| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Psikolog Gökhan Çınar'ın, genel olarak şiddetin ve kadına yönelik şiddetin psikolojik nedenleri ve şiddetin önlenmesine yönelik çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .10.2021 |
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Gökhan Hocam, çok teşekkür ediyoruz. Keyifle dinliyoruz ve elimizden, gönlümüzden, yüreğimizden geçen yapılabilecekleri de notlarımız arasına aldık.
Birkaç şey söylemek isterim. Özellikle çocuk konusu bizim için en önemli konu ve oradan başlamamız lazım. Sorun çocuk, çözüm çocuk ve eğitimden geçiyor. Dolayısıyla eğitimi verdiğimiz andan itibaren... Hem Gülseren Hocamın hem de sizin çocukluğa vurgu yapıyor olmanız ve bu işin öğrenilen çaresizliklere dönüşüyor olması tespitleriniz içerisinde. Biz, özellikle çocukluk anından itibaren şiddetin eğitim yuvalarında, ilk önce ailede, sonra anaokulunda, sonra ilkokulda, sonra lisede, her kademesinde müfredata -sizin çözüm önerileriniz içerisinde de var- dâhil edilmesini daha önce de talep ettik ve ediyoruz. Bunun yanı sıra, 2006 yılından itibaren askerlerimize, polislerimize, din görevlilerimize ve öğretmenlerimize kolluk kuvvetleri İçişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız, Millî Savunma Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığımız, Millî Eğitim Bakanlığımız, Aile Bakanlığımızın koordinasyonunda ciddi eğitimler veriyorlar. Bu da çok önemli bir kazanım diye düşünüyorum.
PSİKOLOG GÖKHAN ÇINAR - Kesinlikle.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Bunların hepsini -hepimizin öncesinde bir çocuk olduğumuz ve- o dönemde almamız gerektiği konusunda hemfikiriz ama bu anlamda -biraz evvel Gülseren Hocamın söylediği gibi- her ailenin öncelikle kendi içerisinde bu şiddeti uzaklaştırması lazım. Ama öncesinden alıp getirdiği genleri var, görgüsü var, görmesi var, vesaire. Buna nereden başlanılacak? Sürecin yönetilmesi açısından ailedeki eğitimi de bu vesileyle çok önemsiyoruz. Bunun için medya çok önemli bir araç, televizyon çok önemli bir araç. Dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de televizyon hâlâ en çok izlenilen, vakit geçirilen araç. Türkiye'de kadınlar günde ortalama dört buçuk saat, erkekler 4,1 saat televizyon izliyorlar ve televizyonun başka bir önemi, tüm toplumu içine alan çok büyük bir çimento hâline getirilmiş vaziyette hâlâ. Sınıf, eğitim, yaş, cinsiyet gibi değişkenler çerçevesinde televizyon izleme sürelerine bakıldığında da çok büyük farklılıklar yok; cinsler açısından, yaşlar açısından. Televizyon izlenilecek kanalı önce babalar, annelere göre daha çok karar verici; erkek çocuklar, kız çocuklarına göre daha çok karar verici.
Özellikle, siz "Şiddet olmalı." dediniz. Televizyonda en çok rahatsızlık duyulan konulara baktığımızda, araştırmalar yüzde 80 cinsellikten, yüzde 72 de gösterilen şiddetten rahatsız olunduğunu dile getiriyor. Bunun yanı sıra, senaryoda... Siz senaryonuzu değiştirin ya da anlatın demiyoruz, medyayla da bunu çok uzun uzun konuştuk, bir hafta boyunca medyayı konuştuk; onları burada konuştuğumuz için tekrar anlatmayacağım fakat sizlerden istirhamımız şudur: Özellikle şiddeti göstermek zorunda kalındığında -Gülseren Hanım ya da siz- anlatmak zorunda kaldığınızda yapılması gereken çok izlenen yayınlarda şiddet mağdurlarının başvurabileceği yerleri, başvuru usulüne ilişkin bilgileri, tanıtımları alttan geçebilirsiniz; kamu spotu gibi yani bu kamu spotu zorunluluktur ama onu, bakanlıkların size gönderdiği, kanallara gönderdiği özel kamu spotları olarak değil de siz, bu işe gönlünü koymuş, sosyal sorumlulukların altına, taşın altına elini koymuş insanlar, toplumun gözünün önünde olan akademisyenler, hekimler, psikologlar ve hukukçular olarak yayınlarınızın altında "Şiddete maruz mı kaldınız? KADES'e başvurabilirsiniz. Aile Bakanlığımıza başvurunuzu yapabilirsiniz." gibi böyle kısacık... "Şiddet gösterildi mecburen, senaryoyu anlatmak zorundasınız." dedik ama orada, alttan bir dipnot geçmeli mutlaka ve oradaki izleyenler bunu görmeli yani "Bu şiddet yanlış bir şey ve bunun için ceza alabilirim." sürecini sizlerin aracılığıyla... Kamuoyunda zihinsel değişimi sağlayabilmek için sizden destek istiyoruz.
Bugün bizlerle birlikte olacak -özellikle gündüz kuşağında kadınların çok izlediğini söyledik, siz de söylediniz- birincisi; Müge Anlı, Esra Erol ve Serap Ezgü, diğer arkadaşlarımız dâhil olmak üzere hafta içi canlı yayın programları dolayısıyla burada olamadılar. Temasa geçti arkadaşlarımız ama hafta sonu eğer bizim Komisyonumuz programlanabilirse onlarla bir arada olmaya da çalışacağız ama bugün için davetleri yapılmıştı. Mazeretlerini Müge Hanım da iletti, hafta sonuna bakılacak. Bir başka hukukçumuzu daha davet etmiştik, yıllarını kadın çalışmalarına vermiş Kezban Hatemi Hocamız bugün bizimle birlikte olacaktı. İki gün evvel küçük bir trafik kazası geçirdi. Bu vesileyle de konuştuk, kendisine de geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Dolayısıyla, baktığımız pencere aynı. Bütün disiplinler bu Komisyon tarafından dinlenildi; bakanlarımızdan sivil inisiyatife, kurumlarımızdan akademik uzmanlara, mağdurlardan faillere kadar herkes dinlenilecek. Dolayısıyla, bütün disiplinleri ve kurumları dinleyelim istiyoruz.
Ben, şimdi, hukukçu kimliğiyle, özellikle kadınlara yönelik şiddet konusunda emek sarf etmiş bir hukukçumuza sözü bırakmak istiyorum. Sayın Avukat Doktor Rezan Epözdemir, on beş yıllık hukukçu kimliği ve tecrübesiyle Komisyonumuza bilgileri verecek.
Sayın Epözdemir, buyurun, söz sizde.