| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .10.2021 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun çok değerli milletvekillerimiz, çok Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve çok Değerli Bütçe Başkanımız, Bakan Yardımcımız, değerli bürokratlarımız ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2022 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Birkaç hususu dile getirmek istiyorum. Tabii, bu bütçe üzerine konuşmadan önce, 2019 yılının sonunda başlayıp hâlâ devam eden pandemi süreci nedeniyle ve onun arkasından da gelen kuraklık nedeniyle tabii ki dünya ekonomisinde önemli değişmeler oldu. 2020 yılında ABD yüzde 3,4; Almanya 4,6; Japonya 4,6; euro bölgesi 6,3; Rusya 3, Brezilya eksi 4,1 gibi küçüldü, totalde de dünya 3,1 küçüldü ve burada Çin 2,3 büyüdü, Türkiye de 1,8 büyümüştür. Tabii, buradan baktığımız zaman, gerçekten de bu pandemi sürecinin sadece Türkiye'yi değil, aynı zamanda dünyadaki pek çok gelişmiş ülkeleri de etkilemiş olduğunu görmekteyiz. Bu pandemi sürecinden çıkış olarak 2021 yılında da Türkiye diğer ülkelerden önemli derecede ayrılmaktadır. Burada baktığımız zaman, ilk çeyrekte 7,2 büyümesi, ikinci çeyrekte 21,7 büyümesi toplamda da hedef olarak yüzde 9 oranda büyüyecek olması, Türkiye'nin gerçekten de diğer ülkelere göre bu pandemi sürecini ekonomik anlamda da daha az bir hasarla atlattığını görmekteyiz. Burada, tabii ki bütçemiz, bir önceki yıla göre baktığımız zaman, bütçe giderlerimiz 1 trilyon 750 milyon TL, bir önceki yıla göre yüzde 30 artış gösterdiği gibi, gelirlerimiz de aşağı yukarı yine yüzde 30'luk bir artışla 1 trilyon 472 milyar TL olarak görülmektedir.
Tabii, burada bütçe açığı yönünden eleştiriler oldu. Tabii, bütçe açığı yönünden gayrisafi millî hasıla oranına baktığımız zaman yüzde 3,5 civarlarında, bu oranın Avrupa ortalaması yüzde 7, bu orana göre baktığımız zaman neredeyse yarısı oranında görülmektedir.
Faiz ödemelerine baktığımız zaman 240 milyar TL. Tabii, bu oran biraz yüksek görülmektedir ama neticede, bizim bunu aldığımız yer, merkezi bütçe içindeki payı yüzde 43'ten bugün yüzde 13,3'e getirmişsiz ve daha önceki dönemlerde de... Erol Hocam dedi ki: "Ya, siz bunu niye 2002'yle kıyaslıyorsunuz? Bunu normalde 2015, 2016'yla kıyaslayın." Doğru söylüyor aslında, biz niye onlarla kendimizi kıyaslıyoruz ki bizim sınıfımız farklı yani. Türkiye'yi o noktaya, yüzde 8,4'e biz getirmişsiz ama neticede o noktaya biz taşımışız. Yine de o noktaya taşıyacak olanı da AK PARTİ iktidarları olarak halkımız görmektedir, inşallah bunu başardığımız gibi ilerleyen dönemlerde de aynı şekilde başaracağız.
Diğer taraftan, AB tanımlı borcun gayrisafi millî hasılaya oranını da yüzde 75'lerden yüzde 38'lere düşürmüşüz, Maastricht Kriterlerine göre yüzde 60'ın altında olması yine Türkiye'nin ekonomik anlamda iyi olduğunu göstermektedir.
Diğer taraftan, tabii ki burada yatırım bütçemiz 132 milyar TL, doğrudan sermaye transferiyle beraber aşağı yukarı 147 milyar TL olarak görülmektedir.
Tabii, burada Paylan dedi ki: "Bu bütçe savaş bütçesi, bu bütçe zenginlerin bütçesi, faiz bütçesi."
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yalan mı?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bunları söyledi ama şimdi şöyle bir şey var: Geriye dönüp baktığımız zaman eski bütçelerde en önemli payı Millî Savunma Bakanlığı alırdı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yine öyle.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bizim dönemimize baktığımız zaman, bütçeden en fazla payı eğitime ayırmaktayız. Dolayısıyla da Millî Eğitim Bakanlığımıza 189 milyar TL, 57,7 milyar TL Yükseköğretime öğrencilere doğrudan nakdî ve ayni yardım olarak 34 milyar TL olmak üzere bütçenin önemli bir yekûnunu eğitime ayırdığımız görülmektedir.
Diğer taraftan, bu bütçenin zenginlerin bütçesi olduğunu söylüyor Garo Bey fakat baktığımız zaman 1,8 milyon öğrenciye burs ve kredi olarak aşağı yukarı 16,7 milyar vermişiz ve bu, bütçenin gençlerin bütçesi olduğunu, öğrencilerin bütçesi olduğunu göstermektedir.
