BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sorun ve çözüm önerileri üzerinden gidiyor olmanız kıymetli ve özellikle, avukat olmanız vesilesiyle de kanunu, mevzuatı çok yakın takip ediyorsunuzdur. Diğer sivil inisiyatif de aynı şekilde.

Özellikle, ben, bu koordinasyon toplantıları sonrası İçişleri Bakanlığı genelgesinin çok önemli bir genelge olduğunu düşünüyorum. Bütün arkadaşlarımızın bu genelgeyi çok net bir şekilde bilmesi lazım: 01/01/2020. 6284'le ilgili, yerelde, sadece hükûmetin belirlediği politikalar üzerinden değil, hükûmetin belirlediği bu politikaların yerelde uygulamasından kaynaklanan sorunlar varsa da bunların yapılacak toplantılarına hangi usul ve esaslarla nelere dikkat etmeleri gerektiğine dair çok önemli bir genelge.

KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Biz de önemsedik o dönem.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - O dönem değil, şuan...

KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Şu anda da öyle ama ilk çıktığında sevindik anlamında hani görünce.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Evet, evet.

KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Orada da bir iki endişemiz vardı Sayın Başkan bu arada ama orada belki özetlenir.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Ben çok kıymetli olarak görüyorum. Bu da 6284... Biraz evvel konuşan arkadaşlarımız "6284'e ekleme, çıkarma yapılabilir." cümlelerini kullandılar, insan eliyle yapılmış yasalarda mutlaka değişiklik yapılması gereken maddeler olabilir. Ama 6284'ün öznesi olan "kadına yönelik şiddetin önlenmesi"yle ilgili kararlı tavrımızın altını çizerek burada çok net bir şekilde ifade etmek isterim. Bu çok kıymetli bir şey ve bunu Sayın Cumhurbaşkanımızın "Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans." cümlesinin altına koymak gerekir.

Şimdi, "Kadına yönelik şiddette endişe duyduk." dediniz, çok samimi bir şekilde söylediniz ve samimiyetiniz için teşekkür ediyorum. Bu konuda, kadın sivil toplum örgütlerinin endişeli tavrı ve toplumda oluşan "İstanbul Sözleşmesi kalktı ve kadına şiddet artacak." denmesi ve buraya gelen katılımcılarımız söyledi bunu, İstanbul Sözleşmesi kalkınca her şeyin kalktığını düşünen bir algının oluştuğunu söylediler. Bu konuda, 6284'ün daha da yaygınlaştırılması için, bilinebilmesi için medyamızda... Bakın, arkadaşlarımızın haksızlık yaptığı konular, Sayın Bakanlar geldiğinde onlara yönelttiğimiz en önemli cümleler: "Yönetim kademesinde bir kadın bakış açısına ihtiyacımız var." ve "Bakanlarımız dâhil olmak üzere, mümkünse bir kadın bakan yardımcısından başlamak üzere illerde temsilciliklerimize kadar inin." Bütün bakanlara, bütün kurumlara, dün TRT vardı, ona da dahil olmak üzere söylüyoruz. Bunun en önemli sebebi, o bakışı oraya yerleştirebilmek.

Ve endişeleri gidermek adına da çok net şunu söylüyorum: 2004'teki Töre ve Namus Cinayetleri Araştırma Komisyonu o gün çalışırken hangi hassasiyette çalıştıysa bugün çalışırken Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması aynı hassasiyette çalışmaya devam ediyor. O gün 2004 başbakanlık genelgesi yayımlandı ve bugün elimizdeki en önemli metin; en önemli üst metin, bütün bireyleri korumak adına "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Anayasa madde 10. 2004'te çıkarmış olduğumuz, eklemiş olduğumuz madde: "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür." Ve 2010'da yapmış olduğumuz değişiklik: "Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." Kadına yönelik söylenecek her türlü sözün en önemli teminatı Anayasa, hepimizin el kitabı. Bu vesileyle, Türkiye'de yaşayan bütün vatandaşlarımız bu maddeyle koruma altındadır, bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Kadına yönelik şiddetle mücadeledeki net bir duruşumuz; dün nasılsa, bugün nasılsa, yarın da öyle devam edecek ve bir tek belgeye, bir tek imzaya kadına yönelik şiddetle mücadeleyi feda etme hakkımız yok. Biz sözleşmeden çıktık, bu mücadele duracak, sözleşme varken bu mücadele ne kadardı, sayıları siz söylediniz.

Son olarak, elektronik kelepçeyle ilgili özellikle bilmenizi isterim. Hem İçişleri Bakanımıza hem Adalet Bakanımıza bu konudaki taleplerimizi çok net cümlelerle ifade ettik. Üst yargı geldiğinde de, Yargıtaya da bu cümleleri söyledik ve bununla ilgili canların nasıl kurtarılabileceğini de paylaştık. Şu anda, 2015-2019 tarihleri arasında pilot uygulama iş birliği protokolleriyle 15 ilde polis, jandarma sorumluluk bölgesinde pilot uygulamalar hayata geçirilmiş ve teknik yöntemle takip, elektronik kelepçe... 25 Ocak 2021 tarihiyle polis ve jandarma sorumluluk bölgesinde bin kapasiteli elektronik kelepçe uygulaması başlatılmıştır. Şimdi gelen bilgi; 11'i İstanbul'da olmak üzere, Türkiye'de toplam 213 tane elektronik kelepçe mevcuttur. Elektronik izleme tarafından bugüne kadar 214 vakanın takibi yapılmış ve 43 ilde 197 vakanın takibi de devam etmektedir. Kelepçe uygulamasının da şiddeti önleyen en önemli unsurlardan biri olduğunun altını çiziyoruz sizin gibi.

Hilal Hanımcığım arkadaşlarımıza söz vereyim, onlar size mutlaka soru soracaklardır.

KADININ İNSAN HAKLARI-YENİ ÇÖZÜMLER DERNEĞİ BAŞKANI HİLAL GENCAY - Öncesinde söz almam mümkün mü?

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Peki, kısa olsun lütfen.