KOMİSYON KONUŞMASI

METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hayırlı sabahlar.

Ben hadisenin bu tarafına değil de Hükûmet tarafında, bu süreci yöneten mekanizma olarak bir hususta dikkatlerini çekmek istiyorum. Dağıtım şirketlerinin, özellikle kendi seçim bölgemde, ciddi bir aymazlığıyla karşı karşıyayız. Hizmet kalitesi noktasında üzgünüm ki hepimizi üzecek bir süreç yönetiyorlar. Yani dün kamunun yönetimindeyken hizmet kalitesindeki performansı bugün dağıtım şirketlerinin kendisinde bulmamız mümkün değil ve Sayın Müsteşarım, "Bu konuda nasıl bir model inşa edilecek?" sorusunun cevabını biz bulmak zorundayız. Ben, yanmayan bir sokak lambasını, dağıtım şirketinin tepe yönetimine 3 kere telefon ederek taktıracaksam kusura bakmayın, bir yerde bir yanlışlık var demektir. Sonuçta, bu özelleştirmenin amacı, hizmet kalitesini yükseltmekti, verimliliği yükseltmekti. Ancak, operasyonel olarak sahada karşımızda duran fotoğraf üzgünüm ki dağıtım şirketlerinin iş yapış biçimi, vatandaşa bakış açısı -altını çizerek söylüyorum- ve vatandaşı sadece para olarak gören bir anlayıştan dolayı, hizmet kalitesinde derin sıkıntı yaşıyoruz. Bu, hepimize ait bir problem, ne sadece muhalefeti ilgilendiriyor ne sadece bizi ilgilendiriyor, topyekûn, şu anda ben sokak sokak liste veriyorum, bana geri dönülüp "Yapıldı." deniliyor, ben sokağı kontrol ediyorum, ne gelen var ne giden. Bu cümleleri kendi bölgemdeki birçok yerle ilgili, belediye başkanlarıyla da oturup konuştuğumda aynı cümleleri defaatle duyuyorum. Meselemiz üzüm yemek, bağcıyı dövme derdimiz yok. Eğer bu şirketler bu dağıtım işini aldılarsa, vatandaşa yönelik bir kamu hizmeti yapıldığının da farkında olarak bu hizmet kalitesini yükseltebilmek için bizim de süreci yöneten amir konumundaki pozisyonumuz üzerinden bir model geliştirmemizin zaruri olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte bu sizi yani Enerji Bakanlığımızı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunu daha fazla yoracaktır.

Onun için, ben konuşulmayanı üst perdeden sizlerle burada, Komisyonunun huzurunda paylaşıyorum; tedbir almamız gerek. Bu şirketler neyle denetlenecek, ben kime gideceğim, sokaktaki adamın canı yandığında, elektriği söndüğünde... Daha önce telefon ediyordum, sağ olsun, işin başındaki kardeşlerimiz koşup, gidip hallediyordu, şimdi, karşımdaki adam vatandaşın karşısında da kibirle duran bir adam üstelik de, üstelik de kibirle duruyor, üst perdeden, "Ya, bu işin sahibi benim, verirsen ver, vermezsen verme." modunda. Bu, yaptığımız doğru işin kalitesini yükseltmek için dikkatten kaçırmamamız gereken bir husus.

Teşekkür ediyorum.