KOMİSYON KONUŞMASI

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Teşekkür ederim Başkanım.

Çünkü Komisyon bir başkanın uhdesine tevdi edilmiştir, bu Komisyonlarda genel çalışma uslübudur, bir başkan ve üyelerden oluşur, biz de burada başkanla beraber üyeleri teşkil ediyoruz.

Tuba Hanım, ne kadar güzel söylediniz ya "Olumsuz enerji." diye tam benim ağzımdan aldınız, ne kadar böyle gerilimli, olumsuz enerjiyle gelmiş arkadaşlar, dolu gelmişler.

KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Çok doluyuz, inanamazsınız.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Sonra bir de şöyle bir şey hissettim ben, bayıldım, çok sevindim, bir fıkrada anlatılan olay geldi hatırıma. Galata Köprüsü'nün üzerinde adam döven birisinden bahsedilir hem döver hem de bağırır "Yetişin, adam dövüyorlar." diye. Bayıldım yani hakikaten "Yetişin, adam dövüyorlar." fıkrasının burada trajikomik bir örneğiyle maalesef karşı karşıya kaldık.

Şimdi, Anadolu'dan Yeryüzüne Sivil Toplum Kuruluşları Vakfı (AYSİT) Başkanı Serpil Balat Hanımefendi'yi, biz, metinden doğrusu zor takip ettik yani çok fazla şeyi bir spikerin okuyacağından da fazla okuduğunuzda biz sizin takibinizi yapamadık, metni istedik, metini de lütfetmediniz.

ANADOLU'DAN YERYÜZÜNE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VAKFI BAŞKANI SERPİL BALAT - Yazılı vereceğim.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Yani arkadaşlarımız geldi, rica ettiler maalesef metni de alamadık ama ben bir iki hususta sizin konuşmanızdan notlar almışım, onları iletmek istiyorum ve sormak istiyorum. Kadının kadın olduğu için şiddet gördüğünü söylediniz. Şiddet görmeyen kadınlar da bu durumda kadın oldukları için şiddet görmemiş oluyorlar galiba. Bu konuda ne dersiniz? Kız ve kadınlara bir defa evlilik hakkı tanındığından bahsettiniz, bunun biraz açılımını yaparsanız sevinirim.

Şimdi, Hilal Gencay Hanım'ın konuşmasından da şunları ben anladım ve şu soruları çıkarttım, şöyle diyorsunuz: Bir defa, bütün Türkiye'de kadın hakları konusunda ne yapılmış, ne edilmişse -bravo, sizi tebrik ederim- hepsini siz yapmışsınız, Hükûmet hiçbir şey yapmamış, hükûmetler hiçbir şey yapmamış, Meclis hiçbir şey yapmamış, kamu kurum ve kuruluşları hiçbir şey yapmamış, nasıl böyle bir büyüklük kompleksi içerisinde konuştuğunuzu... Daha sonra metinlerin inşallah çözümlerini alır, bakarsınız. Bizim muhterem, saygıdeğer bir misafirimizsiniz ama bendeniz eleştirirken bile dilin nazik olmasına, incitmemesine, hırpalamamasına dikkate ederim, çok gergin başladınız, daha sonra size arkadaşlarımızın yönelttiği sorular sonucunda hafif bir toparlama yapmaya çalıştınız; o da güzeldi, sondaki toparlamanızı beğendim.

KADININ İNSAN HAKLARI-YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ BAŞKANI HİLAL GENCAY - Allah razı olsun.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Eyvallah.

