| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (TCDD) 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .06.2021 |
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Başkan teşekkür ediyorum.
Sayın Genel Müdürüm, size de heyetinize de hoş geldiniz diyorum.
Alt Komisyonda da konuştuğumuz bir konu vardı; Kırıkkale-Yerköy ve Yerköy-Sivas arası hızlı tren hattı projesi. Şimdi, tabii, Sayıştayın bulgularından yola çıkarak hem bir tespitim hem de bazı sorularım olacak sizlere.
Şimdi, bu özellikle Yerköy makası, Devlet Demiryolları çalışmalarında herhâlde çok sıkıntılı bir makas konumuna gelmiş çünkü Kırıkkale-Yerköy ve Yerköy-Sivas arası yapılan hızlı tren projesiyle ilgili bazı problemleri Sayıştay tespit etmiş. Sayıştay tespitinde, özellikle bu hızlı tren hattıyla ilgili ihale aşamasında, ihale öncesinde ve ihale sonrasında yaşanan bazı aksaklıklar olduğu belirtiliyor. Şimdi, bu Kırıkkale-Sivas arasındaki hızlı tren hattı projesi öncelikle Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Genel Müdürlüğü tarafından hizmet alım yoluyla dışarıdan bir firmaya çizdiriliyor. Daha sonra, bu proje, Devlet Demiryollarına gönderiliyor ve Devlet Demiryolları da bakanlıktan gelen bu projeyi ihaleye çıkıyor. İhaleye çıkarken de kesin proje olarak bunu ihaleye çıkıyor. Bunun neticesinde bir firma ihaleye girip bu hızlı tren hattı projesini alıyor, daha sonra sahaya gittiği zaman sahada bazı problemlerle karşı karşıya kalıyor. Şimdi, biz daha önceki diğer kurumlarda da kesin proje ile etüt proje arasında birbirini tutmayan bazı noktaları tespit etmiştik. Mesela nedir? İhaleye çıkıldığı zaman şöyle bir ifade kullanılır: "Dolgudan çıkan malzemeyi, kazıdan çıkan malzemeyi dolguda kullanacaksınız." Ama gerçekte, uygulamada bu olmayabilir yani kazıdan çıkan malzeme dolguda kullanılmayabilir, elverişli olmayabilir; bunlar tolere edilebilir kısımlar. Ha, bunun ihalenin keşfine artı bir maliyeti muhakkak var çünkü ihalenin keşfinde başka bir ariyet ocağından kazı yapmak, bu kazıyı alıp şantiye sahasına götürmek; bunlar ekstra bir bedel olarak keşfin üzerine biner. Biraz önce de söylediğim gibi, bunlar tolere edilebilen kısımlar fakat şimdi Sayıştayın raporunda öyle kısımlara rastladık ki yani bunun anlaşılması imkânsız. Bir hat projesi çıkıyoruz kesin proje olarak, sahaya çıktığımız zaman bu hattın bir kısmının barajın rezervuarından geçtiğini görüyoruz. Yine, bir hattın bir kısmının köyün tam ortasından geçtiğini görüyoruz. Yine, bu hattın bir kısmının fay hattının üzerinden geçtiğini görüyoruz. Yine, bir hattın bir kısmının birinci derece tarım bölgesinden geçtiğini görüyoruz. Dolayısıyla, yüklenici firma...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Süleyman Bey döneminde öyleydi.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Ağabey, konsantre olmuşum, bozmazsan sevinirim.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hatibi dinleyelim.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Önemli bir konudan bahsediyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Destek veriyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, doğru.
Buyurun.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Şimdi -biraz önce dedim- tolere edilebilir kısımlar var ama yani bunlar nasıl gözden kaçar? Yani bir hattın barajın rezervuar alanından geçmesi nasıl hesaplanamaz? Bir hattın fay hattının üzerinden geçmesi nasıl hesaplanamaz? Bir hattın köy yerleşim yerinin tam ortasından geçmesi nasıl hesaplanamaz?
