NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sağ olun.

Sayın Bakanım, Sayın Başkan, kıymetli milletvekillerimiz, değerli bürokratlarımız, basınımızın kıymetli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İçinde bulunduğumuz çağın teknolojik gelişmeleri hayatımızı kolaylaştırmak adına pek çok olumlu imkân sunmakla beraber, özellikle sosyal medya kullanımının artması ve bu mecranın çocuklarımızı bazı olumsuzluklar kapsamında etkilemesi de bir gerçekliktir. Kontrol edilmesi güç olan sanal dünyanın çocuklarımızı kendi kültürümüzden koparması ve yabancı kültürlere yakınlaştırılması üzerinde ehemmiyetle durmamız gereken bir konudur. Beslenmeden barınmaya, giyinmeden üretmeye pek çok alanda geleneksel Türk yaşantı biçimimizi genç nesle aktarmanın önemine her şeyden önce bizlerin kanaat getirmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda okullarımızda halk kültürü derslerinin zorunlu hâle getirilmesi bir yöntem olarak düşünülmelidir. Halk mimarisi, halk sanatı, halk mutfağı, halk tiyatrosu gibi geleneksel mecraların bilgisi halk kültürü dersleriyle çocuklarımıza aktarılabilecektir. Destanlarımızın, efsanelerimizin, masallarımızın barındırdığı kültürel kodlar çocuklarımızın taze dimağlarına işlenecektir. Dolayısıyla, Türk milletinin geçmişten günümüze biriktirdiği ve keşfedilmeyi bekleyen bilgiler halk kültürü dersleriyle çocuklarımızla buluşturuldukça çocuklarımızın kendi benliklerinin farkına varacağını düşünmekteyiz.

"Stand up" gösterilerinin bir anlamda meddahlık geleneğimizin günümüze uyarlaması olduğunu gören çocuklarımız, Türk kültürünün zenginliği içerisinde kendisini daha iyi anlamlandırabilecektir. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Masal Evi projesinin yaygınlaşması memnuniyet verici bir gelişmedir.

Başta Amerika olmak üzere pek çok Batılı ülkede kutlanan ve bu kültür coğrafyasına ait olan Cadılar Bayramı'nın ne yazık ki ülkemizde bazı özel okullarda da kutlandığına şahit olmaktayız. Belirtmek gerekir ki inanç ve kültür... Diğer yandan göç dalgasının ülkemize tesir ettiği bir dönemde, yabancı kültürlerin bu göçler vasıtasıyla çocuklarımızı etkilememesi adına halk kültürü derslerinin zorunlu hâle getirilmesi sanırım daha da önem arz etmektedir.

Türk kültür muhtevasının kaynağını sunan ve kültürümüzü irdelememize yardımcı olan en önemli alanlardan birisi de mitolojidir. Mitoloji, kültürlerin doğuşunu inceleyen bir alan olması dolayısıyla, içinde bulunduğumuz kültür dairesine vâkıf olmak adına bizleri daha da bilinçlendirici bir işlev yerine getirmektedir. Bugün mitoloji denildiğinde akla Yunan, Mısır, Hint mitolojileri gibi farklı milletlere ait kültürel çalışmalar gelmektedir maalesef. Maalesef diyorum çünkü Türk mitolojisi ülkemizde Yunan mitolojisi kadar ilgi görememiştir. Oysa, Türk mitolojisinin ne denli kıymetli ve bir o kadar da engin bilgiler içerdiği gerçeğinden yola çıkarak, özellikle çocuklarımızı bu alanda yani kültür kökleriyle buluşturursak kendi kültürümüzü öğretmiş olacağız. Türk mitolojisiyle ilgisini artıran bir çocuk doğaya olan saygının farkına varacaktır, hayvanlara duyulan sevginin idrakinde olacaktır, merakı artacaktır, araştırma arzusu depreşecektir. Türk mitolojisiyle ilgisini artıran bir çocuğun hayal dünyası genişleyecek ve ait olduğu Türk milletinin asli özelliklerini öğrenecektir. Bu anlamda, özellikle Millî Eğitim Bakanlığımızın etki alanı ve sorumluluğu daha da fazladır. Müfredatta yer alacak Türk mitolojisi dersleriyle çocuklarımızın Türk mitolojisinin engin dünyasında kendi öz değerlerinin farkına varmasını sağlamak onları daha öz güvenli kılacağı gibi, bizleri de yani topyekûn Türk milletini de daha sağlam temeller üzerine oturtacaktır.

Son olarak eklemek istediğim bir diğer husus da öz güven ve kendini ifade etme anlamında çocuklarımızın gelişimine büyük ölçüde katkı sağlayacak drama derslerinin de her okulda zorunlu olması gerekliliğidir.

Teşekkür ediyorum.