KOMİSYON KONUŞMASI

ZAFER IŞIK (Bursa) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Yanılmıyorsam, Neslihan Hocam bahsetti, Sayın Emecan da az önce vurgu yaptı. Bu gemilerin balastları, işte, kısaca, gemilerin balastlarını, geminin dengede durması için seyrüseferinde yük yoksa, pervanesi ve yekesi açıkta kalmaması için yaptığı bir uygulama balast alıp verme.

Şimdi, bu Uluslararası Denizcilik Örgütü, IMO 2004 yılında bu gemi balast suları ve sedimanların kontrolüyle ilgili bir yönetmelik yayınladı, biz de buna imza attık ve bugüne kadar 69 tane bayrak devleti buna imza attı. Dolayısıyla bu gemi balastları bir şekilde kontrol ediliyor. İşte, bunlar gerek liman başkanlıklarına gerekse özel liman veya devlet liman işletmelerine bir formla gelişlerinde yirmi dört saat önce beyan ediliyor. Tabii ki bu "exchange" dediğimiz bir metot uygulanıyor orada, işte, atıyorum, Kore'den yük alan bir gemi aynı zamanda orada bir balast değişikliği yaptıysa bunu Akdeniz'e girmeden önce aldığı sularda bunu bir değiştiriyor, Akdeniz'e giriyor, Ege'ye girmeden yine Akdeniz'de değiştiriyor, Marmara'ya girmeden önce mutlaka bunu değiştirmesi gerekiyor yani aldığı sularda suyu değiştirerek diğer denizlere girdiğinde oranın suyunu alarak ilerlemesi gerekiyor bir koordinasyonla, bunları da liman otoritelerine beyan ediyor ama işte 69 ülke buna imza atmış biz bunu kontrol ediyoruz ama bazı devletler buna uymayabiliyor vesaire.

Bunun dışında da yine, gemiler, katı atık dediğimiz işte çöplerini, slaçlarını ve sintinelerini bir şekilde, belli usullerle devletlere bildiriyor, liman otoriteleri de bunları Çevre Bakanlığı denetiminde veya Ulaştırma Bakanlığı denetiminde denetleniyor, liman devleti "Port State Control" dediğimiz kontroller de çıkıp bunları zaman zaman kontrol ediyor, yakalarsa ceza kesiyor, yakalayamazsa işte herkesin malumu birtakım sıkıntılara meydan verebiliyorlar.

Şimdi, bir önerim, Sayın Emecan da söyledi: Mutlaka bunları bizim, hatta sizlerin de, sayın hocalarımın da işte Ulaştırma Bakanlığının Denizcilik Genel Müdürlüğünden veya sektör tarafında, deniz ticaret odasındaki sektörü temsil eden uzmanlar tarafından onlardan da bir brifing almamız gerekiyor, buradaki usul tam nedir, ne yapılıyor, ne ediliyor, IMO'nun şartları acaba Türk karasuları için yeterli mi? Benim sorum da bu olacak size.

Dünya birtakım örgütler marifetiyle birtakım kararlar alıyor, biz de bunlara imza atıyoruz, uyguluyoruz; evet, iyi bir şey yapıyoruz ama mevcut, bizim bu konuştuğumuz durum için de acaba bu IMO'nun uyguladığı standartlar bizim için şu an geçerli mi? Sizler bu mevzuatı okuyarak yani bu Balast ve Sediman Yönetmeliğini, IMO'nun yayınladığı yönetmeliği okuyarak Türkiye'deki ilgili kurumlara belki tavsiyeler verebilirsiniz. Çok bildiğim için söylemiyorum, belki diyorum çünkü ben de çok vâkıf değilim ama mutlaka... Belki şu anda Marmara'da belki ileride -arkadaşlar da söyledi- Adana'da veya ne bileyim, Karadeniz'de -inşallah olmaz- olası birtakım sıkıntıları önlemek için şimdiden birtakım tedbirler alıp hem devlet tarafına hem liman tarafına hem armatör tarafına birtakım önerileriniz olur mu?

Teşekkür ediyorum.