EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, çok Değerli Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, değerli basın mensupları; Dışişleri Bakanlığımızın 2022 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanımızın sabah yaptığı derinlikli, bilgi dolu ve kapsamlı sunumlarından dolayı gerçekten kendilerine teşekkür ediyorum.

Diğer bir teşekkürüm ise; Ankara Milletvekilimiz Sayın Bülent Kuşoğlu'na; sabah da yine bütçenin geneli üzerine, gerçekten bütçede neler var neler yok kendi konsepti içerisinde ve özellikle nitelikli bir... Burası Plan ve Bütçe olduğu için; bir akademi... Bu vesilesiyle biz de kendilerinden bu anlamda, konuşmalarından hep bilgi alıyoruz. Teşekkür ediyorum devlet duruşlarından dolayı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Değerli milletvekilleri, elbette ki -şimdi de söyledim, her dönemde de söylüyorum- muhalefetin görevi şudur: Bizleri eleştirecek, bizlere öneri sunacak, bizleri yönlendirecek. Parlamentonun da nitelikli komisyonların da zaten anlamı budur, niteliği budur. Demin de söyledim, burası bir akademi; devleti öğretiyor, devleti yönetiyor. Ama bunun dışına da çıkanlar var, biraz sonra da oraya geleceğim.

Özellikle, Sayın Bakanımın sabah sunumlarında 7/24 saat insan odaklı konsolosluklarımızın halkımıza açık olarak hizmet verdiği; dijital altyapımız ile yapay zekâ, robotik çalışmalardan yararlandığı, diplomaside donanımlarıyla... Gerçekten, yine, özellikle bu dönemlerde sınavlarla gelen, ki ben birçoğuna şahit oluyorum, 3, 4 dil biliyor bu arkadaşlarımız. Bunları burada, özellikle bürokratlarımızı tebrik ediyorum, yani bunlar bizim devletimizi temsil eden, devletimizin gururudur yurt dışında ve özellikle yurt dışındaki bütün ataşeliklerde, bütün büyükelçiliklerde devletimizin rozetini taşıdıklarından dolayı bir daha kendileriyle gurur duyuyorum.

Yine, Dışişleri Bakanlığımız, coğrafyasında temsil konumunu giderek çok güçlendirdi. Özellikle, AK PARTİ hükûmetleri döneminde inanılmaz derecede dünyanın her tarafında müthiş bir şekilde temsil konumumuzu güçlendirdik. Bununla beraber avro bölgesinden Uzak Asya'ya, Afrika'dan Kafkaslar'a, Orta Doğu'dan diğer coğrafyalara kadar geniş bir diplomasi ağımızı hamdolsun yürütmekteyiz.

Değerli milletvekillerimiz, bu devlet hepimizindir. Devletin doğruları ve yanlışları varsa doğrularını takdir edeceğiz, yanlışlarını da elbette ki ifade edeceğiz. Sabahtan beri genelde takdir eden yok; gerçekten bu karşı sıralara baktığımız zaman insan bazen üzülüyor. Şunları ifade etmek istiyorum: Eleştirilen noktalar varsa bizim bunları eleştirmemiz lazım ama özellikle terörle mücadeleyi kavmiyet meselesiymiş gibi saptırmaya çalışanları burada tenkit etmemiz lazım ve bunlar bana göre kesinlikle de terörün katkısız destekçileridir. Büyük devletler tarihleriyle var olmuş, tarihlerine yaslanarak büyümüşlerdir; Osmanlı Devleti de bunlar gibi çok dinli, çok dilli yapısıyla birçok milletin içinde huzurla yaşadığı, bizim de gurur duyduğumuz bir yapıyla dünyayı yönetmiştir ve Türkiye Cumhuriyeti devleti de tarihten aldığı bu mirasla çok kültürlülüğü devam ettirmektedir. Türkiye, bütün devletler gibi, halkından almış olduğu yetkiyle, anayasal yetkiyle toprağını, bayrağını ve vatandaşını korumak zorundadır. Bu zorunluluk teröristlerle mücadeleyi gerektirir. Hatay'a, Kilis'e, Gaziantep'e eğer bombalar düşüyorsa bu devlet kendi vatandaşını kimse kusura bakmasın korumak zorundadır, zaten devletlerin de varlığı bundan dolayıdır.

