KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Bakın, bunu söylemenizi arzu ederdim Mor Çatı olarak. Bakın, Mor Çatı, kadınlarla ilgili söylemleri siyasallaştırmadan... Komisyon toplantısının ilk gününden itibaren, buradaki bütün arkadaşlarımıza şunu söyledim: Eğer siyaset yapılacaksa bunun en iyi siyasetini yapacak kişilerden birisiyim ama mevzubahis kadınsa, sivil toplum örgütlerimiz de, burada yorum yapan siyasi partilerimizin milletvekilleri de kadına yönelik şiddetle mücadelemizi sekteye uğratacak kelimelerden sakınmalılar. Bu Komisyon inanan, samimi olarak kadına yönelik şiddeti sonlandırmak için bir araya gelen, "Bir tek kadının hayatını kurtarırsak bizim için çok kıymetli." diyen insanlardan oluşuyor. Dolayısıyla biz siyasi partiler mensupları iken bile siyaset yapmıyoruz. Dolayısıyla bu konuda sivil toplum örgütlerimizin de... Biraz evvel "Siyaset yapılabilir." cümleleri vardı o yüzden söyledim ve özellikle şu hususta emin olmanızı istiyorum: Anayasa en önemli metnimizdir. 10'uncu madde çok önemli bir metindir, ezbere bildiğinizden eminim. 41'inci madde, 42'nci madde çok önemli maddelerimizdir ve 4320'nin yıllarca sıkıntısını yaşamış toplumumuzun değişmesine vesile olan 6284 çok önemli bir Yasa'dır. Ve kadına yönelik şiddetle mücadelede politikamızın belirlenmesine vesile olan 2006 yılı Başbakanlık Genelgesi çok önemli bir belgedir. Bunları niye söylüyorum? Bildiğinizi düşünüyorum. Biraz evvel Hilal Hanım bu kazanımların var olduğunu söyledi. Benim gönlüm arzu ederdi ki bu kazanımları tüm sivil inisiyatifimiz görsün ve eksik kalanlar -mutlaka hiçbir şeyi, siz de hiçbir şeyi mükemmel yapmıyorsunuz- varsa bunları tamamlamak üzere bu Komisyon kuruldu ve hiçbirimizin bununla ilgili geçirecek bir dakika boş zamanı yok. Lütfen, bu konuda Komisyonumuzun ve üyelerimizin haklarını teslim etmek gerekir, günlerdir mesai harcanıyor.

Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz aynı kararlılıkla devam edecek ve daha etkin bir şekilde devam edecek. Asla kadın haklarında bir geriye adım, geriye gidiş söz konusu olmadı. İstanbul Sözleşmesi'nden önce de böyleydi, İstanbul Sözleşmesi'nden sonra da bu kararlılık devam edecek. 100'den fazla kadın sorunları uygulama merkezleri, kamu kurum kuruluşlarımız ve yapılan çalışmalar, araştırma merkezlerimiz, barolarımız, sivil toplum örgütlerimiz ve bakanlıklarımızla birlikte toplum olarak bir zihinsel değişime ve dönüşüme ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz, bu vesileyle de medyamızı da işin içerisine dâhil ederek... Aile kurumumuzu toplumun temeli olarak görüyoruz ve onun içerisindeki kadının gördüğü şiddeti asla kabul etmiyoruz. En fazla korunaklı olmamız gereken yer ailemiz ve burada görülen şiddetin yüzde 70 oranında görülüyor olması hepimizin canını acıtıyor. Bu acı hepimizin ortak acısı arkadaşlar. Hiçbir siyasi parti ayrımı yapmıyorum, hiçbir sivil toplum örgütü ayrımı yapmıyorum. Bu acıların son bulması için de sizin sözlerinizi bazen incitseniz de dinliyoruz.

Evet, sözü KA.DER'e bırakmak istiyorum. KA.DER'in kurucuları, yıllarca beraber mücadele ettiğimiz isimler, onlara da buradan selam göndererek... KA.DER'i normalde haftaya çarşamba günü davet etmiştik fakat... Şimdi, hemen ismi bulmaya... Kadın Adayları Destekleme Derneği Temsilcisi Tuba Torun. Tuba Hanım Haftaya çarşamba, çarşamba deyince bu çarşamba anlamış.

KA.DER TEMSİLCİSİ TUBA TORUN - Ben şapkadan çıkmış oldum. Bu arada sesim geliyor mu?

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Ya, KA.DER'in sesi her zaman gelir. Kadın Adayları Destekleme Derneği Temsilcimiz Tuba Torun'a ben sözü veriyorum, KA.DER'in kuruluş amacı özellikle siyasette kadın adaylarının desteklenmesi amacıyla başlandı, kuruldu, sonrasında da ciddi manada kadın haklarıyla ilgili mücadelede etkin oldular.