| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/283) ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin (1/282) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .10.2021 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli katılımcılar, ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.
Ben de geçen hafta sunumu dinledim Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Burada dinliyoruz Cumhur İttifakı'ndan arkadaşları da sizleri de, sonra sahaya gidiyoruz, insanların dertlerini dinliyoruz, ondan sonra gerçekten akıl sağlımızı koruduğumuz için şükrediyoruz. Yani söylediğiniz şeylerin gerçekliklerle ilgisi olmadığını bizzat yaşayan insanlardan dinleyerek, onlarla birlikte yaşayarak görüyoruz. Mesela -şimdi sunumunuzda da vardı- "Faiz giderleri bütün bütçe giderlerine göre 2002'yle karşılaştırdığımızda düşmüş." veya "Vergi gelirlerine oranı düşmüş." diyorsunuz ama herkes de biliyor ki cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz giderleriyle karşı karşıyayız. Mesela, en son bu bütçede yine yüzde 12,3'ten yüzde 13,5'e çıkan, her yıl artan bir faiz gideri var ki her yıl da istikrarlı bir şekilde artıyor yani hep istikrardan bahsediyorsunuz ya.
Sonra işte 2053 hedefi koyuyorsunuz, böyle bir misyon, vizyon koyuyorsunuz önünüze. Gerçekten 2053'te dünyanın nasıl olacağını çok kolay, tam, net olarak tahayyül edemiyoruz ama bir dijital devrim yaşayacağız, işte makine öğrenmesi, birçok meslek değişecek vesaire vesaire, çok bambaşka bir boyuta geçeceğiz, insanlar belki işsiz kalacaklar, farklı meslekler çıkacak ama buna ilişkin ne var bu bütçede, ben göremedim. Yapılan paylaşımlardan baktığımızda, Uzay Ajansına ayrılan payın sarayın tanıtım giderlerinden daha az olduğunu görüyoruz.
Sonra sunumunuzda "Salgın nedeniyle ekonomiyi desteklemek için 2021 yılı Ağustos ayı itibarıyla 705,5 milyar lira ayırmışız." diyorsunuz mesela. Ben çok merak ettim: Bu 705 milyar nereye gitti? Kalem kalem soru olarak da yöneltmiş olayım, açıklayabilirseniz cevap kısmında. Bunun ne kadarı borç, ne kadarı kredi, ne kadarı faiz? Çünkü sonuç itibarıyla hibe olarak verilen sadece 9 milyar. O kadar kapanma, faturalar, kiralar falan... Hiçbir esnafa bunun yeterli gelmediğini biz aylarca dolaştığımızda gördük.
Sonra eğitimle ilgili hem AK PARTİ'den konuşan arkadaşlar "Şöyle bütçe ayırdık, böyle bütçe ayırdık." falan... Yine 2002'yle karşılaştırma yapıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Efendim, eğitime 7,5 milyardan 189 milyara..." Evet, öyle bakınca gerçekten ne kadar büyümüş... Yani oransal olarak baktığımızda bütçeye oranına, aslında yarı yarıya neredeyse düşmüş yani 2002'deki bütçeye oranı yüzde 22 iken şu anda yüzde 11. Ya, Bursa'nın göbeğinde bir okulda şu anda 3 tane okul birden eğitim görüyor, Bursa'nın göbeğinde. "Millî Eğitime ayırdık." dediğiniz bütçe personel gideri, SGK primi, işte rutin harcamalar, mal hizmet... Yani biz birçok okula gittiğimizde yeterli hijyen malzemelerinin, hizmetlilerin olmadığını görüyoruz yani çocuklar hijyenik anlamda çok kötü koşullarda okuyorlar, bunu görüyoruz. Yani hiç çıkmıyor musunuz, vatandaşı hiç dinlemiyor musunuz, gerçekten merak ediyorum. Benim vicdanım sızlıyor. Ben muhalefet vekili olarak bile kendimi sorumlu hissediyorum, üzülüyorum. Siz yirmi yıldır ülkeyi yöneten insanlar olarak nasıl duyarsız kalıyorsunuz anlayamıyorum.
Sonra diyorsunuz ki mesela: "En düşük memur maaşı 2002'de 392 TL'ydi, biz 4.800..." Böyle, bir de konuşurken büyüte büyüte ağzınızla bu rakamları söylüyorsunuz, çok büyük zannediliyor. Ya, benim bir de o gün yanımda Fikret arkadaşımız vardı, ikimiz de tamamen birbirimizden habersiz oturmuşuz altın hesabı yapmışız. Ya, oturduk, dedik: "Hakikaten yani bu nasıl bir bakış açısıdır?" O zaman neredeyse 10 taneden fazla çeyrek altın alınıyor o 392 lira diye küçümsediğiniz rakama, bugünkü verdiğiniz maaşla 5 tane çeyrek alınamıyor; yazıktır, günahtır bu anlamda baktığınızda.
"Kesin hesap komisyonu kurulsun." diyoruz yıllardır, kurulmuyor, alt komisyon kurulmuyor, bütçenin dengesi hiçbir sene sağlanamıyor, ödeneküstü harcamalar her sene, her sene artıyor.
Yurtlarla ilgili de söyleyeyim...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nurhayat Hanım, süreniz tamamlandı, son cümlelerinizi alalım.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Hemen tamamlıyorum.
Orada da öğrenci sayısıyla kıyasladığınızda hani "Yurtları yaptık, şu kadar artırdık, bu kadar artırdık..." Ya, öğrenci sayısı neredeyse yaklaşık 2 milyondan, yaklaşık 8 milyona çıkmış...
SALİH CORA (Trabzon) - Öğrenci sayısının artması kötü bir şey mi?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yani bunları göz ardı ederek bize, yurt yaptığınızı anlatmaya çalışıyorsunuz ama gerçekler böyle değil. Artık gerçekleri görün diyorum ama böyle bir temennide de bulunamıyorum artık.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, süreniz dolmuştur.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - İnşallah biz halkın bütçesini yapacağız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.