Şimdi, burada, sabah çok talihsiz bir açıklama oldu, özellikle İsviçre kantonlarına ilişkin bir örnek verildi burada. Ben, gerçekten Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir parlamenteri olarak buna çok üzüldüm. Konuşmacı bana göre, beyninin arka lobunda bulunan gerçek niyetini dışa vurdu. Bu devlet, devleti ebed müddettir, bu devlet, birliğiyle güçlüdür. Eğer konuşmacı burada farklı, bir kanton, farklı bir özellik istiyorsa bana göre bunun üzerine bir su içmeli çünkü bu devlet hiçbir dönemde olmadığı kadar şu anda kuvvetli ve kudretlidir ve terörü dizginlemeye son derece inanan bir devlet ve bir kadro vardır.

Değerli milletvekilleri, HDP konuşmacıları özellikle dil ve din üzerinde siyaset yapıyor; sabah da burada özellikle... Hem genel coğrafya üzerinden hem daha önceki Osmanlı İmparatorluğu'nun altı yüz elli yıla yakın bölgeyi idare ettiği dönemlere baktığınızda, bununla ilgili örnekler verdiğinizde, verdiklerinde gerçekten şunu düşünmek istiyorum veya onların da öyle düşünmesini istiyorum: Eğer özellikle bazı bakanlıklara, "zulüm bakanlıkları" deniliyorsa ve özellikle bazı bakanlıklar veya devlet kurumları savaş bütçesiyle eşleştiriliyorsa bunu kesinlikle doğru bulmuyorum. Dolayısıyla, özellikle şunu arz etmek istiyorum: Tüm halkımız gibi, Kürt vatandaşlarımız da en rahat yıllarını AK PARTİ hükûmetlerimiz döneminde yaşadılar, işkence, inkârın yerine huzur, refah, kalkınmışlık, bölge yatırımı ve özgürlükleri getirdik biz. Herkes elini vicdanına koysun, daha önce Meclis kürsüsünde kimse konuşamıyordu ama şu anda istediğiniz dilde istediğinizi konuşabiliyorsunuz, yirmi dört saat boyunca Kürtçe yayın yapan radyo ve televizyonlarımızın hepsi açık. Bunları kim sağladı? Bunları Recep Tayyip Erdoğan sağladı. Beğenmeyebilirsiniz, bunu farklı yöne çekebilirsiniz ama elinizi vicdanınıza koyduğunuzda... Bunu beğenmeyenlerin birçoğu şimdi Kürtlerin kodlarıyla oynuyor. Siz, Kürtlerin çocuklarını bugün Avrupa'da birçok devlete lejyonerlik yapmaya mahkûm ettirdiniz. Gidip bir gün Suriye'ye, gidip bir gün diğer bölgelere baktığınızda, burada olanlara bir bölge insanı olarak ben utanıyorum ama bu kürsüde bunu farklı dile getirmenizi de esefle karşılıyorum, bunu özellikle belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanımız özellikle Kürt sorununu çözmeye çalışırken sizlerin gerçek niyetlerinizin ne olduğunu sizlere bu fotoğrafla göstermek istiyorum. Bakın buna biraz; bunu tanıyorsunuz değil mi, kimin fotoğrafı olduğunu biliyorsunuz değil mi? Duran Kalkan'ın. Geçen hafta, söylüyor, diyor ki: "Avrupa bizi savaşa zorladı." Demek ki şudur: Burada şunu temsil ediyor diğer insanlar Avrupa'nın zulmüne Avrupa'nın algı yapısından dolayı seslerini çıkaramadılar. Şunu söyleyeyim: Bu devlete başkaldıran herkesin sonu hüsran olmuştur.

