YELDA EROL GÖKCAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Televizyon kanallarının çok kıymetli genel müdürleri, genel yayın yönetmenleri; hepiniz hoş geldiniz, sunumlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Geçtiğimiz günlerde de yazılı ve görsel basının kıymetli temsilcileri ve senaristlerini dinledik, derdimizi, sıkıntılarımızı ve tavsiyelerimizi onlara da ilettik. Özellikle televizyon kanalları Türkiye'de ve dünyada hâlâ en büyük kitle iletişim araçları, sizler de bunu biliyorsunuz ve medya kadına yönelik şiddetle mücadelede hâlâ çok önemli bir paydaş. Medyada hâlâ çok baskın bir erkek dili var, sizler de bunu mutlaka kabul edeceksiniz diye düşünüyorum. Evet, istediğimiz kadar yasa çıkaralım, yasal düzenlemeler yapalım ama Türkiye için, özellikle kadına yönelik şiddetle mücadele için bir zihniyet değişimi ve dönüşümü şart. Burada da medyaya gerçekten çok önemli bir rol düşüyor. Özellikle kanallarda çalışan kadın sayısını ve karar alma mekanizmalarındaki kadın sayısını gördükçe açıkçası memnun oluyoruz ama bunun yeterli olmadığını görüyoruz çünkü bakış açısı hep erkek egemen bakış açısı, hâlâ daha çok baskın. Bu yönde, özellikle kadına yönelik şiddetle mücadelede de gerek kamuoyunun gerekse ilgili kurum, kuruluş ve çalışanlarının farkındalık ve bilincin oluşturulmasıyla ilgili özellikle kanalların kendi içlerinde metin yazarları olsun, spikerler olsun, kameraman olsun, genel yayın yönetmeninden genel müdürüne kadar hizmet içi eğitimler, farkındalık programları ve bu tarz kişisel gelişimle ilgili zihniyet dönüşümü için yaptığınız çalışmalar var mıdır? Özellikle bütün kanallara bunu sormak istiyorum çünkü bu gerçekten önümüzdeki süreç için çok önemli. Burada istediğimiz kadar konuşalım, tartışalım, yasal düzenlemeler yapalım ama Türkiye'de hâlâ daha çok büyük bir insan, kitle en önemli, en verimli saatlerini televizyon karşısında geçiriyor ve bu zihniyet dönüşümü için de bunun oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.