KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Toplantımıza katılım sağlayan, kıymetli vakitlerini bizlere ayıran değerli katılımcılarımızı takdim etmek isterim: Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Türk Medya Ankara Temsilcisi Sayın Melik Yiğitel, Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Okan Müderrisoğlu ve Yeni Akit Ankara Haber Müdürü Sayın Muhammed Kutlu'ya çok teşekkür ediyorum. Yoğun tempolarına rağmen mevzubahis kadınsa biz de varız ve taşın altına elimizi koymaya hazırız diyen tüm katılımcılara teşekkür ediyorum.

Küçük bir parantez açmak isterim. Gazetelerimizin tirajlarına bakarak davetlerimizi yaptık. Katılımcı olamayan Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmenimizle de konuştuk ama bugün katılımcıları aramızda yok. Özellikle herkesin bilmesi adına söylüyorum, tirajlarına göre burada olmalarını arzu ediyoruz çünkü bizim elimiz, gözümüz, kulağımız medyamız ve mevzubahis kadınsa, kadına yönelik şiddetse siyaseti ve bakış açılarını, önyargıları kapının dışında bırakarak Komisyonumuzda olmalarını arzu ediyoruz. Bu vesileyle, bugünkü katılımcılarımıza da çok teşekkür ediyorum.

Kadına yönelik şiddetlerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi konulu araştırma komisyon toplantımıza bir kez daha hoş geldiniz diyorum.

Kadına yönelik şiddet çok boyutlu bir sorun olarak ele alınıyor. Bu sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın sorunu ve yıllara mahzar konuşulmaya devam ediyor. Özellikle, ülkemizde, biz, son on dokuz yıldır kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için çok önemli düzenlemeler yaptık ve başta 2004'teki Töre Saikiyle İşlenen Cinayetlerin Önlenmesi İçin Kurulan Araştırma Komisyonu, sonrasında yayınlanan 2006'daki Başbakanlık Genelgesi, Anayasa'mızın başta 10'uncu madde olmak üzere yapılan düzenlemeler, Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanun, İş Kanunu ve Borçlar Kanunu dâhil olmak üzere çok önemli düzenlemeler yaptık. Yasal düzenlemelerimize rağmen uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları da görerek kadına yönelik şiddetin varlığını nasıl ortadan kaldırabiliriz ve alınması gereken tedbirler ve çözüm önerilerini konuşmak üzere Komisyonumuzu kurmuş vaziyetteyiz ve genel politikamız, şiddete karşı sıfır tolerans, şiddet kimden gelirse gelsin bu konuda meşru, mazur gösterecek hiçbir tavra müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz.

Kadın-erkek fırsat eşitliği konusunda yasalarda sağlanan hakların uygulamalarda da tam olarak yansıtılmasına yönelik çalışmaların artarak devam etmesini gönülden arzu ediyoruz. Kadına yönelik şiddet, kamusal bir mesele olarak toplumun topyekûn mücadele etmesi gereken bir husus. Bu sebeple, toplumun konuya bakış açısı ve algısı hayati önem arz etmekte. Bu algının oluşmasında en önemli araçların başında geleneksel medyamızın, yazılı medyamızın çok kıymetli temsilcilerine ve medyamıza çok önemli sorumluluklar düşmekte. Kadına yönelik şiddet sorununun çözümünde özellikle toplumun meseleye olan bakışını, medyanın inşa ettiğini ifade etmek isterim. Özellikle, medyanın konuyu doğru şekilde ele alması ve uygun bir haber dili geliştirerek sunması kamu algısının ve karar mercilerinin düşüncelerinin şekillenmesinde çok önem arz ediyor. Geniş kitlelerde büyük yetkisi olan medyanın kadına yönelik şiddeti haberleştirirken sahip olduğu sorumluluğu dikkate alarak özenli bir haber dili geliştirmesi bu anlamda çok önemli.

