KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok değerli misafirlerimiz, ben de sunumlarınız için çok teşekkür ediyorum.

Tabii, medyanın kadına karşı işlenen suçlarda ya da kadının işte aşağıya çekilmesinde rolünün çok fazla olduğunu düşünüyorum, insanlarımızın da medyadan öğrendiğini düşünüyorum. En basiti bir örnek: Emine Bulut cinayeti vardı biliyorsunuz, eşi tarafından boğazı kesilerek öldürülmüştü, hemen ondan iki gün sonra Denizli'de Hafize Balık, maalesef Sevgili Hafize'yi de aynı şekilde çocuğunun önünde eşi öldürdü. Dolayısıyla bu şiddetin öğrenildiğine ve görüldüğüne, cesaretlendirildiğine şahit olabiliyoruz. Ben yine bir röportajda okumuştum, bir teyze eşini öldürüyor, kafasına taşla vurarak öldürüyor. İşte, teyzeye soruyorlar: "Sen uykusunda niye böyle yaptın, sen niye bu yöntemi uyguladın?" diye. Onun da "Ben televizyonda görmüştüm, programı hatırlayamıyorum, orada da, dizide böyle yapmıştı, eşi uykudayken öldürmüştü, ben de onu uygulayarak o şekilde eşimi öldürdüm." diye bir ifadesi var. Tabii, bu noktadan da yola çıkarak medyanın, basının bu yol göstericiliği noktasında çok önemli rolü olduğunu düşünüyoruz.

Ben de burada yine RTÜK olsun, yine ajansların... Daha önce de Mutlu Vekilimiz değindi, caydırıcılığın çok önemli olduğunu düşünüyorum; yani maalesef, işte, medyada da yer alıyor; kravat indirimi, vesaire falan diye ve ben faillerin şunu algıladığını düşünüyorum: Ben işte, kadını döverim, söverim, öldürürüm; ondan sonra, ne olacak... Beş yıl yatar çıkarım işte, ne bileyim, iyi hâlden, kravattan vesaire. Bence bu caydırıcılıkla ilgili, bunu bir toplumsal sorumluluk olarak hem ajansların hem de RTÜK'ün ele alıp bununla ilgili bir kampanya başlatılması gerektiğine inanıyorum. Yani failler yapmışlar, müebbet hapis yiyorlar, müebbet hapis almışlar; ne olmuş, ne değişmiş, cezaevinde ne yaşamış? Bence bunların görünürlüğünü daha çok artırmanın -ve bunun bir proje kapsamında mı olur, nasıl bir şey olur bilemiyorum ama- ele alınması gerektiğini düşünüyorum açıkçası ve buna yönelik bir çalışmanız var mı diye o zaman sorayım, sorulardan biri bu olsun.

İkincisi yine, kesinlikle bu hani gündüz programı, kadın programı olarak adlandırılıyor ya, yani buna bir kadın olarak kesinlikle karşıyım. Gerçekten Esin Vekilimize de katılıyorum, Habibe Vekilimiz de söyledi; oradaki kadınların toplumsal rolleri aşağıya çekilerek... Aynı zamanda aile yapısıyla da ilgili çok da büyük bir tehlike olduğunu düşünüyorum. Biz işte, o cinayeti aydınlatmaya yönelik programlarda, vesairelerde bir bakıyoruz, onun onunla, kadının onunla ilişkisi var; erkek şunu yapmış, bunu yapmış... Bunun sadece kadına değil, aynı zamanda bizim aile yapımıza da çok ciddi bir şekilde zarar verdiğini düşünüyorum. Bununla ilgili bir inceleme ya da bir komisyon var mıdır? Bu programlar bir projeksiyon altında mıdır, değil midir? Yani yıllar evvel Amerika'da vesairede bunun versiyonları, böyle programlar vardı ama Türkiye'de farklı bir boyuta gitti. Orada herkes bilir, şov manasıyla yapılır bunlar, orada hikâyeler anlatılır fakat bizim Türkiye'de gerçek yaşam hikâyeleri... Artık yani bilmiyorum, kurgu mu, nedir ne değildir? Onun içeriğini de bilemiyorum çünkü bazen insanın inanası gelmiyor. Bu noktada ciddi bir uygulamamız var mıdır?

Bunu da sordular, RTÜK'e ben de sormak istiyorum. Ceza verildiğinde, aslında parasal cezanın caydırıcılığının olmadığına inanıyoruz. İtibarla ilgili şöyle bir şey yapılabilir mi? Yani bir şey olsa bir imge... Evet, programların başında şiddetle ilgili böyle başlamadan olabiliyor ama biz o dizilerde ya da o programda şunu diyebilir miyiz, böyle bir şey başlatabilir miyiz: "Bu programda kadına ya da çocuğa karşı şiddet uygulanmıştır, bu program şiddet yanlısı bir programdır." gibi böyle bir söylemle programın itibarsızlaştırılması ya da kanalın itibarsızlaştırılması yani hani bu yanlış anlaşılmasın, doğru kelimeyi bulamıyor olabilirim ama bu yönde bir şeyin, bir algı yürütmenin gerektiğini düşünüyorum. Bugün sosyal medya da çok güçlü yani şunu bilelim: Bu programda, işte, bu dizide kanal reyting kaygısıyla, gelir kaygısıyla yayınladığı bu programda böyle bir şey yayınladı ama bir taraftan da toplumsal olarak eksi yönde bir uygulaması var diye böyle bir şey yapılması gerektiğine inanıyorum. Paranın ya da kapatmanın çözüm olduğunu düşünmüyorum ama böyle afişe edersek işte, "Bu program kadın yanlısı değildir." ya da "Çocuk yanlısı değildir.", "Aile yanlısı değildir." işte, "Kadın dostu değildir.", "Aile dostu değildir." bilemiyorum doğru kelimeyi, o belki düşünülüp çalışılabilir. Bununla ilgili böyle bir çalışmanız var mıdır? Onu da sormak istiyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.