Diğer taraftan, ücretsiz kitap dağıtımıyla beraber 1,2 milyar TL vermişiz ve yine bu, öğrencilerimizin ve 18 milyon gencimizin yanında olduğunu gösterir. Diğer taraftan, üniversitedeki harçların kaldırılması nedeniyle yaklaşık 889 milyon TL ödenmesiyle, yine bu bütçenin gençlerin bütçesi olduğunu görmekteyiz. Diğer taraftan, aşağı yukarı 423 bin engelli evladımızın eğitim harcamaları için 5,5 milyar TL ayrılmakta ve sağlık primi ödeme imkânı olmayan yaklaşık 10 milyon civarındaki vatandaşımızın 23,4 milyar TL sağlık primlerinin devlet tarafından ödenmesiyle garip gurebanın ne kadar yanında olduğunu gösteren bir bütçe.
Yine, 65 yaş üstü yaşlılar ve engelli vatandaşlarımıza ödenen aylıklar anlamında baktığımız zaman, 15,6 milyar TL'yle yine engelli kardeşlerimizin ve yaşlı büyüklerimizin yanında olduğunu gösteren bütçe.
Diğer taraftan, AK PARTİ iktidarlarında her kesime dokunan, bütçede her kesimin faydasına olan yönler vardır. Bizim iktidarımız tabii ki yoksul gariban kesimin yanında olduğu gibi, aynı zamanda, diyelim ki bu ülkeyi kalkındıracak ve ülkenin gelişmesine katkıda bulunacak insanlara da destek vermektedir.
Bu anlamda baktığımızda bütçemiz gerçekten de tüm kesimleri kucaklayan bir bütçedir ve şunu da ifade etmek istiyorum: Tabii ki bu sıralarda özellikle gübre fiyatlarından bahsediyorsunuz. Gübre fiyatları, doğru, eskisine göre çok zamlandı ama burada, tüm dünyada emtia fiyatlarında ve navlun fiyatlarındaki değişimi göz önüne almamız gerektiğini ben düşünüyorum. Burada navlun fiyatlarında yaklaşık yüzde 225'ler civarında, hatta 229'lar civarında, diğer taraftan doğal gaz, Brent petrol ve emtia fiyatlarında önemli yükselişler oldu ve dolayısıyla da tabii ki bunun yansıması da bize oldu. Burada bir konuşmacımız şunu ifade etti, ben tabii ki üzülerek bunu izledim, burada özellikle "Gübre fiyatları arttı, siz niye ihracatın önünü kapattınız?" diyor. Buradaki temel amaç şudur: Önce yurdumuzun içindeki vatandaşlarımızın, üreticilerimizin korunmasıdır ve buradaki talep de bizden gelmiştir, Bakanlığımız da bu yönde adım atmıştır yani bunun tersi olacak, yanlış olacak bir tarafı yoktur. Gerekirse eğer bu talebi daha da karşılamak adına, ithalata da yetki verilmiştir, bu da doğru bir adımdır diye ben düşünüyorum.
Yani AK PARTİ iktidarlarında sağlıktan ulaşıma, gençliğe, sulama alanlarına, tarıma, her alanlara baktığınız zaman çok çok, kat kat öndedir eskiye göre fakat şunu ifade etmek istiyorum ben: Şimdi, millî eğitim bütçesinin içinde yaklaşık 15 milyar TL diyelim ki yatırım bütçesi var. Şimdi, eskiden yapılmış okullara deprem testi yaptırdığımız zaman, bu okulların çoğunun depreme tamamen dayanıksız, yıkılması, yapılması gerekiyor veya güçlendirilmesi gerekiyor; eskiden yapılan yapılar tabii ki bu anlamda keşke iyi yapılsaydı, buralarda da tekrar para harcamasaydık. Yine, hastanelerde, aynı şekilde 6 binin üzerinde biz sağlık tesisi yapmışız. Burada da depreme dayanıklılık testi yaptırdığımız zaman pek çok yapının depreme dayanıksız olduğunu ve tekrar yapma zorunluluğuyla karşılaşmaktayız. Bu anlamda baktığımız zaman AK PARTİ iktidarları Türkiye'yi yeniden inşa etmiştir.
Aşağı yukarı 20 kezdir biz bu bütçeyi yapmışız, vatandaşımız da aşağı yukarı on dokuz yıldır bize destek vermiştir, siz de yaklaşık on dokuz yıldır benzer şeyleri söylüyorsunuz ama halk bizi haklı görerek on dokuz yıldır destek veriyor. İnşallah bu destekleri biz almaya devam edeceğiz. Burada, tabii ki birtakım sıkıntılarımız yok değil, var ama bunların çoğunu dünya konjonktüründen kaynaklanan sıkıntılar diye görmekteyiz. Buradaki gerekli tedbirleri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Hükûmetimiz alacaktır ve inşallah, daha iyi, daha güzel günlere ulaşacağız diyorum.
Bütçemizin tekrar hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.