KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, Bakanlığımızın kıymetli temsilcileri, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanımıza yeni görevinin hayırlı olmasını diliyor, zorlu görevinde yüksek başarı sağlayacağına inanıyor ve bugünkü sunum için teşekkür ediyorum.

Dünya daha önce benzerini yaşamadığı küresel bir salgınla iki yıldır karşı karşıyadır. Salgının insan ve toplum hayatına, siyaset ve sosyal ilişkiler ağına, ekonomi ve ticaret alanına yıkıcı ve çok yönlü tesirleri bulunmaktadır. Türkiye salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan her girişimi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sağladığı imkânlarla akıl, sabır ve soğukkanlılıkla tereddütsüz ifa etmiştir. Seri ve etkili kararlar alınarak kaosa ve karmaşaya asla müsaade edilmemiştir. Üretimin ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması, istihdamın korunması ve finansal sistemin sağlıklı işleyişinin sürdürülmesi için eş güdümlü politika adımları atılmıştır.

Salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi için bugüne kadar çok önemli tedbirler uygulamaya konulmuştur. 18 Mart 2020 tarihinde açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi daha sonra ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda alınan yeni tedbirlerle genişletilmiş, toplumun tüm kesimlerinin bu süreçte desteklenmesi sağlanmıştır. İş yerlerinde üretimin ve istihdamın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla salgın koşullarındaki değişimlere bağlı olarak dönem dönem uzaktan çalışma uygulamalarına başvurulmuştur. İstihdamı korumaya ve artırmaya yönelik olarak birçok düzenleme yapılmıştır. İşçilerin iş akitlerinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller dışında işveren tarafından feshedilmemesi düzenlenmiştir. Talepte bulunan işletmelere kısa çalışma ödeneği verilmiş, kısa çalışma ödeneğinin kapsamı genişletilmiş, şartları kolaylaştırılmış ve süreç hızlandırılmıştır. Ayrıca, nakdî ücret desteği verilmesinden işsizlik ödeneğinin iyileştirilmesine, normalleşme desteğinden telafi çalışma uygulamasına, hızlı işe dönüş teşviklerinden istihdam desteklerine, vergi ve sigorta primi ertelemelerinden borç yapılandırmasına kadar birçok teşvik, destek ve yardım uygulaması hayata geçirilmiştir. En düşük emekli aylığı yükseltilmiş, Ramazan ve Kurban Bayramı öncesi ödenen emekli ikramiyeleri artırılmıştır. 2020 yılı içerisinde sektör ayrımı yapılmaksızın işverenlere ödeyecekleri sigorta priminden mahsup edilerek aylık 75 lira asgari ücret desteği verilmiş, 2021 yılında da aynı uygulamaya devam edilmektedir. Alınan etkili tedbirler, ekonomik aktivitedeki ve istihdamdaki daralmayı sınırlandırmış ve süratle toparlanarak salgın öncesi seviyenin üzerine çıkmasını sağlamıştır. İstihdam, 2020 yılında salgının etkisiyle bir önceki yıla göre 1 milyon 268 bin kişi azalarak 26 milyon 812 bin kişi olurken iş gücüne katılma oranı 3,6 puan azalarak yüzde 49,3 olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı Nisan ayında 2 milyon 585 bin kişiye kadar yükselen istihdamdaki daralma, istihdamı korumaya ve artırmaya yönelik etkili adımlar sayesinde pandemi önce seviyesine gelmiştir.

