KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Psikiyatristler hastalarını dinlerken onların kurdukları dünyanın yanlış olduğunu, asıl dünyanın başka türlü olduğunu anlatmaya çalışırlar, buna rehberlik ederler. Dolayısıyla dünyayı kavrama biçimimiz çok çeşitli biçimlerde olabilir, illa bir psikiyatriste gerek yok. Doğrudur, dünyaya ilişkin bir tasavvurumuz bize eşlik eder, bu tasavvurlar farklılıklar arz eder; nedenleri vardır, zemini vardır. Dünyalar yaratma, tasavvurlar kurma, söylem, hukuk; bu konu, zaten bütün anlatım bunu üzerine. Henry Miller'ın "Sexus", "Plexus", "Nexus" diye bir üçlemesi vardır. Sexus'ta bir yerde şöyle bir tartışma yapıyor, diyor ki: "Ben niye yazıyorum? Bir insan niye yazar; milyonlarca kelimeyi kaleminden niye ortalığa döker, bunca çaba niçin gösterilir? Eğer dünya benim düşündüğüm, tasavvur ettiğim gibi bir dünya olsaydı benim bu kadar çaba göstermeme hiç gerek yoktu, tek kelime bile yazmazdım. Tasavvur ettiğim dünya ile kendi yaşadığım gerçeklik arasını kelimelerle doldurmaya çalışıyorum." Dolayısıyla dil veya anlatım veya söylem bir tasavvur istikametinde doğru dünyalar kurmaktır; söylem, zaten buna hitap eder ama bu kadar basit mi? Değil. Bunun arkasında iktidar ilişkileri var, bunun arkasında ideoloji üretimi var, bunun arkasında iktisadi hayata tekabül eden yanlar var. Masum değil yani.

Mevzu şu: Modernliğe getirilen önemli eleştirilerden birisi homojenmiş intiba doğuran stereotipler üreterek onun üzerinden ilişkileri, mücadeleleri, siyaseti bir bakıma yürütmesi. Modern zamanlara dair siyasetin tanımı da malum çok belirli bir tanımı vardır, arkadaşlar bilirler; siyaset, imaj yaratma ve olgular ne olursa olsun insanları bu imaja inandırma sanatıdır. Şimdi, imaj olunca hemen akla Instagram geliyor. Mükemmellikler yaratma, gerçek dünyada olmayan hikâyeler yaratma veya söylem oluşturma. Peki, dijital mecranın dili, anlatım imkânları buna müsait mi? Parlak, ışıltılı bir şekilde müsait; çok ışıltılı bir şekilde yaratabilirsin ama bu bir yanılsamadır, bu bir imajdır, bunun gerçeklikle ilintisi son derece zayıftır. Dolayısıyla dijital mecralar üzerinden birtakım eskizlerle inşa edilmeye çalışılan kimlikler, anlatılar, tutumlar, tavırlar gerçek dünyada çok karşılığı olmayan, derin hayal kırıklıkları yaratabilecek, tıpkı Instagram'da ve başka yerlerde olduğu gibi kalpazanlığa varan yarılmalar yaratacak. Siyasetin o imaj yaratma hikâyesi düşünüldüğünde ve özellikle bu imaj yaratma işinde dijital mecraların oynadığı rol hesaba katıldığında, gerçek hayatla onun dublikasyonu gibi ortaya atılan, iddia edilen dijital mecralarda üretilen hikâyeler veya söylemler arasındaki yarılma kritik bir iştir, rahatsız edici bir iştir, insanoğlu için, siyaset için, toplumsal hayat için önemli temel problem kaynaklarından birisidir; oraya aslında hepimizin kafa yorması lazım yani ne getirecek ne götürecek diye çünkü mükemmelliklere ilişkin anlatımlarla buna tekabül etmeyen kusurlu hayat arasındaki mesafeyi sloganlarla, imajlarla, pırıltılı birtakım ifadelerle aşmak mümkün değil.