KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Sayın Yiğitel, çok teşekkür ederim.

Bir birey, bir erkek, bir baba olarak ve bir medya mensubu olarak dertlisiniz.

TÜRKMEDYA ANKARA TEMSİLCİSİ MELİK YİĞİTEL - Dertliyim.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Derdimiz ortak, çözümümüz de ortak olacak inşallah.

Bu vesileyle kullanılan dile hepimizin dikkat etmesi gerekir. Hepimizin "Mağduru mağdur etmemek, mağduru değil faili teşhir etmek" ilkesinden hareket etmesi lazım. Kadınla ilgili cinayet ve şiddet hadisesi süslenmemeli, dramatize edilmeden, trajikleştirmeden haberi vermemiz lazım ve söylentilerden, yakıştırmalardan uzak haberleri vermemiz lazım.

Özellikle gazetelerimizde -çok önemli; Küresel Medya İzleme Projesi'nde- dünya nüfusunun, Türkiye nüfusunun yüzde 52'sini kadınlar oluşturuyor olmasına rağmen haberlerin ancak yüzde 21'i kadın konulu haber oluyor. Kadınlar haberde konu olarak yer aldıklarında ise başarıları, ekonomik, sosyal, siyasal bilgisiyle değil, sanat, suç, şiddet gibi konularda görülmekte ve hukukla ilgili haberlerin sadece yüzde 8'inde kadın özne durumunda. Politika alanındaki haberlerde ise kadınlar çok nadir yer almakta. Araştırmanın Türkiye sonuçlarında ise haberlerin öznesini yüzde 76 oranında -gazete haberleri için söylüyorum- erkekler oluşturuyor, yüzde 24'ünü kadınlar oluşturuyor ve kadın, yüzde 24'te haber öznesiyken de özelikle kadınlarımızın 1'inci sayfada yer almadığını, temsil ediliş biçimleri incelendiğinde, 1'inci sayfadaki kadınların neredeyse olmaması dikkat çekiyor. Baş sayfaların sadece beşte 1'inde kadınlar var ve kadınların konu olduğu birinci sayfadaki 2 haberden 1'i magazin çünkü birinci sayfa haberleri, genellikle iç politika, dış politika, ekonomi ve bunların tamamen erkeklerin alanına girdiğine dair oluşan kanaat ve siyaset, ekonomi, hukuk gibi konularda haber kaynağı ya da fikir alınacak uzman olarak nedense hep erkekler görülüyor. Biraz evvelki oturumda arkadaşlarımıza söyledim, YÖK'ten bilgileri alabilirsiniz uzman görüşüne başvurmak istediğinizde; kadın akademisyenlerimizin oranı yüzde 43'lerde, kadın profesörlerimizin oranı yüzde 30'larda ve hukuk alanındaki yeni akademisyenlerimizin oranı yüzde 50'lerin üzerine çıkıyor; önümüzdeki dönemlerde adaleti ve hukuku temsil edecek bir kadın grubu geliyor. Şimdi bunu söylememizin sebebi, şiddeti önlemenin yollarını ararken sadece eşitsiz güç ilişkisinde kadının mağdur olarak gösterilmesi de ayrı bir şiddet türü. Dolayısıyla bu konuda kadının hem çalışma hayatına hem iş hayatına hem aile hayatına dâhil olduğunu mutlaka ifade etmemiz lazım.

Diziler ve diğer konularla ilgili görüşlerinize de katılıyoruz. Dün senaristlerimizi, TESİYAP'ı, tüm ekibi dinleme fırsatımız oldu.

Kaosa kalkan elleri de unutmuyoruz tabii ki.

TÜRKMEDYA ANKARA TEMSİLCİSİ MELİK YİĞİTEL - Tabii, 411 el.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Evet. Yani kız çocuklarının, kızlarımızın, kadınlarımızın insan haklarının ihlal edildiği bir dönemden geliyoruz. İlerleme kaydedildi mi? Tabii ki kaydedildi. Biz bu ilerlemeyi medyada da adım adım görüyoruz, daha güçlü görmek temennisiyle sözü Sabah gazetesi Ankara temsilcisi sayın Okan Müderrisoğlu'na bırakıyorum.