Toplum vicdanını derinden sarsan kadına yönelik şiddet eylemleri toplumun ilgisini çekmesi sebebiyle medyada geniş yer bulmakta. Kullanılan haber dili toplumu korkutabilmekte, toplumu korku ve infiale sürükleyebilmekte, saldırıya uğrayan kadınların kişisel haklarını çiğneyebilmekte, cinayetler başta olmak üzere, şiddet haberlerini toplumun sıradanlaştırarak algılayacağı şekilde sunabilmekte. Bu sebeple medyada kadın temsilini de fotoğrafa bir bütün olarak baktığımızda medyadaki kadın temsilini de çok önemsiyoruz. Bu vesileyle şu an bugünkü bu oturumdaki tek kadın temsilci Hande Hanım'a da pozitif bir ayrımcılık yapıyorum, tekraren memnuniyetimizi ifade ediyorum. Medyada kadın temsili bu anlamda çok önemli, iki gündür bunu da arkadaşlarımızla paylaşıyoruz.

Medyanın etkileri konusunda yapılan araştırmalar, Aile Bakanlığımızın, KSGM'mizin 2018 yılında yapmış olduğu medya ve kadın araştırmaları ve farklı kurumların yapmış oldukları araştırmalar da önümüzde önemli metinlerin çıkmasına vesile olmuş vaziyette ve şiddet gösteriminin saldırgan tutumları üzerinde doğrudan ve dolaylı etkileri olduğunu ortaya çıkarıyor. Toplumda kadınlara yönelik şiddetin yaygınlaşmasında bu konuda yayımlanan haberlerin hatalı aktarımının çok etkili olduğunun altını özellikle çizmek isterim. Ülkemiz uygulamalarında şiddetle mücadele, yürütülen politikalarla ve yasal düzenlemelerle yerine getirilmeye çalışılırken medyanın da bu mücadeleye ortak olması ve yayın yapması bizim için çok önemli. Alınan tedbirlere rağmen medyada kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran, buna teşvik eden yayınların engellenmesi noktasında medyayla ilgili sorunlarda çok ciddi ilerleme kaydettiğimizi söyleyemeyiz. Bir ilerleme var ama bunu adım adım gerçekleştiriyoruz, daha fazla dikkat çekmek adına medyamızı özellikle dinlemek ve bakış açılarını görmek isteriz.

5187 sayılı Basın Kanunu'nda ve 6112 sayılı RTÜK Kanunu'nda cinsiyete dayalı ayrımcılık, kadın erkek fırsat eşitliği, kadına yönelik şiddet ve medya alanına ilişkin hükümlere yer veriliyor. Medyanın sorumlu yayın yapmasının yaptırım içeren yasal düzenlemelerden ziyade, medya sektörünün kendi öz denetimini yapmasının çok önemli olduğunu ve bunun da demokratik ve etkili bir yöntem olduğunu düşünüyoruz. Bu vesileyle, medyanın öncelikle yazılı kurallar, yasal yaptırımlar ve cezaların öncesinde, yayınlamadan önce öz denetimlerinden geçirmeleri en önemli hassasiyetimiz. Bu sebeple, medyanın kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet haberlerini ve diğer yayınlarını kamusal sorumluluk anlayışı çerçevesinde, yayın hizmeti ilkelerine uyarak vermesinde öz denetim ve otokontrol mutlaka esas olmalı, medya da hür fakat sorumlu olarak yayın anlayışına devam etmeli. Bu kapsamda, sektörün kendi öz denetimini yapmasına imkân verecek mekanizmaların oluşturulması, var olan mekanizmaların etkinliğinin artırılması bizim en önemli temennimiz.

"Şiddete karşı sıfır tolerans" ilkesiyle yürütülen politikalarımız, şiddetten arınmış bir toplumun oluşturulmasını hedeflemekte, kadına yönelik şiddetle etkin mücadelede şiddetle topyekûn mücadele edilmesini teminen toplumsal farkındalık ve duyarlılığın artırılması en önemli konu başlığımız. Bu vesileyle kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet olaylarına medyanın yaklaşımı, haberlerde ve yayınlarda kullanılan dil, kadın odaklı habercilik, medyada kadın temsilinin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi, medyada kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadelede alınması gereken önlemler, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet olaylarının basın yayın organlarında haber olarak yayınlanmasında medyanın sorumluluğu ve medya sektöründe öz denetim mekanizmaları ve etkinliği hakkında Komisyonumuza bilgi vermek üzere ben ilk sözü Hürriyet gazetesi Ankara temsilcisi Sayın Hande Fırat'a bırakıyorum.