| Komisyon Adı | : | (10 / 96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyonun bugünkü gündemine ve RTÜK Başkanı ile haber ajansı temsilcilerine, hoş geldiniz dediğine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .06.2021 |
BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Bugünkü toplantımızı iki oturum hâlinde gerçekleştireceğiz. Birinci Oturumda RTÜK Başkanımız ve haber ajansı temsilcilerini, İkinci Oturumda ise televizyon, radyo, dizi senaristi, yayıncı birlikleri temsilcilerimizi dinleyeceğiz. Birinci Oturumda, Komisyon çalışmalarımıza destek vermek üzere, çok yoğun mesailerine rağmen -Türkiye'de olup- katılan bütün ajans yöneticilerimize ben çok teşekkür ediyorum.
Kıymetli RTÜK Başkanım Ebubekir Şahin'e ve değerli yöneticilerine, ekibine hoş geldiniz diyorum.
Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcımız Sayın Yusuf Özhan'a hoş geldiniz diyorum. Genel Müdürümüz yurt dışı ziyareti dolayısıyla Türkiye'de olamadığı için katılamadı ve "Ne zaman, başka hangi gün derseniz memnuniyetle gelirim." dedi ama Komisyonumuzun yoğunluğu dolayısıyla şu anda zor görünüyor.
Demirören Haber Ajansı Genel Müdürümüz Sayın Celal Korkut'a çok teşekkür ediyorum.
İhlas Haber Ajansı Genel Müdürümüz Hamit Arvas Bey'in selamları hepimizde, o da pandemi koşulları nedeniyle gelemedi ve Ankara Haber Müdürümüz Sayın Bayazıt Cebeci bugün bizimle birlikte.
ANKA Haber Ajansı Haber Editörümüz Sayın Sinan Tartanoğlu bugün dinleyeceğimiz temsilcilerimiz.
Bu vesileyle bir kez daha hepsine hoş geldiniz diyorum.
Çok kıymetli milletvekillerim, değerli katılımcılar; Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Araştırma Komisyonumuzun çalışmalarına devam ediyoruz. Günümüzde, uluslararası ve ulusal düzeyde alınan tüm önlemlere rağmen şiddet, özellikle kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet, ekonomik gelişmişlik düzeyi, kültür, coğrafi alan, dinî farklılıklar gösteren tüm toplumlarda yaygın olarak görülmeye devam eden bir insan hakları sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Çok boyutlu bir sorun olan kadına yönelik şiddet yalnızca kadınların değil, tüm toplumu olumsuz olarak etkilemekte. Ülkemiz özellikle son on dokuz yıl içerisinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde özellikle 2006 yılında yayımlamış olduğumuz Başbakanlık Genelgesi dâhil olmak üzere Anayasa'mız, temel kanunlarımız, reform niteliğindeki yasal düzenlemelerimiz, kadına yönelik şiddetle mücadele ve kadının güçlenmesine yönelik kararlı ve istikrarlı politikalarımız şiddetle mücadelede metinsel olarak çok ciddi ilerlemelere vesile olmuştur.
Tabii ki bunu yasal düzenlemelerimizle birlikte uygulamalarda da hayata geçirmek için çok ciddi çaba sarf ediyoruz. 2000'li yıllardan bu yana gerçekleştirilen yasal reformlarla ulusal mevzuatımız şiddete sıfır tolerans gösteren bir yapıya kavuşturulmuştur. 2006'daki Başbakanlık Genelgesi, bir devlet politikası hâline geldiğinin en önemli göstergesidir. Kadın-erkek fırsat eşitliği konusunda yasalarda sağlanan hakların, uygulamalara tam olarak yansıtılmasına yönelik çalışmaların ise artarak devam ettiğini hep birlikte müşahede etmekteyiz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede kurum ve kuruluşlar kadar toplumun tüm kesimlerine de sorumluluk düşüyor. Paydaşlarımızın sayısı oldukça fazla. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet yalnızca kanuni düzenlemeler, idari tedbirler, genelgeler, ulusal eylem planlarıyla değil; toplumsal duyarlılık, zihinsel değişim ve farkındalık geliştirilerek aşılabilecek çok önemli bir sorundur. Bu vesileyle, tüm paydaşlarımızın ve disiplinlerimizin kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin rol almasını canıgönülden arzu ediyoruz.
Kadına yönelik şiddet, kamusal bir mesele olarak toplumumuzun topyekûn mücadele etmesi gereken bir husus. Bu sebeple, toplumumuzun konuya bakışı, algısı hayati önem taşıyor. Bu algının oluşmasında en önemli araçların başında medya gelmekte ve medyamıza çok önemli sorumluluklar düşmekte. Kadına yönelik şiddet sorununun çözümünde toplumun meseleye olan bakışının doğru inşası çok önem arz etmektedir. Özellikle medyanın konuyu doğru şekilde ele alması ve uygun bir haber dili geliştirerek sunması kamu algısının ve karar mercilerinin düşüncelerinin şekillenmesine çok önemli etki sağlamaktadır. Geniş kitlelerde büyük etkisi olan medyanın kadına yönelik şiddeti haberleştirirken sahip olduğu sorumluluğu dikkate alarak özenli bir haber dili geliştirmesi bizim için çok önem arz etmektedir. Toplum vicdanını derinden sarsan kadına yönelik şiddet eylemleri hele de şiddetin en ağırı kadına yönelik ölüme varan cinayetler toplumun ilgisini çekmesi sebebiyle medyada geniş yer bulmaktadır. Burada kullanılan dil hem mağdur açısından hem fail açısından çok önem arz etmektedir; toplumu korku ve infiale sürükleyebilmekte, saldırıya uğrayan kadınlarımızın, kadınların kişisel haklarını çiğneyebilmekte, cinayetler başta olmak üzere şiddet haberlerini toplumun sıradanlaştırarak algılayacağı şekilde sunabilmektedir. Bu sebeple, medyada kadın temsilinin doğru yapılması ve kadına yönelik şiddet eylemlerinin sorumlu yayıncılık anlayışıyla yapılmasının sağlanması çok önemlidir. Medyanın etkileri konusunda yapılan araştırmalar, şiddet gösteriminin saldırgan tutumlar üzerinde doğrudan ve dolaylı etkileri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu konuda RTÜK'ün yapmış olduğu geçmiş dönemdeki araştırmalar da elimizdeki çok önemli referanslardır.
Ayrıca toplumda kadınlara yönelik şiddetin yaygınlaşmasında ve bu konuda yayınlanan haberlerin hatalı aktarımının etkili olduğu yapılan tespitler içerisindedir. Ülkemiz uygulamalarında şiddetle mücadele yürütülen politikalarla ve yasal düzenlemelerle yerine getirilmeye çalışılırken medyanın da bu mücadeleye hizmet edecek şekilde yayın yapması ve mücadelemize ortak olması bizim için çok önemli. Alınacak tedbirlere rağmen, medyada kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran, buna teşvik eden yayınların engellenmesi noktasında medyayla ilgili sorunlarda ilerleme kaydetmeyi gönülden arzu ediyoruz.
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet olaylarına medyanın yaklaşımı, haberlerde kullanılan dil, konuyla ilgili kurul kararları ile medyada kadına yönelik şiddet sorunu ve çözüm önerileri hakkında Komisyonumuza bilgi vermek üzere sözü ilk olarak RTÜK Başkanımız Sayın Ebubekir Şahin'e bırakmak istiyorum.