Mevsim etkilerinden arındırılmış temel iş gücü göstergelerine göre ağustos ayında istihdam sayısı 28 milyon 706 bin kişiye ulaşmış olup geçen yılın aynı ayına göre 1 milyon 865 bin kişi artmıştır. Aynı dönemde işsizlik oranı 0,9 puan, tarım dışı işsizlik oranı 2 puan, genç işsizlik oranı 2 puan, atıl iş gücü oranı da 3,2 puan azalmıştır. "İşten çıkarma yasağı kalkınca işsizlik patlayacak." diyenlerin aksine istihdam artıyor, işsizlik düşüyor. Salgının en fazla vurduğu hizmet sektöründe istihdam pandemi öncesi düzeye gelmiş, sanayi istihdamıysa tarihî rekor kırmaktadır. Sadece TÜİK anketleri değil, SGK verileri de kayıtlı çalışan sayısının her geçen ay arttığını ortaya koymaktadır. Bugün açıklanan SGK ağustos ayı verilerine göre bir yılda toplam sigortalı sayısı 2 milyon 7 bin, sadece zorunlu sigortalı sayısıysa 1 milyon 439 bin kişi artmıştır. 2021 yılında istihdamın bir önceki yıla göre 1 milyon 829 bin kişi artacağı, iş gücüne katılma oranının ise yüzde 51,4 olacağı beklenmektedir. Bu çerçevede, işsizlik oranının yüzde 13,2'den yüzde 12,6'ya düşmesi tahmin edilmektedir. 2022 yılındaysa istihdamın bir önceki yıla göre 1 milyon 277 bin kişi artacağı, işsizlik oranınınsa yüzde 12'ye gerileyeceği öngörülmektedir. İş gücüne katılma oranının da 2022 yılında 1 puan artışla yüzde 52,4 puana ulaşması beklenmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadınların iş gücüne katılma oranı 2020 yılında yüzde 30,9 olarak gerçekleşmiş, bir önceki yıla göre 3,5 puan azalmıştır. 2021 Ağustos ayı itibarıylaysa bu oran yüzde 32,3'e çıkmıştır. Kadın istihdam oranıysa 2020 yılında yüzde 26,2; 2021 Ağustos ayı itibarıyla yüzde 27,5 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2020 yılında genel işsizlik oranı 13,2'yken gençlerde bu oran yüzde 25,3 olmuştur. 2021 Ağustos ayı itibarıylaysa genel işsizlik oranı 12,1; gençlerde bu oran 22,7 düzeyine inmiştir. Genç ve kadın istihdamı ile mesleki belgesi olan sigortalı istihdamı hâlinde uygulanan işveren primi teşviki ve ilave istihdam prim teşvikinin 31 Aralık 2023 tarihine kadar uzatılması konusunda verilen yetki üzerine Cumhurbaşkanı kararıyla 2022 yılı sonuna kadar uzatılmıştır. Gençlerin iş gücü piyasasına geçişlerini ve kariyer olanaklarına erişimini kolaylaştırmak üzere Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından staj faaliyetlerinin yaygınlaştırılması, üniversiteli gençlerin yarı zamanlı olarak istihdam edilmesi ve ülkemizdeki büyük projelerle ilgili olarak gençlere farkındalık kazandırılması yönünde çalışmalar devam etmektedir. 2021-2023 Ulusal Genç İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı'yla ilgili genelge 2 Ekim 2021 tarihinde yayınlanmıştır. Strateji ve eylem planıyla, 2023 yılında genç işsizlik oranının yüzde 17,8'e düşmesi, iş gücüne katılma oranının yüzde 46'ya çıkması, eğitimde ve istihdamda olmayan gençlerin oranınınsa yüzde 20'ye düşmesi hedeflenmektedir.

Başta dijital beceriler olmak üzere piyasanın ihtiyaç duyduğu alanlarda iş gücünün niteliğinin geliştirilmesi, aktif iş gücü programlarının yaygınlaştırılması ve etkinliğinin artırılması, esnek çalışma biçimlerinden daha geniş kesimlerin faydalanması, özel politika gerektiren grupların iş gücü ve istihdama katılımlarının artırılması, kayıt dışı istihdamın azaltılması ile iş sağlığı ve güvenliği alanında yürütülen hizmetlerin nitelik ve verimliliğinin yükseltilmesi hususlarında daha fazla ilerleme kaydedilmesi ihtiyacı bulunmaktadır.

Esasen, ülkemizde, iş gücü piyasası ve çalışma hayatıyla ilgili bir reform ihtiyacı bulunmaktadır. Toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulduğu, iş gücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, ücret verimlilik ilişkisinin güçlendirildiği, iş sağlığı ve iş güvenliği şartlarının iyileştirildiği bir iş gücü piyasası oluşturulmalıdır. Çalışma hayatı, işçi ile işveren haklarının dengeli bir şekilde korunması yanında işin korunmasını da dikkate alan politikalar çerçevesinde tanzim edilmelidir. Eğitim istihdam planlaması yapılmalı, mesleki eğitim güçlendirilmeli, istihdamı caydırmayan bir sosyal yardım sistemi kurulmalı ve sendikal haklar çağdaş normlara uygun hâle getirilmelidir.

