KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sayın Şahin, müsaade eder misiniz?

Ben saat on bire çeyrek kala Komisyona geldim ve hiç kimse gelmemişti. Misafirlerimi tam yarım saat Fatma Aksal'ın odasında beklettim. On bire çeyrek kala bütün misafirlerim gelmişti ve on biri çeyrek geçe Komisyona geldiğimde, çoğunluk olmadığı için başlatamadım ve sonrasında burada, gelmeyen Neslihan Hanım da siz de -mazeretsiz gelmeyen arkadaşlarım için söylüyorum, mazeretleri olanlarla ilgili olarak her arkadaşımızın mazeretini söyledim- 11.15'ten itibaren başlattığım toplantıda, konuklarımız sürelerine riayet etmeye gayret ederek cevaplar verdiler ve toplantımızın usulünü ilk günden itibaren koyduk.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkanım, siz onlara söz vermeden ışığımı yaktım ben.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Müsaade edin, anlatıyorum size.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Siz karar veriyorsunuz her şeye, bu demokratik bir tutum değil ki.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, buradaki konu şu: Bu işi, süreci bitirelim, gelenler konuşsun gitsinse mesele yok.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sayın Şahin, bakın, eğer bugün bu tartışmayı...

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Bakın, çok önemli bir şey vardı, arkadaşlarımızın konuşmalarından not tuttu arkadaşım. Dün bir çalıştayı arkadaşımız gündeme getirmişti, bir çerçeve çizilmesi, ekleme olması konusunda bir öneride bulunacaktım.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Kameraman arkadaşlar, görüntüler kimin?

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Bunun ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışacağım.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Arkadaşlar, açılıştan sonra kameraları dışarı alıyoruz.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Burada çalıştayların, bir araya gelmenin, ortak fikir üretmenin ne kadar önemli olduğunu sizin de öncülük yapmanızı isteyecektim, fazla bir şey yok.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Suzan Hanım...

Arkadaşlar, üzülerek ifade ediyorum ki bu tarz hareketler sadece Komisyonumuza zarar verir. Biz, Komisyonun konuşması esnasında bütün söz talep eden arkadaşlarımıza ...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Yapmayın Sayın Başkan! Birçok komisyona katılıyoruz, bu kadar anti demokratik bir tutumla karşı karşıya kalmadık.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Gamze Hanım, lütfen, cevaplar kısmına geçildi artık.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Bağırmak zorunda kalıyoruz, mikrofona basıyoruz, söz hakkı vermiyorsunuz, bu sefer "Bağırıyor." diyorsunuz

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Az önce konuştunuz, kim size söz hakkı vermedi?

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Vermedi işte, bakın, şu ana kadar bitmişti soruları. Yapmayın Allah aşkına!

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Başkanımız söz isteyen herkese söz hakkı verdi.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Vermedi işte, vermedi.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Cevaplar kısmına geçildi. Dışarıda bekleyenler var.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Hayır, cevaplar kısmına geçmeden bastı.

Farz edin ki öyle oldu, sorabilir, gelebilir yani mazereti vardır, geç kalabilir. Önemli olan sorunu çözmekse orta yol bulunur ama amacınız sorunu çözmek "mış" gibi yapmaksa bu şekilde davranırsınız.

Size kolay gelsin.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Bu "mış" gibilik sizin düşünceniz.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Ben gerçekten üzülüyorum. Bakın, kullandığımız dil açısından herkese, tüm iktidarı, muhalefeti mazeretli olan milletvekili arkadaşlarımızı tek tek söyledim ve söz isteyen arkadaşlarımıza da tek tek söz verdim. CHP Milletvekili Sayın Taşcıer konuşurken de sözünü kesmeden dinledik, var olan bütün arkadaşlarımızı dinledik ama usul açısından Komisyon üyesi milletvekillerimizin sözleri bittikten sonra Komisyon üyesi olmayan milletvekili arkadaşlarımızın sözüne geçtik ve Komisyon üyesi olmayan arkadaşımız Selva Hanım'a sözü verdik ve cevap vermek üzere de konuklarımıza sözü verdikten sonra CHP'nin sonradan gelen milletvekili söz talebinde bulundu. Tabii ki gönlüm arzu eder ki o da konuşsun, sabaha kadar konuşalım ama bunun zaman sınırlamasını yapmazsak nereye kadar konuşacağız? Şimdi, İkinci Oturum için bekleyen arkadaşlarımız buradalar ve toplantıya bir nokta koymamız gerekiyor. Dolayısıyla demokratik bir yönetimle ama usulüyle yönetmeye gayret ediyoruz.