"Siyasi iradenin ve kamu kurumlarının kadınları birebir ilgilendiren konularda dahi bağımsız kadın örgütleriyle uzun yıllardır ilişki kurmadığını da gözlemliyoruz." Bu sizin bir cümleniz. Bunu, ben anlayamadım nasıl oluyor da yani... Ha, şunu diyorsanız: Bizimle temasa geçmediler. Yine, konuşmanızda dediniz ki: "Benim bu ikinci gelişimdi, şöyle oldu." demek ki böyle bir durum var. Benim apar topar aldığım notlar var burada, birtakım kayıtlar var, yine şunu söylemişsiniz: "Komisyona çağırılmayı şaşkınlıkla karşılıyoruz." Yani ne yapalım? Çağırırsak suçluyuz, çağırmazsak suçluyuz. Çağıralım mi, çağırmayalım mı? Ben karar veremedim doğrusu. Komisyon üyeleriyle paslaşmanız da gözümden kaçmadı, bir paslaşma da vardı tabii. Ardından diyorsunuz ki: "Göstermelik davet olup olmadığını da şüpheyle karışlıyoruz." Nasıl yani nedir bu göstermelik davet?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Paslaşma değil, açık, net goldü.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Yok, paslaşma, kısa paslaşmaydı auta çıktı.

KADININ İNSAN HAKLARI-YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ BAŞKANI HİLAL GENCAY - Hakem kim, burada hakem kim?

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Komisyon üyesi olanları... Yani ne yapmamamızı bekliyorsunuz, sizi topuk selamıyla, elimizi olmayan şapkamıza götürerek selamlayıp "Baş üstüne." dememizi mi bekliyorsunuz? Yani böyle üstünlükçü tavrınızı da anlamakta zorluk çektim ve ben sizin söylemlerinize de yine bu "Bayılıyorum." kelimesini kullanacağım, bayılırım çoğulculuktan, çok seslilikten, düşünce özgürlüğünden filan bahsedersiniz ama fırsat eline geçtiğinde demek ki bütün bunları bir kenara bırakıyorsunuz.

Asil ve vekil ayrımına gelince şunu söyleyeyim: Biz, aynı zamanda asiliz de ya oy kullanıyoruz yani vekiller seçilirken oy kullanma hakkımız elimizden alınmıyor. Biz hem asiliz hem vekiliz ve vekâleti de doğru düzgün bir biçimde temsil etmeye çalışıyoruz.

Şimdi, bir çelişkiniz de var gibi, bu konuda ne düşünüyorsunuz bilemiyorum. "Kadına karşı şiddet tarihî bir durumdur." diyorsunuz, sonra da İstanbul Sözleşmesi'nin şiddeti ortadan kaldırdığını söylüyorsunuz. Bu tarihî bir durumsa nasıl İstanbul Sözleşmesi bunu ortadan kaldırabilir?

Gülsun Kanat'a oradan geçeceğim. Gülsün Hanım da bir arkadaşımız temas etti, ben orayı geçiyorum, kürtaj hakkı meselesindeki kanaatlerinizi merak ettim ve kürtajın nasıl bir şey olduğu tanımı konusunda ben sizin ne düşündüğünüzü merak ettim. Uzlaştırmanın tamamen devre dışı olması noktasında bir şeyler söylüyorsunuz, bunu da ben özellikle sorgulamanızı istiyorum, bu konuda bilgi vermenizi bekliyorum.

Bir cümleniz de yine var "İstanbul Sözleşmesi, ailelerin bir arada tutulması veya gelenek, göreneklerin yaşatılması niyetiyle değil." diyorsunuz yani bu aileden en istiyorsunuz ben anlamadım?

KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Ben sonra cevap verdim.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Vereceksiniz... Aileden ne istiyorsunuz? Yani acaba aile sizin gözünüzde nasıl bir düşman kişilik, kimlik ve yapı oluşturuyor, ben onu anlamakta sizden yardım istiyorum doğrusu.

"Kadınları geleneksek cinsiyet rollerine hapsetmek." diyorsunuz. Ben "Cinsiyet rolü" deyince benim hatırıma anne geliyor, annelikten ne istiyorsunuz, annenin yanındaki eşten yani babalıktan ne istiyorsunuz, aileden ne istiyorsunuz? Bilemiyorum. Gerçi bunları soruyorum ama siz zaten, bizi yok hükmünde saydığınız için yok olan bir şeye karşı cevap vermeye de tenezzül buyurmayabilirsiniz, cevap da vermeyebilirsiniz, nasıl olsa yokuz biz burada, yok hükmünde bir Komisyonuz. Ben, biraz böyle sizin konuşmalarınızdan çıkardığım -işte mantık kurgularıyla- sorularımı soruyorum.