2021 Temmuz ayı istatistiklerine göre sendikalaşma oranının yüzde 14,13 olarak gerçekleştiği, sendikaya üye işçi sayısının 2 milyon 123 bin olduğu açıklanmıştır. Çağdaş normlarda endüstri ilişkilerinin tesisi için sendikalı işçilerin ve toplu iş sözleşmeli iş yerlerinin artırılmasına destek sağlayacak düzenlemeler getirilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; asgari ücret 2021 Ocak ayında yüzde 21,5 oranında artışla brüt 3.577,5 liraya, net 2.825 liraya yükseltilmiştir. İşçi, esnaf ve çiftçi emekli aylıkları 2021 yılı Ocak ayında yüzde 8,37; Temmuz ayında ise yüzde 8,45 oranında artırılmıştır. Emekli aylıkları, 5510 sayılı Kanun uyarınca, 2022 yılı Ocak ve Temmuz aylarında önceki altı aylık enflasyon dikkate alınarak artırılacaktır. Kamu çalışanlarının mali ve sosyal hakları toplu sözleşmeyle belirlenmektedir. Memur maaşları ve memur emekli aylıklarında 2021 yılı Ocak ayında yüzde 7,33; Temmuz ayında yüzde 8,45 oranında artış sağlanmıştır. Ortalama net memur maaşları nominal olarak 2021 yılında yüzde 15,3 artmıştır. Memur maaşları ve memur emekli aylıklarının 2022 yılının Ocak ayında yüzde 5, Temmuz ayında ise yüzde 7 oranında artırılması ve enflasyon farkı verilmesi öngörülmüştür.

Bilindiği üzere, tüm dünyada, salgının etkisiyle bütçe açıkları, borçluluk, işsizlik, enflasyon yüksek oranlarda artmıştır. Bugün, dünyada enflasyonun geçici mi kalıcı mı olacağı tartışılmaktadır. Enerji ve metal fiyatları anormal düzeyde artmış, gıda fiyatları on yılın zirvesine çıkmıştır. Ülkemizde de ekonomik sorunlarımızın başında enflasyon gelmektedir. Hayat pahalılığı nedeniyle, başta emekliler ve çalışanlar olmak üzere, dar ve sabit gelirli vatandaşlarımız sıkıntı çekmektedir. Bu kapsamda, çalışanların ve emeklilerin aylıklarında ve asgari ücrette artış yapılırken bu durumun dikkate alınacağına inanıyorum.

Emekli aylıklarında iyileştirmeler yapılmalı, sağlık hizmetlerinden alınan bazı katılma payları emeklilerden alınmamalıdır. Prim gün sayısı ve hizmet yılı şartlarını tamamlayıp yaş şartını bekleyenlerden işsiz durumda kalanlardan genel sağlık sigortası primi alınmamalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılması, asgari ücretten vergi alınmaması ve asgari ücretliye büyükşehirlerde ulaşım desteği verilmesi görüşündeyiz. Biz bu konuda samimiyiz ve yıllardır da bunu söylüyoruz ama istismar etmiyoruz, sorumsuzca davranmıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bakanlarımızın açıklamaları da bu yönde, asgari ücrette ve emekli aylıklarında iyileşme yapılacağına işaret etmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, 2022 yılında düzenleme yapılacağı müjdesi verilen 3600 ek göstergeyle ilgili çalışmada ek gösterge sisteminin tüm boyutlarıyla ele alınması, eşitsizliklerin giderilmesi gerekmektedir. Kamuda ücret adaletini sağlayacak, statü ve istihdam karmaşasını giderecek; işe girişte, ilerleme ve yükselmede liyakati esas alacak bir personel rejiminin uygulamaya konulması ihtiyacı devam etmektedir.

Kamu çalışanlarının, işe girme sürecinden başlayarak, çalışırken bağlı oldukları hukuki ve mali statü ile emekliliğe dair düzenlemelerin bütüncül bir yapıda ele alınması, sistem bütünlüğü ve etkililik bakımından önem arz etmektedir. Kamuda aynı yerlerde ve hizmetlerde aynı işi yapmalarına rağmen statülerinin farklı olması nedeniyle çalışanlar arasında idari, mali ve sosyal haklar yönünden farklılıklar bulunmaktadır; bu durum çalışanların motivasyonunu ve çalışma barışını olumsuz etkilemektedir. Kamuda sözleşmeli, geçici, vekil, fahri ve ücretli personel çalıştırılması uygulaması gözden geçirilerek istisnai hâllerle sınırlandırılmalıdır; asli devlet hizmetlerinde bu şekilde çalışanlar kadrolu hâle getirilmelidir, en azından süresiz sözleşmeliler de 3+1 süreli sözleşmeli hâle getirilerek sözleşmeliler arasında eşitlik sağlanmalıdır. "Yardımcı hizmetler" sınıfı tümden kaldırılmalı ve bu sınıfta görev yapan personel kurumlarında "genel idare hizmetleri" kadrolarına atanmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde, sosyal sigorta kapsamındaki nüfus oranı 2020 yılında yüzde 87 olup bir önceki yıla göre 2 puan artmıştır. Sosyal sigorta sisteminde finansal sürdürülebilirlik açısından önemli bir gösterge olan Aktif/Pasif oranı 2019 yılında 1,80 iken bu oran 2020 yılında 1,87 olarak gerçekleşmiştir. Çırak, stajyer ve kursiyerler hariç tutulduğunda ise bu oran 2019 yılında 1,69 seviyesinden 2020 yılında 1,72'ye yükselmiştir. Aktif pasif oranında kısmen iyileşme olsa da sistemin finansal sürdürülebilirliği açısından yeterli seviyede değildir.

