KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, biraz evvel tartışmalarda Meclisin çalışmadığını, muhalefetin Meclisin önünü tıkadığını defalarca arkadaşlarımız söyledi ama ne yaman çelişkidir bilmem, on iki yıldan bu yana AKP iktidarı da ülkeyi bir noktadan öyle bir noktaya götürdüğünü söylüyor ki bunu o noktalara götürüyor ise şayet, demek ki Parlamentodan istediği yasaları, istediği kanunları çıkarmış, çıkardığı kanunlar çerçevesinde de Türkiye'deki gelişmeyi sağlamış. Ben merak ediyorum, AKP Parlamentoda hangi kanunu çıkaramadı? Hangi kanunu Cumhuriyet Halk Partisi veya muhalefet partileri engelledi? Bunu çıkaramadığından dolayı Türkiye'deki ekonomi, Türkiye'deki özgürlükler, Türkiye'deki insan haklarıyla ilgili hangi aksama oldu? Öyle bir şey yok, canınızın istediği kanunu istediğiniz süre içerisinde çıkarıyorsunuz, biz de bu ülkenin yararına görmediğimiz yasa ve kanunları demokratik yoldan engelleyebileceğimiz, İç Tüzük'te, ne argüman var ise, bize verilen ne hak var ise onu kullanmaya çalışıyoruz. Ama ne olursunuz, biriniz söyleyin, yani bunu sadece böyle hamasi nutuklarla, aranızda pas yaparak konuşmayın. Hangi kanunu çıkaramadınız, bugüne kadar çıkaramadığınız hangi kanun oldu? 1.500 maddelik Türk Ticaret Kanunu'ndan tutun, 2002'den bu yana, 1.600-1.700 maddelik Medeni Kanun'a kadar hepsini çıkardık. Ama bir uzlaşı, bir birliktelik, bir ortak akıl arama ihtiyacınızı hissettiğinizde her kanun çıktı.

Şimdi, dayatmalar var. Diyorsunuz ki: "Evet, ortak akılla bu kadar kanunu çıkardık ama biz iktidarız, halktan oy aldık, geldik, tek başımıza bir Hükûmetiz, canımızın istediğini de dayatırız." Sizin dayatma hakkınız var, sizin dayatmanızın karşılığında bizim de direnme hakkımız var. Bunun koşulları da İç Tüzük ne ise onun dışına çıkmadan. Burada hiç kimse hamasi nutuk atmasın, varsa çıkmayan kanun söylesinler.

Nükleer enerjiyle ilgili, Sayın Müsteşar "On beş yılda kendini amorti edecek, 20 milyar dolardan sonra..." Yeni bir model getirdiniz, yap-işlet-devret modeline yap-işlet-devam et modeli getirdiniz. Atmış beş yıl da para ödeyeceksiniz. Yani on beş yılda, 20 milyar dolar parayı alacak, Rusya'ya götürecek, ben yine Türkiye'den bu 20 milyar doları on beş yılda döviz olarak vereceğim ve dışarıya gidecek. Atmış beş yılda TL olarak ödeyeceğiniz parayı... Bunu bizzat kendisine sordum şirketin: "Türkiye'de atmış beş yıl içerisinde TL olarak aldığınız parayı dövize çevirip Rusya'ya götürecek misiniz?" "Tabii ki getireceğiz. Sizin TL olarak ödemenizde hiçbir şey yok." dedi. Yani eğer benim Türkiye'deki yabancı bir şirket TL'den ödediğim parayı hemen götürüp dövize çeviriyor ise, 65 yılda o döviz Türkiye'den çıkacak ise Türkiye'nin enerjiyle ilgili dışarıya ödediği dövizde bir düşüşün olması söz konusu değil. Yap-işlet-devam et.

Evet, bu bir takdir, biz buna katılmıyoruz, bunun yanında değiliz. Yapılacak ise alınan 20 milyar dolarlık kredi alınabilir. Hesapları yapılır. On beş yıl içerisinde ödediğimizde artık altmış beş yıl nükleer santral Türkiye'ye çalışır, Türkiye'de insanların kullanımına açılır ama bunun bedeli karşılığında Türkiye'den döviz çıkmasını engelleriz. Bu böyle bir model olmalı.

Şimdi, bu kayıp kaçaklarla ilgili -belki de diliniz sürçtü- bir şey söylediniz -yanlış anladıysam düzeltin- "Kayıp kaçak bedellerinde mahkemede kazananlar bizden ve hazineden alacaklar bu parayı. Özelleştirmeden sonraki dönemde ise özelleştirilen firmadan alacaklar. Firma da bize rücu ettirecek, biz ödeyeceğiz. Toplamında da bu ödediğimiz paraların hepsini yine elektriğin üzerine zam olarak koyacağız." dediniz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI MÜSTEŞARI METİN KİLCİ - Evet, dilim sürçmedi.

HASAN ÖREN (Manisa) - Nasıl bir anlayış bu, anlamıyorum ki. Yani hiç suçu olmayan, hukuk karşısında bundan dolayı bir kusuru olmayan bir yurttaş davayı kazanmış ise bu davadan doğan alacağını tahsil etmek için hazineden para alacak, burada müsteşar da diyecek ki: "Sen canının istediği kadar al. Ben hepsini hesaplayacağım. Senin mahkeme kararıyla aldığın parayı, arkadan dolarak yine sana zam yapacağım, geriye alacağım. Yanlış mı anlıyorum?