DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Ahmet Bey burada yok ama ben Ahmet Bey'e soru yöneltecektim.

Şimdi yani bu kadar iyileştirmeye rağmen bu memnuniyetsizliğini açıkça ortaya koyan ve dolayısıyla protesto yapan, yollara düşen bu insanlar neyi anlamadılar? Gerçekten böyle bir iyileştirme var da bir izah edememe, iletişim kuramama, doğruyu açıklayamama, anlatamama sorunu mu var, yoksa gerçekten bu insanlar olanı biteni anladı da, evet, bize bir çıkış yolu gösterildi, bir kooperatifleşme gösterildi ama -bu insanlar şunun bilincinde mi, herhâlde bilincinde diye düşünüyorum- bizi öyle bir alana itiyorlar, piyasaya itiyorlar ki bizim karşımızda 40 lastikli 1 tane tır var, biz bunun karşısında karıncayız yani biz bu 40 lastikli tırla nasıl mücadele edebiliriz? O piyasanın ne olduğunu da hocam burada açık ve net olarak söyledi. Yani bu bir sistem meselesi gerçekten.

Dolayısıyla, üçüncü bir husus: Burada da kamu otoritesinin en büyük gelir kaynağı akaryakıt, tütün ve alkollü içecekler. Dolayısıyla, devlet burada gelir kaybetmemek için herhâlde "Daha kolay vergi toplarım dolayısıyla daha kolay denetim altına alırım." diye yabancı şirket... Şu anda Türkiye'deki sigara piyasasını özelleştirme yoluyla şu veya bu şekilde Ali yaptı, Veli yaptı, A partisi, B Partisi yaptı... Dolayısıyla, bu piyasa bu insanların elinde. Dolayısıyla "Bunlardan daha kolay vergi toplayabilirim." diye burayı belki de ihmal ediyor yani böyle bir varsayım var. Dolayısıyla, bizim bu piyasa meselesini halletmeden gerçekten bu işin içerisinden çıkmamız mümkün değil. Dolayısıyla, bu sorun bir sistem meselesi, bu sistemi de tartışmadan "Sizin zamanınızda özelleştirme kararı alındı, sonra siz bunu yaptınız, yok, biz şu anda şuradan şuraya getirdik, buraya getirdik." değil. Dolayısıyla bugün sokağa çıkan bu vatandaşlar eğer bunu anlıyorlarsa nankörlük yapıyorlar, bu kadar iyileştirmeyi kabul etmiyorlar veyahut da bunlar aslında üretici falan da değil ya kaçakçı veyahut da ithalatçı bunlar. Diyorlar ki "Piyasanın yüzde şu kadarı ithalat, tütün üretilmiyor, dışarıdan geliyor." ama bütün bunların açıklığa kavuşması lazım. Dolayısıyla, burada boşu boşuna da havanda su dövüyoruz ve birbirimize bağırıyoruz, çağırıyoruz. Bu piyasanın yapısı, işleyişi halledilmeden bu sorun çözülmez ve dolayısıyla da bu insanlar 40 lastikli tırla karınca misali yarışamazlar, bunu da bilelim ve dolayısıyla vergiyi kimden, nasıl alacağımızı, eğer bu insanları insan yerine koyup yaşam standartlarını yükselteceksek, ne yapacaksak onu yapalım. Bunu açık ve net konuşalım, birbirimizin omuzundan, üzerinden bir selam göndermeye falan da gerek yok.