KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben değerli katılımcılara da çok teşekkür ediyorum.

Aslında, benim söylemek istediğim birkaç noktaya da siz değindiniz. Evet, İstanbul Sözleşmesi'ne -sizin de söylediğiniz gibi, biz de hep söylüyoruz- iki taraf asıldı yani bir tarafı rahatsız eden, işte orada melekler, şeytanlar ortasında İstanbul Sözleşmesi bir şekilde ve karşı tarafta da medyada da sanki İstanbul Sözleşmesi'nden çıktık, çıkınca "İstanbul Sözleşmesi yaşatır." algısı oldu. Aslında, bizim burada -çok önemli bir nokta- 6284'ümüz var, çok güvendiğimiz, çok da güzel olan, bu Meclis tarafından çıkarılmış ve oy birliğiyle çıkarılmış bir yasa. Dolayısıyla, bu noktada senaristlere, meslek birliklerine çok büyük görev düşüyor. Bizim bu değerlerimizi hani böyle basite indirgeyerek elimizden kaybolmasını ya da yeni bir tartışma ortamı ya da yeni bir platform oluşturmasına sebebiyet vermemek gerektiğini düşünüyorum.

Ben biraz önce RTÜK'e de sormuştum, size de aynı soruyu sormak istiyorum. Aslında, bu dizilerde kadınların sahip oldukları hakları bilmeleri ve mesela faillerin caydırıcılığıyla ilgili, cezalarıyla ilgili yani bunun da ele alınması gerektiğini düşünüyorum senaryolarda çünkü şöyle bir algı var: İşte, ne olur? Ben takım elbiseyi giyerim, kadını döverim, yatarım, çıkarım; öldürürüm, yatar çıkarım gibi böyle bir algı var. Bunun bence senaryolarda işlenip aslında kadınlara karşı cinayet işleyenlerin ömür boyu, müebbet hapis aldıklarını, hayatlarının farklı bir şekilde, orada hapishanede farklı işlemlere belki maruz kaldığını, bilemiyorum, caydırıcı olan... Hani diyoruz ya, Türkiye'nin gerçeği ne varsa dizilerde de o vardır, eğitimle onu değiştirmeliyiz gibi... Belki öyle bir caydırıcı bir şeyler olması lazım ya. Bu noktada ben aslında medyaya ve senaristlerimize çok büyük görev düştüğüne inanıyorum.

Aynı zamanda, ben özellikle kadın-erkek cinsiyet eşitliği komisyonu için teşekkür ediyorum. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum ama bu yönde pozitif ne yaptınız, hani somut olarak, hani "Önceden böyleydi de şimdi, biz burada bunu yaptık." dediğiniz böyle örnekler var mı, onu sormak istiyorum.

Teşekkür ederim.