Sosyal bilimlerde fen bilimleri gibi "iki artı iki dört" etmez, hukukta bir sosyal bilimdir ve hukukta sosyal bilim olduğu için çeşitlilik, aykırı ve çatışan düşünceler vardır, ittifak genelde zordur ve ben size İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili yaptığım küçücük bir araştırmanın sonuçlarını vermek isterim ama 1 kadının bile ölmesi, öldürülmesi benim şahsen kabullenebileceğim bir şey olmadığı için bu rakamlar üzerinde durmuyorum. Size tavsiye ederim, İstanbul Sözleşmesi'ne soyut birtakım değerler biçmek yerine İstanbul Sözleşmesi'nden önceki cinayet rakamlarına, şiddet rakamlarına, İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladığımız dönemindekilere ve bundan sonra 1 Temmuz itibarıyla, daha sonrasına bakarsak herhâlde İstanbul Sözleşmesi biraz daha net hükümler... Ben de başımı çok salladım siz konuşurken, ben de içimden çok salladım, bende sallarım, öyle değil.

MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Sessiz kalıyorum ama bu kadarı doğal.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Bunları -"Parmağınızı, kaleminizi filan yöneltmeyin." diyorsunuz ya- başınızı sallamayın lütfen, ciddiyetle ve saygıyla dinleyin, ben sizden rica ediyorum.

Tuba Hanım, şimdi, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyle ilgili birtakım kamuoyundaki durumlarla alakalı konuştunuz. Ya, siz bir hukukçusunuz, dedikodular üzerinden hükümler bina etmeye kalktınız.

KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Yaşadığım...

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Ben anladım yani ben bir şey demiyorum. Daha sonra da diyorsunuz ki: "Benim tahminim böyledir." Ne zamandan beri hukuk böyle tahminlerle, dedikodularla değerlendiriliyor.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Vekilim...

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Filiz Hanım, istirham ediyorum, rica ediyorum. Ben sizi hiç kesmedim, hiç müdahale etmedim, lütfen.

Bir cümleniz daha var. "Cezasızlık algısı cezasızlık mı demektir?"

KA-DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Evet.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Cezasızlık algısı... Bravo! "Evet" diyorsunuz.

KA-DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Cezasızlık olduğu için algısı da oluyor.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Cezasızlık algısı cezasızlık mı demektir? "Evet" dediniz, bu kayıtlara girsin isterim. "Failler kendilerini savunmayı öğrendiler." Diyorsunuz, acaba kimden? Cinayet failleri hukuk bilmezler herhâlde değil mi? Yani biraz da aynaya bakmanız gerekiyor.

Şimdi, "İstanbul Sözleşmesi kalktı diye kadınlar endişe ediyorlar." Bak, hareket çekmeyin.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Bu nasıl bir şey ya?

KA-DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Katil mi dediniz siz bize? Anlamadım ben.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Hayır, hayır, hareket çekmeyin, takip edin, cevap verin, not alın, cevap verin, ben size sadece soru soruyorum.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, ben bu üsluba gerçekten artık tahammül edilmez buluyorum. Siz tahammül ediyorsanız bilemeyeceğim. Ama yani "Aynaya bakın." Demek... Kadın katilleri nereden öğreniyor? Kadın örgütlerinden öğreniyor yani. Öyle mi? Bu nasıl bir şey ya!

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Hayır, hayır. Arkadaşlar, Filiz Hanım, bakın, Hacı Ahmet Bey...

Bir saniye arkadaşlar.

Değerli sivil toplum örgütü temsilcilerimiz, Hacı Ahmet Bey, ilahiyat profesörü ve Komisyonumuzun da en makul, en sakin yorumlarını yapan ve Komisyonun da tansiyonunu düşüren bir arkadaşımız ama şöyle: Bugün, belki, enerji açısından negatif bir enerjiyle başlamanın getirilmesi ve karşılıklı yaşanılan sözlü sataşmalar Hacı Ahmet Bey'i de bu noktaya getirmiş vaziyette.

