| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 16 .03.2015 |
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Başkan, bu yasa İçişleri Komisyonunda 3 Aralık 2014'te görüşülmeye başlanmış. Görüşmeye başlama saati 15.06, bitiş 18.04 görünüyor. İlk gün anımsarsanız "Ağabey, sen gelme, bugün önemli bir şey yok." dediğiniz toplantı bu.
BAŞKAN - Hatırlamıyorum.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Ne kadar unutkansınız Sayın Başkan. Hatta sonra yemekte karşılaşınca "Hani böyle demiştiniz." diye hatırlatmıştım. Demek ki onu da hatırlamıyorsunuz. İnsan hâli, hafızayıbeşer nisyan ile malulmüş. Daha sonraki süreçte bu tasarının alt komisyonda görüşülmesine karar verilmiş, 9/12/2014'te saat 15.30'da başlamış, ilk oturum 17.20'de; ikinci oturum 17.40'ta başlamış, 19.32'de... Biz hep belgeli konuşuruz, ezbere konuşmayız Sayın Başkanım. Ve alt komisyonda 26 saat 7 dakika, üst komisyonda da 41 saat 32 dakika görüşülmüş. Hepsi elimizde. Biraz önceki oturumda Sayın Şahin "Muhalefet hiçbir önerge vermedi." dedi. Bunlar hep muhalefetin önergeleri, iktidar partisinden kimse konuşmadı, sadece Şahin konuştu. Tutanakları getiririz.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Bir kelime, cümlem olmadı.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Tutanakları getiririz.
BAŞKAN - Her neyse, buyurun Sayın Öner.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Yok, hayır, biz bu sözün arkasındayız, biz sizin gibi unutkan değiliz. Efendim, açılış oturumunda...
BAŞKAN - Canım, beş ay öncesini unutabilirsin sen de.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) -...muhalefet milletvekili arkadaşlarım da burada, "Muhalefetten öneri gelmedi." dendi. Şimdi, bu kanunla ilgili çok ciddi çarpıtmalar var.
Bir, deniyor ki: "Efendim, her ülkenin polis teşkilatının gözaltına alma yetkisi var." Doğru ama polis teşkilatı yürütme adına mı gözaltına alıyor? Polis teşkilatı alıyorsa yargı adına, yargı erki adına gözaltına alıyor. AB normlarında var, böyle bir şey yok. AB normlarında da, uluslararası hukuk kurallarında da yasama, yürütme yargı ayrı ayrı erklerdir ve polis teşkilatının yürütme adına önleyici kolluk hizmeti vardır. Yargı adına da savcının talimatı doğrultusunda, hâkimin müzekkeresi doğrultusunda yargı görevi vardır. Bunların bilerek karıştırılması, hele hele bunun bilerek yapılması objektif hüsnüniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Televizyonlara çıkan arkadaşlarımız "Her ülkede var." diyor, efendim, grup başkan vekilleri de öyle söylüyor, milletvekili arkadaşlarımız da öyle söylüyor, AKP'nin yandaşı olan gazeteciler, havuz medyası da aynı şeyi söylüyor. Bir defa, bunu çarpıtmaya kimsenin hakkı yok. Bundan sonra da böyle şeyler yapılmamalı. Polis, evet, müfettişlikler vardır, bilmem neler vardır ama savcının talimatıyla, yargıcın talimatıyla yargı adına yargısal işlemleri yapar. Efendim, kendi amirinin yargısal görevi savcı vermedikçe yoktur. Mülki amirler, vali ve kaymakamlar da savcının yerine geçerek on iki saat, yirmi dört saat, kırk sekiz saat gözaltında tutamazlar. Hele hele "Kırk sekiz saatten sonra savcıya haber verilir." ibaresi çok saçma bir ibare. Savcı orada yaşıyorsa bundan haberdar olmayacak mıdır? Haberdar olacaktır, devreye girecektir, "Niye aldınız?" diye soracaktır.
FARUK BAL (Konya) - Soramaz.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Soracaktır ve diyecektir ki...
FARUK BAL (Konya) - Kanun ona yetkiyi veriyor, Sayın Valim.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Onun da yetkisi var, biliyorsunuz Sayın Bakanım.
FARUK BAL (Konya) - Hayır, bu kanun yetkiyi ondan alıp polise veriyor.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Efendim, şimdi, orada bir ikilem olacak, bir dublikasyon olacak. O bakımdan, hâkimle savcı, savcıyla vali, savcıyla kaymakam birbirine girecek. Vatandaş da kamu görevlilerinin uyum ve iş birliği içinde çalışmasını gözetler, denetler, ona göre değerlendirmeler yapar. Deniyor ki: "Bu kanun milletin beklediği bir kanun." Bu kanun Hükûmet programında var mı? AKP'nin propagandasında var mı? Vatandaşa vadedilmiş bir kanun mudur? 4+4 ne kadar vadedilmemiş bir kanunsa, efendim, Recep Tayyip Erdoğan'ın, dönemin Başbakanının, şimdiki Cumhurbaşkanımızın ne kadar dayatmasıyla gelmişse bu da öyle gelmiştir. Hatta bir sendikanın talebiyle gelmiştir. 4+4'ü biliyoruz. O tarihte Millî Eğitim Bakanı bile bilmiyordu o kanunu. İşte, ilgili sendikanın talebiyle dönemin Başbakanının da dayatmasıyla getirildi. Bu ondan da beter bir kanun. Bu kanuna el kaldıranlar vebal altındadırlar. Bu tasarıyı yasalaştıranlar vebalden, sorumluluktan kurtulamazlar.
Teşekkür ederim.