| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Anadolu'dan Yeryüzüne Sivil Toplum Kuruluşları Vakfı (AYSİT) Başkanı Serpil Balat, Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği Başkanı Hilal Gencay, Hazar Kültür Eğitim Dayanışma Derneği Başkanı Songül Ertem, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü Gülsun Kanat Dinç, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Temsilcisi Tuba Torun tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .06.2021 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Çok değerli sivil toplum kuruluşu temsilcileri, hepinize hoş geldiniz demek istiyorum.
Evet, aslında, Başkanımız da ifade etti, dedi ki: "Biz 6284 sayılı Kanun'u çalışırken sizlerle birlikte bu kanunu, bu yasayı çıkardık." o anlamda teşekkür etti. Ben şunu söylemek istiyorum: Gerçekten, ben, Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının çok önemli olduğuna inanıyorum ve biz, gerçekten de parti olarak da bunu çok önemsiyoruz yani herkes farklı düşünebilir, Hacı Ahmet Özdemir Beyefendi farklı düşünebilir, ben farklı düşünüyorum, Filiz Hanım farklı düşünüyor, sizler farklı düşünüyorsunuz, kesinlikle öyle, farklı düşüneceğiz ki ortaya bir şeyler çıkacak. Tabii, Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan 83 milyon var, onlar da çok farklı düşünüyorlar, bizler de siyaset yapıyoruz, birazdan geleceğim nasıl yaptığımıza. Şimdi, bu Komisyonun antidemokratik olmadığını düşündü katı misafirlerimizden biri, gerçekten öyle değil. Bunlar kanunlar, yasalar çerçevesinde bir komisyonun nasıl oluşturulacağı, hepsi onlara bağlı ve biz de onun neticesinde bugün, burada, bu Komisyonu oluşturduk. Komisyon kurulduğu günden itibaren birçok bakanı, sivil toplum kuruluşlarını... Biz dedik ki: "Kimleri davet edelim?" Kendi aramızda da böyle... Kayıtlara da geçti, kayıtlar dışına da geçti, hatta ben kayıtlara geçen birinde şunu söylemiştim şiddet konusunda, demiştim ki: "Failleri de bir dinlesek." Ya, bunlar hangi psikolojiyle yapıyor? Onun psikolojisinden öte, şunu demek istedim: Yani bunlar bu kadar ceza alacaklarını biliyor mu? Öyle bir algı var ki "Ben öldürürüm kadını, beş yıl yatar, çıkarım." öyle bir algı... Ben, bu algıdan nefret ediyorum yani bunun... Böyle bir şey yok. Bu artık... İşte, "İstanbul Sözleşmesi'nden çıktık." demek değil mi? İstanbul Sözleşmesi'nden çıktık, sanki Türkiye Cumhuriyeti'nde İstanbul Sözleşmesi'nin haricinde başka ceza kanunu... Ne bileyim sözleşmeden çıktık, kanun yokmuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor ya da Sözleşmeden çıktık, her şey bitti mi? Ha, çıktık bu sözleşmeden, bunu bu Komisyonda da dedik: "Bizler, bu Komisyonda..." Bu İstanbul sözleşmesi... Bir kez daha söyleyeyim, yanlış anlaşılmasın o ifade: "Şeytanlar ile melekler asıldılar, asıldılar, asıldılar; sözleşme bitti yani sözleşme gitti, bir şekilde oldu."
Peki, sonuç: Biz bu sözleşmeden çıkmış olabiliriz ama kadına karşı şiddetle mücadeleden çekilmedik yani hukukçular var, sözleşmeden çıkmış olmamız her şey bitti anlamına gelmiyor. Sizce geliyor mu geliyor mu? Bu bir sorum olsun.
KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Asla bitmez, biter mi?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bitmesin yani biz bunu bu kadar basite... Biz başka şeyler üretelim. "Başka" derken yeni, daha farklılarını üretelim. Bu Komisyon da bunun için var ve ben de buna çok inanıyorum, sizin de o yönde... Mesela, Tuba Hanım, dediniz ya "Ben davaya katılıyorum, katılırken diyordum ki 'İstanbul Sözleşmesi'nin şuna göre...'" Mesela, Başkanım, çok önemli yani bu İstanbul Sözleşmesi'nden çıktıysak artık siz davaya müdahil olamayacak mısınız? Ben olabilirsiniz diye düşünüyorum, hukukçu değilim
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Yok, işte, boşluk var.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama işte, mesela, Başkanım, boşluk varsa biz bunu bu Komisyon raporuna not edelim.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - 6284'te sivil toplum örgütlerinin müdahil olma hakkı var.
MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Yok, olamıyoruz, olamıyoruz; Bakanlığın var.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Pardon, Bakanlığın var ve Aile Bakanlığı direkt olarak müdahil oluyor ve sivil toplum örgütleri de izleyici olarak...
MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Olamıyoruz; hiçbir etkisi olmuyor, hiçbir etkisi olmuyor.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Evet...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama şöyle olabilir...
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Konuşalım, eksiklik varsa konuşalım.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ha, işte, eksiklik varsa bugün... Bence, bugün, bu toplantının içi, konuştuğumuz konuların hepsi belki kıymetlidir, vardır ama mesela, benim en çok dikkatimi çeken konulardan bir tanesi bu. Mesela, 2006/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi var, biliyorsunuz, o da böyle kapsamlı, acaba onu şey yapamıyor musunuz? Hani, onda da çünkü sanki biraz... Ben onu okudum, onu da dayanak olarak...
MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Nilgün Hanım, biz yıllarca kullandık. Bence o genelge çok yararlı bir genelge. Biz, yıllarca, bütün davalarda ve -sadece davalarda değil- kamu sektörlerinde de kullandık.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Gülsun Hanımcığım, Sayın Kanat...
MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Ya, keşke konuşabilsem çünkü ben pratiğin içinden geliyorum, inanın, bu söylediğiniz her şeyi yaptık.
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Canım arkadaşım, kıymetli arkadaşım, ama şimdi eğer bunu karşılıklı yaparsak sonlandıramayız. Size cevap hakkı vereceğim.
MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Tamam.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Başkanım, şimdi, şöyle, misafirlerimizi de anlıyorum. Komisyonun da usulleri var, benim katıldığım komisyonlarda yine bu en güzellerinden. Böyle, süreler var ya; bizim Plan Bütçede süremiz vardır yani süreli konuşuyoruz. Mesela, biz, burada, söyleyip sonra cevap veriliyor, öyle gibi oluyor. Ben anlıyorum sizin samimiyetinizi, o şekilde cevap da vereceğinizi düşünüyorum.
Yine, böyle, sivil toplum kuruluşu temsilcileri medya konusunda da... Sayın Başkanımız söyledi, geçen gün medya temsilcileri geldiğinde birisi dedi ki: "Bankta oturuyorlardı, 'Aa, bu adam bana bir şey yaptı.'" dedi otururlarken ikisi aynı anda. "Hemen polis geldi." 6284'ü dillendirmedi ama orada atıf vardı. Bu Komisyonda, inanın, samimiyetle söylüyorum, hepimiz dâhil, Başkan dâhil, dedik ki: 6284'ü medyanın, böyle basit algılara...
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Kurban etmemek lazım.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kurban etmeyeceğiz, etmeyeceğiz yani ama bunu hep beraber yapmamız gerekiyor, çok önemli bir süreçte...
Elektronik kelepçe konusunu Sayın İçişleri Bakanımız açıkladı. Bir de İçişleri Bakanımız şu konuda bir açıklamada bulundu, onu çok kıymetli buldum: "Genelge yayınladık. Bir kadın 'Ben eşimden şiddet yiyerek geliyorum.' dediğinde, kolluk kuvvetine, karakola geldiğinde, eğer ona 'Sen git, şu memurla konuş.' diyeni anında..." sözünü verdi ve ben onu çok samimi buldum bu konuda. Lütfen, eğer sizin de kulağınıza gelen varsa örnek olsun ya, örnek olsun - çünkü onlar İçişleri Bakanlığından genel olarak bu konuda talimatlandırmışlar- ki cezalarını alsınlar. Bu da bir mücadeledir, onu düşünüyorum.
Benim son sorum şu olsun: Dolayısıyla, medyanın bu ceza algısı, -ne bileyim- en basiti bu 6284, o kadının dizilerle ilgili... Onlar dediler ki: "Tamam, bizim bütün şartlarımız, yasal şartlarımız müsait ama..." Bu noktada hem bize hem de sivil toplum kuruluşlarına da çok görev düştüğünü düşünüyorum. Sizin bu konuyla ilgili çalışmalarınız var mıdır?
Teşekkür ediyorum.