BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Sözlerimin başında çok değerli Prof. Dr. Faruk Bilir Hocamıza ve ekibine davetimizi kırmayıp geldikleri için Komisyonumuz adına teşekkür ediyoruz. Aslında biz bu toplantıyı, buluşmayı iki hafta önce yapacaktık fakat maalesef Meclisin çalışma takvimi nedeniyle, trafiği nedeniyle bu tarihe erteledik. Ben sözlerimin başında kıymetli zamanlarını ayırıp ve şimdiye kadar Türkiye'nin dijital dönüşümü konusunda çok önemli çalışmalara imza atan Değerli Başkanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanlığı gerçekten Türkiye'de çok çok önemli kurumlardan bir tanesi, bizim de en önemli paydaşlarımızdan, en önemli mesai arkadaşlarımızdan bir tanesi.

Değerli milletvekillerim, Komisyonumuz sanırım şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinin en çok çalışan Komisyonlarından bir tanesi, sürekli toplantılar hâlindeyiz ve bu toplantılarımızı da dönemin sonunda bir küçük kitapçık hâline getirerek inşallah, bir farkındalık oluşması konusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Faruk Bilir Hocanın çok güzel bir teklifi oldu "Sizin Komisyonunuz çok önemli bir Komisyon. Komisyon neden kuruldu, ne yapıyor, görevleri nelerdir, yasama faaliyetlerine hangi anlamda katkılar sağlayacak şeklinde bir tanıtma broşürü, kitapçığı olursa bu, değerli olur." dedi. Biz de bu teklifi, öneriyi aldık, inşallah, Komisyonumuz da değerlendirir, ona uygun olarak bir müzakere etmek suretiyle ortak akılla bir neticeye varırız.

Değerli üyelerimiz, değerli vekillerim, her toplantımızın açılışında belirtiyoruz ama bir kez daha belirtmekte fayda var. Gerçekten dünya büyük bir değişim, dönüşüm yaşıyor, özellikle iletişim teknolojilerinde ve iletişimin kendisinde yaşanan büyük değişim devlet-yönetim ilişkisini, siyaset-vatandaş ilişkisini, devlet-vatandaş ilişkisini baştan sona değiştirmekte. Bütün dünyada bu değişimi çok köklü bir biçimde, ruhumuza kadar hissediyoruz ve bu değişimin gerçekten insanların hayatını kolaylaştırdığı kadar aynı zamanda kişisel verilerin korunması, kişi hak ve hürriyetlerinin, çocuk haklarının muhafaza edilmesi, çocuk istismarının önüne geçilmesi ve kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi dâhil olmak üzere gerçekten bu konunun çok çok önem kazandığını belirtmek isteriz.

Günümüzün teknoloji çağında kullanılan birtakım iletişim uygulamaları, bir yandan iletişim ve veri paylaşımı başta olmak üzere insanoğlunun günlük iletişim rutinini kolaylaştırırken diğer yandan da uygulamaların özellikle veri paylaşımı ve depolanması noktasında kişilerin haklarının korunması anlamında bazı sorunların yaşandığını hep birlikte görüyoruz. Bu noktada da işte Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanımızı buraya davet ettik, kendisinden bu konuda yapılan çalışmaları dinlemek istiyoruz. Özellikle sosyal ağ sağlayıcılarının her ne kadar gönüllü hizmet sunar gibi görünseler de esasında aldıkları onayın ya da gönüllülük esasının kullanıcıların kişisel verileri olduğunu bilmemiz gerekiyor. Veri işleme faaliyetinde bulunan şirketlerin kişisel veriler üzerinde kimi tasarruflarda bulunmakta ve bu verilerin depolandığı, kullanıldığı büyük veri havuzundaki kullanıcı eğilimleri, tüketim alışkanlıkları, kişisel davranışların, siyasal teamüllerin ve siyasal eğilimlerin dahi depolanarak bunların başka maksatlarla kullanıldığını bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de görüyoruz. Bu uygulamalar ile yapılan paylaşımların niteliğine baktığımızda çoğunluğunun kişisel veri olarak ifade edilen bilgi ve veri olduğunu görmekteyiz. İnternetin hayatın her alanına girdiği düşünüldüğünde kişisel verilerin ne kadar üçüncü kişilere açık olduğu, nasıl ve ne şekilde işlendiği, nasıl depolandığı ve nasıl korunduğu sonuç olarak silinmesi ve yok edilmesi istenildiğinde bunun mümkün olmadığı ve bu işlemlerin ne şekilde yapılabileceğinin birer sorun olarak ortaya çıktığını tespit etmekteyiz.

Anayasa'mızın ikinci kısmında kişinin temel hak ve ödevleri düzenlenmiştir. Özel hayatın gizliliği de kişilerin temel haklarından bir tanesidir. Bu hak, Anayasa'mızın 20'nci maddesinde güvence altına alınmıştır. Teknolojik gelişmelerin temel hak ve hürriyetlere müdahale edebilmeyi kolay hâle getirmiş olması ve bu durumda hukuki bir sorun olarak kendisini göstermesi bu konuda yasal düzenlemeler, hukuksal düzenlemeler yapmayı gerekli hâle getirmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisimizde de kurulan Dijital Mecralar Komisyonu tam da bu ihtiyaca binaen kurulmuş olan komisyonlarımızdan bir tanesidir. 2010 yılında 5982 sayılı Kanun'la Anayasa'nın 20'nci maddesine eklenen fıkrayla herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunması, anayasal bir teminat altına alınmıştır. Bu bağlamda bireylerin kendilerini ilgilendiren kişisel veriler üzerinden hangi hak ve yetkilere sahip olduğu ve kişisel verilerin hangi hallerde işlenebileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca 2016 yılında çıkarılan kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenleyen 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'yla da kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemeler tek bir kanun altında toplanmıştır.

Bugün kişisel verilerin korunması için 6698 sayılı Kanun'la görevlendirilmiş Kişisel Verileri Koruma Kurumunun sunumunu dinleyeceğiz. Usul yönünden Kurumumuzun sunumunu dinleyelim, sonrasında ise sayın milletvekillerimizin sorularını alarak ilerleyelim, şeklinde düşünüyorum.

Ben bugün, sunumunu yapmak üzere Komisyonumuza gelen Sayın Başkanımıza söz veriyorum.

Sayın Başkanım, söz sizin, buyurun.

Teşekkür ediyorum.