KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Çok teşekkür ederim Vekilim.

Selman Bey, sen söz almadın, teşekkür ediyoruz. Mevlâna diyor ki: "En güzel konuşma, en kısa konuşmadır."

Şimdi, tabii, ben hemen kapatacağım. Cahit Sıtkı Tarancı'nın çok güzel bir şiiri var biliyorsunuz "Memleket İsterim" diye. Çok güzel bir betimleme yapar, orada da "Memleket isterim/ Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun/ Olursa bir şikâyet ölümden olsun." Şimdi, memleketimizdeki şikâyet internet hızından olsun yani gerçekten bu meselenin buraya gelmiş olmasını ben milletimiz açısından çok büyük bir kazanım olarak görüyorum çünkü bu teknoloji yerine getirilebilir ama "önce insan" diyerek bakmak daha önemli diye düşünüyorum.

Şimdi, tabii, burada çok önemli konular konuşuldu, bunlara tekrar dönüp cevap verecek değilim. Şunu belirtmek istiyorum: Yasayı bizim Türkiye Büyük Millet Meclisi yapacak, bizim Komisyonumuz yapacak. Daha yasa ortada yokken -o gazeteci arkadaşlara da saygı duyuyorum- onlar sürekli yazıyorlar. Onun da sebebi şu: Biz bunun diplomasisini yapmadığımız için, bir kamu diplomasisi yürütmediğimiz için, haklı olarak bazı duyumlar üzerinden değerlendirmeler yapıyorlar. Bu duyumların hiçbirinin doğru olmadığını belirtmek isterim. Ayrıca, Almanya, Fransa, İngiltere örneği... Ben tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım; biz her meselede hep muasır medeniyet seviyesini kendimize ölçü almışız, herhâlde kendimize Kuzey Kore'nin sosyal medya yasasını örnek alacak değiliz; tabii ki Almanya'yı alacağız, tabii ki İngiltere'yi alacağız, tabii ki ya Anglosakson örneğine bakacağız ya da Kıta Avrupası örneğine bakacağız yani aklın yolu bir. Burada şunun altını çizmek istiyorum: Bir taraftan bu gelişmiş demokrasilerdeki örnekleri alırken diğer taraftan da kendi toplumsal gerçekliğimize uygun, kendi hukukumuza uygun olarak daha önce olduğu gibi, bizden önce büyüklerimizin yaptığı gibi biz de aynı yöntemi usul bakımından takip edeceğiz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım, yasayı çıkarma süreçlerini örnek almamızda fayda var.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Eyvallah, hepsini; sadece yasayı çıkarma usulü değil, aynı zamanda şeyi de... Bunu söyledim, bu katılımcılık önemli.

Şimdi arkadaşlar bana not ilettiler; Biz Millî Eğitim Bakanlığından ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından çocukların korunmasına yönelik raporlar istedik yani bu konu önemli. Bizim Komisyonumuz -sizler sürekli dile getirdiniz, ben kısmen daha ihtiyatlı yaklaştım- önemli. Yeni bir dijital çağı başladıysa, başlayacaksa bunun hukuksal, yönetsel, ahlaki -yani çok iddialı bir laf, amacını aşan laf söylemek istemem ama- çerçevesini bizim Komisyonumuz çizecek. Tabii ki siyasettir, tabii ki konuşulacak, ben sadece zamanı efektif kullanmak bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Burada sadece sosyal medya yasasıyla ilgili bir düzenleme yapılmayacak; aynı zamanda burada gazeteci arkadaşlar var, internet yayıncılarının çok ciddi sıkıntıları var; reklam alma, vergi verme, muhataplık geliştirme, basın kartı alma bağlamında ve pek çok konuda. İnternet yayıncılarıyla ilgili Basın Kanunu'nda değişiklik yapmak gibi bir hedefimiz var, diğer taraftan sosyal medya yani 5651'le ilgili revize edilmesi gereken... Arkadaşlar dile getirdiler, siz bir düzenleme yapıyorsunuz, bir yıl sonra o düzenlemeyi tekrar düzenlemek gerekiyor. Biraz önce Mustafa Bey de söyledi, tabii ki hayat böyle bir şeydir zaten, siz bir düzenleme yaparsanız, yol yaparsınız, daha geniş yol yapmanız gerekir; hastane yaparsınız çünkü hayat dinamik bir şeydir, hayat diyalektik üstüne ilerler. Bunun altını çizmek lazım.

Belki de yani bu yalan haberle ilgili... Tuncay Özkan Bey söyledi. Zaten dünya demokrasilerini tehdit eden tam da bu. Yalan habere kim karar verecek? Yani burada Avrupa'da da Amerika'da da... Bana Amerikan Büyükelçiliğinden bir heyet geldi komisyon olarak, Komisyon Başkanı sıfatıyla geldiler, onlara da sordum ben: "Sizde siz ne yapıyorsunuz?" "Biz de karar veremiyoruz." diyor. Yani bu sadece Türkiye'de bir pratik problem değil, dünyada da bunun problem olduğunu görüyoruz ve burada farklı farklı kurumlar, kimisinde mahkemeler, kimisinde bir tane... Mesela, bizde, konvansiyonel medyada bu konudaki hakem kim? RTÜK. İşte, onlar karar veriyorlar.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Değil, mahkeme.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Efendim, mahkeme de, en azından hani...

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - RTÜK değil çünkü RTÜK siyasi bir kurum.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - RTÜK düzenleyici kurul olarak... Kurul anlamında söylüyorum.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - RTÜK teknik düzenleme yapıyor, içerik denetlemesi yapamıyor, içerik denetimini Türkiye'de yüksek mahkeme yapıyor. O, bir tek, 1984 zamanında var Hocam.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Şimdi şunu tekrar belirtmek gerekiyor...

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - RTÜK'ten de çağıralım.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Efendim, şöyle işte: Bu konuya, sadede gelemedik ya, tipik Türk işi oldu. Şimdi, mesele şu: Bir, ne kadar süre? Benim önerim şu: Yani dediğim gibi, şimdi ben söylesem diyeceksiniz ki: "Başkan, sen karar vermişsin." Sizin fikir belirtmenizi istiyorum. Bu uzmanları... Mesela, haftaya 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, perşembe ve cuma günü tatil. İsterseniz salı, çarşamba yani hiç ara vermeden uzmanları çağırmaya devam edebiliriz; başka bir şey daha söylüyorum, 4 Kasımda Facebook temsilcisi gelecek, Facebook temsilcisi geldikten sonra uzmanları tekrar dinlemeye başlarız. Benim önerim şu: Otuz dakika... Diyelim ki, Ayhan Hocamızı biz çağırdık, -Ayhan Hocamız, biliyorsunuz, iletişim ve bilişim uzmanı- bir uzman olarak Ayhan Bey geldi -yani Vekil olmadan önce- kendisini otuz dakika dinlemeyi teklif ediyorum. Her oturumda -diyelim ki biz 4 Kasımda toplandık, örnek veriyorum, farazi, Facebook temsilcisi gelecek ama- biz Ayhan Bey'i ve Ahmet Bey'i otuzar dakika dinleyelim, sonra da soru-cevap faslıyla meseleyi biraz daha açalım. Bence otuz dakika -hem akademisyenlik yaptım, hem gazetecilik hem de televizyonculuk yaptım, şimdi Milletvekili olarak Allah nasip etti hizmet veriyorum- çok uygun bir süredir bir konuyu anlatmak için. Otuz dakika dinleyelim, sonra soru-cevap faslında da dinleyelim çünkü sizin de zamanlarınız kısıtlı yani bir buçuk saat içerisinde ya da iki saat içerisinde her toplantımızı... Ben milletvekillerimize zaman sınırlaması getirmekten edep ederim yani bu doğru değil.

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Bir dakikada meramımızı anlatıyoruz Başkanım.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Yani otuz dakika dinlemek, sonra tekrar 2'nci ayakta soru-cevapla dinlemek şeklinde, benim önerim bu. Sizlerin teklifine, görüşlerinize açıyorum ya da bunu konuşabiliriz bilahare.

Gelecek hafta toplantı yapalım mı?

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Bence hazırlık yapalım, şöyle olsun: Biz listeler oluşturalım, size sunalım, bir dinlenme listesi.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Ahmet Büyükgümüş, bir şey söyleyecekti.

AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Benzer bir şey yani Tuncay Bey'le aynı şeyi düşündük zannediyorum. Önümüzdeki hafta parti grupları "Nasıl bir planla, kimleri dinleyelim?"i çalışsın bence Başkanım. 4 Kasımdaki Facebook toplantısıyla başlayalım.

Bu arada da herkes size taleplerini iletir. Öneriniz de bence makul, 2 farklı kişiyi bir saat dinleyip bir saat de o 2 kişinin söylediklerini müzakere ettiğimiz bir format olabilir.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Aynen katılıyorum, sanıyorum ortak akıl olarak.

Şimdi, arkadaşlar şunu çok derler, dedim ya: Biz tecrübeli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bu nüfus cüzdanı eskidikçe Türkiye'de aslında söylenmedik hiçbir şey... "Efendim, Komisyona getirdik, dinledik, ne oldu?" Komisyonumuz, hepimizin adıyla literatür bırakmış oluruz. Hepimizin amacı bir iz bırakmak değil midir, tarihe bir söz bırakmak değil midir? Bizim burada gelip uzmanları dinlememizin bizden sonraki kuşaklar için, bizden sonraki Komisyon için hem fikrî hem entelektüel hem hukuksal hem siyasal bir birikim ve altyapı bırakması bakımından önemli olduğu kanaatindeyim.

Bugün, çok verimli bir toplantı oldu. Gerçekten bizim Komisyonumuz harika. Belki haftaya resmî bir toplantı yapmasak bile ben bu Komisyonun çok değerli milletvekillerini ve çalışanlarını bir yemekte buluşturmak gibi bir niyetimin olduğunu arz etmek isterim.

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Hatay'da mı Başkanım?

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Hatay sofrası da olur.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Hatay sofrası olur, Hatay gastronomi şehri biliyorsunuz.

Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, bugün kıymetli bir toplantı gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum, sizlere teşekkür ediyorum. çok sağ olun, gerçekten çok verimli oldu. görüşülecek başka bir konu olmadığından Komisyonumuzun bugünkü toplantısını kapatıyorum.

Hatay'a davet ediyorum.