Sosyal Güvenlik Kurumunun 2020 yılındaki kurum açığı, bir önceki yıla göre yüzde 69 oranında artarak 67,5 milyar lira gerçekleşmiş olup 2021 yılı ilk sekiz aylık açık 24,2 milyar lira düzeyindedir, 2021 yılı genelinde 35,2 milyar lira açık verileceği tahmin edilmektedir. Kurum açığında bir önceki yıla göre yüzde 48 oranında azalma beklenmektedir. SGK açıkları ve Hazinenin çeşitli kanunlardan kaynaklanan, faturalı ödemeler, ek karşılıklar, devlet katkısı, emeklilere yapılan ek ödeme, prim teşviklerinden kaynaklanan transferler ile prim ödeme gücü olmayanların GSS primleri gibi yükümlülükleri merkezî yönetim bütçesinden yapılan transfer ödemeleriyle karşılanmaktadır. 2021 yılında, merkezî yönetim bütçesinden SGK'ye gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,7'si oranında 245,8 milyar liralık transfer yapılacağı tahmin edilmektedir.

Sosyal güvenlik sisteminin temel sorunları, geçmişte uygulanan erken emekliliğin hâlen devam eden olumsuz etkisi, kayıt dışılık, prime esas kazancın düşük gösterilmesi, prim tahsilat oranı düşüklüğü, af ve ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeleri ve sağlık yardımlarının yanı sıra prim gelirleriyle ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığıdır. Aktüeryal dengenin gözetilmesi suretiyle sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

Sosyal güvenlik mevzuatı ve uygulamaları değişen iş gücü piyasası koşullarına ve çalışma şekillerine uyumlu hâle getirilmelidir. Prim borçlarının takip ve tahsilatı etkin bir şekilde uygulanarak prim gelirlerinin artırılması sağlanmalıdır. Bütçeden SGK'ye yapılan transferlerin bir kısmı Hazine adına sağlanan teşviklerdir. Teşviklere ilişkin etki değerlendirmesi yapılmalı ve sistem etkin bir yapıya kavuşturulmalıdır. Verilen teşviklerin ne derece amaca ulaştığı, hangi teşvik araçlarının daha etkili olduğu yönünde etkin bir izleme ve değerlendirme sistemi oluşturulması destek ve teşviklerin verimliliği bakımından önemlidir. Teşvikler tüm iktisadi ve sosyal etkileriyle birlikte değerlendirilmelidir.

TÜİK verilerine göre, kayıt dışı istihdam oranı 2021 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 31,4 düzeyindedir. Geçmiş yıllara nazaran kayıt dışı istihdamda bir düşüş sağlanmışsa da hâlen yüksektir. Sosyal güvenlik sisteminde denetim uygulamaları geliştirilmeli ve çeşitlendirilmeli, veri tabanları iyileştirilmeli ve veri analizine dayalı risk odaklı denetim uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır. Kayıtlı istihdamın artırılmasının güç olduğu sektörler belirlenerek sektörlerin özelliğine uygun kayıt altına alma uygulamaları geliştirilmelidir. Kayıt dışı çalışmayla mücadele konusunda farkındalığı artırmaya yönelik programlar uygulamaya konulmalıdır.

Son olarak, Sayın Bakan, bir konuyu dikkatinize sunacağım. Bu, sahada daha çok söyleniyor yani "Çalıştıkça emekli aylığı düşüyor." gibi bir laf, genelde böyle bir algı oluşturulmuş durumda. Yani emekli aylık bağlama oranlarının 2008'den itibaren düşürüldüğü doğru, ancak, çalıştıkça emekli aylığının azaldığı iddiası doğru değil. Sadece 2008 yılından sonra ilk bir iki yılda istisnai bazı durumlarla karşılaşıldı ama şimdi, çalıştıkça emekli aylığının düşeceği iddiası doğru değil. Çünkü her yıl çalıştığı yıl kadar bir katkı alıyor emekli aylığına. Bu konuda daha geniş izahat verirseniz memnun olurum.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve kurumlarımızın 2022 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.