KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tümü üzerinde söylediklerimi tekrar etmeyeceğim. Basit usuldeki 835 bin civarındaki esnafın kazançlarının gelir vergisinden istisna edilmesi pandemi sürecinde esnafa bir destek olarak sunuldu. Esasen esnaf başına kaç lira düşer diye hesap yaptığımızda 200 lira civarında bir destekten söz edebiliriz.

Türkiye pandemi sürecini iyi yönetemedi, dünyanın iyi yönetemeyen ülkelerinin hemen hemen başında gelmektedir. Bütçeden yapılan destekler itibarıyla Türkiye sondan 3'üncü sıradadır, açılan krediler itibarıyla -kredi yönüyle destek diyemeyeceğim, çünkü kredi sonuçta bir borçtur- esnafa veya iş dünyasına açılan krediler itibarıyla da Türkiye 1'inci sıradadır yani borç vermiştir iktidar, bu borcu zamanı geldiğinde alacaktır, bu bir destek değildir.

Tümünde söylediğim bir şeyi tekrar edeceğim sadece, Gelir Vergisi Kanunu'nun 9'uncu maddesinin (10) numaralı bendinde evde imal ettikleri ürünleri internet ortamında satanların banka hesabına yatırılan paralardan yüzde 4 oranında stopaj yapılıyor. Basit usuldeki esnafı vergi dışı bırakalım, tamam, zaten önemli bir vergi yok burada ama bu 9'a (10)'daki vergiden muaf esnafı vergilendiren hükmü de yürürlükten kaldıralım. Basit usuldeki mükellef vergi dışı bırakılırken vergiden muaf esnafın stopaj yoluyla vergi ödemesi düşünülemez.

Maddede bir yazım problemi var, idaredeki arkadaşlar kulak verirse memnun olurum. Birincisi, "basit usulde vergilendirme" diye bir kavram yok artık. Bu kazançlar istisna kapsamına alındığına göre "basit usulde vergilendirilen mükellef" kavramını kullanmamak gerekir "kazancı basit usulde tespit edilenler" kavramını kullanmak doğru olur ama madde diyor ki: "Bu kanuna göre kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin.." Mükellef değil artık bunlar değerli arkadaşlar. 46'ncı maddenin, Gelir Vergisi Kanunu'nun 46'ncı maddesinin üçüncü fıkrasının girişinde de "Basit usulde vergilendirilen mükellefler..." diyor. Onu da yürürlükten kaldırmanız lazım. Bu madde şöyle olabilir diye düşündüm, şöyle bir yazım mümkün: "Kazançları bu kanunun 46'ncı maddesine göre basit usulde tespit edilenlerin bu kazançları gelir vergisinden istisnadır." Ya da benzer bir ifade olabilir. Burada "kazançları basit usulde tespit olunan" demişiz, 46'ya (3)'te "basit usulde vergilendirilen mükellefler" diyoruz, bunu düzeltmekte yarar var.

Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesiyle ilgili Daire Başkanımız bir açıklama yaptı. Esasında yargı kararlarıyla bu maddenin uygulaması başka bir yöne doğru evrildi. Bizim Anayasa'mız 2001 yılında yapılan değişikliklerle ölçülülük ilkesini kabul etmiştir. Yani cezalar ulaşılmak istenen amaçla uyumlu olacaktır. Ulaşılmak istenen amaçla uyumlu olmayan ceza ölçülülük ilkesine aykırıdır. Bütün yasalar kamu yararı için çıkarılır. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiilinin cezalandırılması çok doğru bir uygulamadır, vergi sistemini âdeta koruyan tek hüküm olarak kalmıştır bu yani bunu böyle düşünelim, bütün diğer müesseselerin hepsi tek tek kaldırılmıştır. Fakat burada çok ağır cezalar var, otuz kırk yıl cezayla yargılanan kişiler var. Naylon faturayı kullanmayı, düzenlemeyi asla onaylamıyorum, asla hoş görmüyorum, sistemi korumak için bunun cezalandırılması lazım ama ölçülülük ilkesine uygun olmalı. Çok daha ağır fiiller çok daha az cezalarla cezalandırılırken burada otuz kırk yıl, elli yıl cezanın olmaması lazım. Umarım o bahsedilen, sözü edilen çalışma doğru yürür ve doğru şekilde sonuçlandırılır.

Teşekkür ederim.