Ben bu vesileyle, özellikle Dışişleri Bakanlığımızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum, Sayın Bakanımıza da özellikle Dışişleri bürokrasisine de saygılar sunuyorum. Hayırlı olsun.

Sayın Başkanım, daha bitmedi konuşmam. Çok özür diliyorum, bunu da özellikle burada belirtmek istiyorum, bunu çok hızlı bir metin olarak okumak istiyorum:

Değerli milletvekilleri, dün bizleri ve aziz milletimizi üzen çok çirkin, yakışıksız söylem ve ithamları şiddetle kınıyorum, kötü sözleri aynen iade ediyorum. Ülkemizde 1876 yılında Kanun-ı Esasi'nin kabulüyle parlamentolu hayat başlamış ve ilk parlamentomuz toplanmıştır. Ülkemizde zaman zaman demokrasinin kesintiye uğramasına rağmen, yine de Parlamentomuzun yüz yıldan uzun süren bir geçmişi vardır.

Pek çok ülkede olduğu gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de Parlamento, çalışmalarını İç Tüzük çerçevesinde yürütmektedir. İç tüzüklerde parlamentoların etkin ve verimli şekilde çalışabilmesi için komisyonların kurulması öngörülmüştür. Bu nedenle devletin üstlendiği hizmetlerin yürütülebilmesi için başlıca dayanağı olan bütçe kanunlarını görüşen komisyonlar Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğu ilk günden bugüne kadar özel bir öneme sahip olmuşlardır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur Sayın Çelebi, teşekkür ediyorum.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bütçenin Parlamentoda görüşülmesi Anayasa'mız tarafından diğer kanunlardan farklı düzenlenmiştir. Bu çerçevede, Anayasa'mız bütçenin Bütçe Komisyonunda görüşüleceğini öngörmüş. Komisyonun üye sayısını ve üyeliklerinin dağılımını bizzat belirleyen...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, bir dakikanızı istirham ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Fakat doldu süreniz, rica ediyorum.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Anlıyorum ama özellikle istirham ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümleleri alalım.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şimdi şöyle: Parlamento bütçe hakkının kullanılmasını Plan ve Bütçe Komisyonuna vermiştir, merkezî bir konuma da yerleştirmiştir burayı.

Yasama organlarının çoğunluğu ve ağırlığını azaltmak, yasama faaliyetlerini daha çabuk ve verimli bir şekilde geliştirmek için komisyonların kurulmasına gerek duyulmuştur. Komisyonlar kanun yapma faaliyetinin en karmaşık safhası olan inceleme safhasında...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi, rica ediyorum ama. Çok sayıda talep var.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Peki Sayın Başkanım.

Şöyle arz edeyim, sadece şunu söyleyeyim Sayın Başkanım...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir cümle lütfen, sadece bir cümle.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şimdi şöyle...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Çelebi, gerçekten çok sayıda talep var; başka bir konuşmada bu konulara girersiniz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, ben bir dakikamı Sayın Çelebi'ye veriyorum; CHP herkes için var.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, şöyle, elbette ki şunu arz edeyim: Ben bir parlamenterim, kimsenin hakkına da burada girmek istemem.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ediyorum.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ama dün akşamki, özellikle bir algı üzerinde bunu yapan karşı taraftaki eski bir bakanımızın, birçok siyasetçiye de rol model olan bir insanımızın bir farklı algılama...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu konuları tartıştık.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - ...Kobani olayları gibi, AK PARTİ Hükûmetlerinin özellikle aşağı alınmasına ilişkin bir teşviki yönünde cümleleri olduğu için bu cümlelerin aynısını kendilerine ben iade ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Çünkü burası nitelikli bir komisyondur. Bu tür nitelikli bir komisyonda bu tür algının...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)