Hacı Ahmet Bey, sözlerinizi toparlamak üzere tekrar söz veriyorum.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Toparlıyorum Değerli Başkanım.

"Kadınlar İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasından endişe ediyorlar." Tabii, niye endişe ediyorlar bilemiyorum çünkü İstanbul Sözleşmesi bir yasa mıdır arkadaşlar, bir kanun mudur, Medeni Kanun yerine mi biz onu ibka ettik?

KA-DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Evet, uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir Anayasa madde 90'a göre.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Bir saniye... Medeni Kanun yerine mi geçti, 6284'ün yerine mi geçti? Bu ne zaman oldu da bizim bunlardan haberimiz yok? Bunu da ben size sormak istiyorum. Yani burada, benim bugün gördüğüm bir...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Siz kaldırılsın diye lobi yaptınız değil mi?

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Ben lobi filan yapmam efendim.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - İstediniz ama kaldırılsın değil mi?

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Yok, benim ağzımdan öyle bir söz duyamazsınız.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Kaldırılmasını istemediniz mi?

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Bu tuzaklara gelmem ben Filiz Hanım, kusura bakmayın.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Öyle mi? Deneyimli siyasetçisiniz, ben değilim.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Yok, yok öyle. Ondan sonra da ertesi gün haberlere geçmek istemiyorum, kusura bakmayın.

HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Sorguya çekmek gibi oldu bu Filiz Hanım.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Evet, ben de cevap verdim efendim, saygıyla.

Şunu demek istiyorum: Biz bazı sözleşmelere herhâlde gereğinden fazla rol biçiyoruz ve onlardan çok şey bekliyoruz. Burada, biz kamu kurum ve kuruluşu yetkililerini dinledik ve şunu gördük: Devlet, bütün imkânlarıyla, bakanlar bütün imkânlarıyla hakikaten tek bir kadının bile cinayete kurban gitmemesi için çalışıyor.

MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Ben alandayım ve çalışmadığını görüyorum, her gün görüyorum.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Gülsun Hanım, doğrudur. Ben, size şunu demek istiyorum.

MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Şu anda, genç bir kadın ve kız kardeşinin bir polis yüzünden adresinin nerede olduğu biliniyor ve annesi korunmak ve çocuklarının...

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - O özeli özelden iletelim, beraberce çözüm bulalım.

MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Bunlar istisna değil, her gün yaşıyoruz.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sayın Kanat, söz vereceğim size.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Şimdi, bu kadın dernekleri mücadele ediyorlar ama devlet yatıyor anlamına gelebilecek sözler doğru değil, ben onu söylemek istiyorum.

MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Öyle demediğimizi biliyorsunuz.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Ama öyle dediniz yani sonuç itibarıyla öyle. Her şeyi biz yaptık, büyük mücadele ettik, kanunlar çıkardık, yasalar çıkardık filan diye...

MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Öyle demediğimizi biliyorsunuz.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Var efendim, burada var. Ben okuduğunu yazdığını anlayabilecek kapasitede bir insanım. İstirham ederim, söylediniz.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Hacı Ahmet Bey, sözlerinizi toparlarsanız...

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Toparlayarak, son nokta olarak şunu söylüyorum. Şunu diyebilirdiniz yani ben biraz daha...

MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI TEMSİLCİSİ GÜLSUN KANAT DİNÇ - Bizim ne söyleyeceğimizi siz söyleyecekseniz Beyefendi gelmeseydik o zaman biz.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Ya, ben size bir şey demiyorum. Şunu diyebilirdiniz demek istediğim şu. Müsaade edin söyleyeyim.

Devlet de bu konuda hassasiyetle konunun üzerine eğiliyor, bizim çabalarımızla bu noktaya gelmiştir, bizim de bu noktada katkılarımız vardır ve ilerleyen dönemde de biz, devletten bu konuda daha iyi çalışmalar yapmasını bekliyoruz demek çok zor değil ya.

Teşekkür ediyorum Değerli Başkan.