu masraflardan sonra yüklendikleri yükü hafifleteceğimizi söyleyebiliriz. Burada böyle bir şey yok. Eğer Bakanlıkta da işler gerçekten böyle yapılıyorsa ben vay bu ülkenin hâline diyorum. Çünkü... Şimdi hangi konuyu ele alalım? Diyelim, biraz önce, en başta, bir arkadaşımız 2021 yılı için destekleme fiyatının dönüm başına 16 liradan 20 liraya çıkarıldığını, bu 4 liralık artışın ne anlama geldiğini fiyatları ortaya koyarak söyledi, dedi ki: "Eski sistemde 8 kilo gübre alabiliyordum, şu anda bu artışa rağmen 2 kilo gübre alabiliyorum." Bunu diğer konulara da teşmil edebiliriz, genişletebiliriz. Dolayısıyla bu ülkede, şu anda, tarımda bir girdi maliyet artışı var. Sizce, bu girdi maliyetinin içsel ve dışsal faktörleri nedir, bunun ne kadarı dışarıdaki uluslararası küresel konjonktürden geliyor, ne kadarı içerideki ekonomi yönetiminin aldığı kararların sonucu ortaya çıktı?

Erhan Bey konuşurken Uğur Bey dedi ki: "Dışarıda ham madde fiyatlarında artış oldu, bunu göz ardı etme." Doğru, dışarıda ham madde fiyatları artıyor. Örneğin, Avrupa Birliğinde tüketici fiyatı yüzde 4,1'ken toptan eşya fiyatı ÜFE yüzde 16; Amerika Birleşik Devletleri'nde 5,4 TÜFE'ye karşılık 26,3; Rusya'da 26,3 ÜFE'ye karşı 8,1 ve aşağı doğru gidiyor. Dolayısıyla oralarda da bir maliyet artışı elbette var. Dolayısıyla elbette, buradan bize de yansıyan bir faktör var ama biz şunu sizden, yaptığınız bir analizden öğrenmek istiyoruz: Bunun, örneğin, içerideki gübre fiyatlarındaki artışın ne kadarı uluslararası piyasalardan geliyor, ne kadarı içerideki makro değişkenlerden ortaya geliyor? Ben size söyleyeyim, arkadaşlar dediler ki: "Bunu göz ardı etmeyin." Tamam, göz ardı etmeyelim. Şimdi, dün gece Merkez Bankası bir genelge yayınladı, bu genelgeyle döviz mevduatlarına uygulanan zorunlu karşılıkları artırdı. Şimdi, bu, önümüzdeki Para Politikası Kurulunda yapılacak olan bir indirimin hazırlığı, bu bir indirimin hazırlığı ve ayrıca bir şey daha var, önümüzdeki yılbaşına kadar olan bir sürede, bankacılık sistemindeki dövizi alıp Merkez Bankasına koymak, oradan borç almak ve dolayısıyla da şu anda 123-124 milyar doları 128 milyar dolara çıkarmak, buradan da bir siyasi rant devşirmek. Buna da itirazım yok, yapabilirsiniz. Ancak bunun sonucunda ortaya çıkan, Türk lirasının kaybettiği bir değer var, o kaybettiği değer, sizin politikalarınız sonucu ortaya çıkıyor ve dolayısıyla da üreticinin girdi maliyeti bu nedenle artıyor. Eğer dışarıda, örneğin, yemde, gübrede ve diğer girdilerde dolar fiyatı sabit kalsa bile siz içeride uyguladığınız bu politikalar sonucunda -ki tercihiniz de bu yönde- Türk lirasını değersizleştirdiğiniz için bunların TL fiyatı artıyor ve girdi fiyatları da artıyor. Dolayısıyla ya buna itiraz etmeyin, deyin ki: "Bunun bir mantığı var, bu mantık belli bir vadede bize şöyle şöyle geri dönecek." ya da bu eleştirileri eğer uygun görüyorsanız kabul edin, ilgililere deyin ki: "Bundan vazgeçin." Sayın Bakanım, bu kitapçıkta böyle bir analiz yok. Lütfen, bunu bize yapar mısınız, söyler misiniz.

Yine söylüyorum, eğer Bakanlığın bünyesinde de siyaset buysa yani daha doğrusu kamuoyuyla kurulacak olan iletişim, sizin bu yöntemle yaptığınız iletişim şeklinde, sunum şeklindeyse ben, vallahi -tekrar ediyorum- Komisyona gelip böyle bir sunumda bulunmam, utanırım açıkça söylemek gerekirse. Ama yine de söylüyorum, lütfen söylediğim sözün mefhumumuhalifinden bir şey çıkarmayın, benim günahım bana yeter. Fakat girdi maliyetleri niçin artıyor, niçin bu bütçede konulan ödenekler yetmiyor ve bunu telafi etmek için niçin ödenek talebinde bulunmuyorsunuz; bütün bunları gelin, bize anlatın. Niye gübre fiyatları 7 bin-8 bin TL'ye çıktı, dediğim gibi, ne kadarı dışarıdan kaynaklanıyor, ne kadarı içeriden kaynaklanıyor; biz bunları açık ve net olarak ortaya koymadığımız sürece -biraz önce söylediğim- ne Adana'da limon bahçesini söken çiftçiye ne Kırşehir'deki kadın çiftçiye ne traktörü haczedilen yurttaşlarımıza bir açıklamada bulunamayız. O nedenle, sizden benim şahsen talebim, bundan sonraki bütçe görüşmelerine gelirken bu tür analizlerinizi açık ve net bir şekilde yapın. Biz, sizin neye göre hareket ettiğinizi bilelim. Sizleri eleştirirken veyahut da sizin politikalarınıza olumlu yönde bir katkı sağlamaya çalışırken neyi söylememiz gerektiğini de bilelim ve dolayısıyla zamandan da tasarruf edelim; sözleri, kelimeleri de israf etmeyelim diyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum.