KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Tabii, bu 121'inci madde bu Büyükşehir Kanunu'ndan sonra ortaya çıkan travmayı tedavi etmek için buraya yazılmış bir madde. Milliyetçi Hareket Partisi olarak İçişleri Komisyonunda Büyükşehir Kanunu hakkında 800 sayfalık konuşmamız var. Şimdi, bu kanunla ilgili de geçen gün Genel Kurulda da ifade ettim, Sayın Başbakan çıktı, grup toplantısında "Ya, bu muhalefet hiç öneri getirmiyor, hiçbir şey demiyor. Komisyonda da konuşmuyorlar, orada da konuşmuyorlar, üç günde geçiyor, Genel Kurulda gürültü ediyorlar." dedi. Bu 800 sayfayı açıp okursanız belki sizlerin zamanı çok kıymetlidir, zamanınız yetmeyebilir ama uzmanlarınızı, elemanlarınızı görevlendirir, bir inceletirseniz ortaya çıkacak bu durumla ilgili ne kadar konuştuğumuzu da göreceğinizi zannediyorum.

Şimdi, büyükşehir öyle bir travma ki alanda, bundan sonra uygulanması da mümkün değil. Yani, siz İstanbul, İzmit'le Muğla'yı karıştırıyorsunuz. Ben o zaman da söyledim. İşte, Muğla'da büyükşehir geçen bir senede teşkilatını bile kuramadı çünkü ilin merkez büyüklüğü, ildeki diğer ilçelerle sıraladığınızda 4'üncü sırada, ilin bir merkeze yok. İlin tamamı yerleşim alanı. Antalya sınırından girdiğiniz zaman ilin merkeze 200 kilometre. Yani öbür tarafını saymıyorum yani Antalya sınırından merkeze kadar 200 kilometre. Yarım adaları da saymıyorum. Siz İstanbul'daki hesaba göre ilin bir tarafından bir tarafı 100 kilometreye göre getirdiğiniz bu kanunu "Türkiye'nin her yerinde uygulayacağız." diyorsunuz. Şimdi bu bir kere mümkün değil. İkincisi, kamu hizmetleri bakımından bu işin uygun olmadığı, bundan sonra valilerin, kaymakamların çalışamayacağını uzun uzadıya anlattık. İşte bunlardan bir tanesi şu anda Muğla'da plajların işletilmesi konusu. Her gün kavga, her gün eylem, her gün yeni bir sıkıntı. Şimdi valilik diyor ki : "Çevre Bakanlığıyla beraber kurduğumuz şirketle biz bu kadar plajı işletemeyiz." O zaman söyledik "Özel idareyi kapatmayın, kaymakamlıklardaki birlikleri kapatmayın." Belediyeler CHP'de, "CHP'li belediyeye plajları vermeyeceğiz." diyorsunuz, kendinizin de işleteceği bir altyapı bırakmadınız. Bu plajları vereceksiniz birilerine. Ondan sonra, dün gene Bodrum'da iki ayrı tekne yakalandı kaçak göçmen yaşayan, bu plajları bundan sonra kiralayan insanlar orada hangi faaliyetlerde bulunacaklar? Önümüzdeki süreçte hangi sıkıntılar çıkacak? Kimse babasının hayrına bir plaj işletmesine ihaleye girip bu kadar para vermez. E plajlarda maksat ne? Kıyı Kanunu'muz, Anayasa'mız açıkça diyor: Kıyı, kamunun kullanımına açıktır.

Şimdi, burada bundan sonra bazı işleri, buna benzer, neyse, bu maddeyle ihdas ettiğiniz bir birime vereceksiniz. Birimin tüzel kişiliğini kuracaksınız. Ee, tamam, güzel, birimin tüzel kişiliğini kurdunuz, e, birimin karar organı kim? Şimdiye kadar siz AK PARTİ olarak hep atanmış-seçilmiş kavgası yapmadınız mı? Bu birimde şimdi karar verecek bir tane seçilmiş adam kalmadı. Oluşacak bu birimde karar verme noktasında seçilmiş bir tane adam yok. Buradaki kararın tamamını atanmışlar verecek. Ee, o zaman siz kaç senedir niye bağırıyordunuz? Şimdiye kadar bağırdıklarınız nereye gitti? Bu bakımdan, bu da meseleyi çözer mi? Bu da bu meseleyi çözmez. İlin tamamından oy alarak seçilmiş bir büyükşehir belediyesine siz şimdi iktidarın gücünü kullanmak için araya bir sistem monte etmeye çalışıyorsunuz. Bir kere, bu sistemi komple tartışmaya açıp büyükşehirin olmayacağını, özel idarenin yeniden ihdas edilmesi gerektiğini ve herkesin eski Büyükşehir Yasası'na doğru geriye dönecek bir çözüm üzerinde çalışması lazım. Yoksa bu pansumanlarla hastalık tedavi olmaz. Hastalığı ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırmak lazım. Bu büyükşehir ne Türkiye'deki coğrafyaya uygun ne şu andaki mevcut duruma uygun, bundan bir an önce kurtulmak lazım.

Ben teşekkür ediyorum.