Yüklenici de bunun üzerine idareye gelip diyor ki: "Bu bana verdiğiniz projenin sahada uygulanabilirliği yok." "E, ne yapalım?" "O zaman, bu hattı değiştirelim." Hattı değiştirdiğiniz zaman ortaya çıkan ekstra maliyet ne olacak? İlk hatta 10 kilometre bir tünel planlanmış, hat değiştiği zaman 40 kilometreye çıkıyor; bunun artı maliyeti... Şimdi, aslında ihale baştan şöyle kadük hâle geliyor: İhalenin o rekabetçi ortamı tamamen ortadan kalkıyor. Proje değiştiriliyor, yeni bir projeyle 85 milyona alınan ihalede bu sefer 202 milyon maliyet ortaya çıkıyor. Firma işe başlıyor, bu sefer kurum bir itirazda bulunuyor. Bu meşhur bir olay, buradaki arkadaşlar bu anlattığım kısmı bilir. Yani ihale aşamasında, işin ortalarında, tam tünel sırasında kurum bu firmaya "İşi durdur." diyor, firma "İşi durduramam." diyor yani bir dünya aksaklıklar yaşanıyor. Bunlar sonucunda ben merakla Sayıştay raporunu okudum, acaba bunun sonucunda birilerine "Kardeşim, nasıl bir ihaleye çıktınız? Nasıl bir proje hazırlanmaz?" diyecek mi diye veya birilerine bir hesap sorulacak mı diye.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sorulmaz.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Burada da bu konuyu anlattıktan sonra şunu söylemiş Sayıştay: "Arkadaşlar, bu bir kere yapılmış ama bundan sonra daha dikkatli olun, bir daha böyle hatalı işler yapmayın." Sadece bir tavsiyesi olmuş. Şimdi, bu burada mı kalacak?
Bir kere merak ettiğim soru şu: Ulaştırma Bakanlığı hizmet alım yoluyla bu projeyi kime hazırlatmış? Bu, çok önemli bir soru. "Bu projeyi hazırlayan firma kim? Firma, projeyi hazırlarken sahadaki bu gerçeklikleri neden görmemiş?" deyip bizim bu hizmet alım yoluyla projesini hazırlattığımız firmaya kurum olarak dönüp bir hesap sormamız gerekmiyor mu? Sizin hazırlamış olduğunuz bu projeden dolayı bizim hattımızda bu kadarlık bir değişikliğe yol açtı ve neticede de bizim keşfimiz bu kadar miktarda bir artış gösterdi.
İkincisi, bize bu hattın yanlış olduğunu yüklenici firma söylüyor. Yani "Sizden aldığım bu projeyle sahaya gittim ve bana verdiğiniz bu güzergâh barajın rezervuar alanından geçiyor." Bunu tespit edip söyleyen yüklenici firma. Peki, yüklenici firmaya nasıl güveneceğiz? Yani siz, Devlet Demiryolları olarak veya Ulaştırma Bakanlığı olarak gerçekten sahaya gidip yüklenicinin "Ya, sizin bana verdiğiniz hat rezervuar alanından geçiyor." dediğini tespit ettiniz mi, yoksa sadece onların bize getirdiği rapora mı yönelik projemizi değiştirdik? Bu da önemli, niye önemli? İcabında yüklenici firma, hattı daha fazla uzatabilmek için gelip kuruma "Ya, kardeşim, bu köyün içinden geçiyor, bu fay hattından geçiyor." deyip işte, 10 kilometrelik tüneli 40 kilometre tünel yapmak, 2 kilometrelik viyadüğü 12 kilometreye çıkartmak isteyebilir. Bunları tespit ettiniz mi? Benim özellikle merak ettiğim konu bu.
Sorular yorumlarımın arasında geçti. İsterseniz net olarak soruları bir kere daha sizinle paylaşabilirim. Bir, Ulaştırma Bakanlığı hizmet alım usulüyle bu hattın projesini kime yaptırdı, bu firma kim? Bu firmaya bu proje karşılığında ne kadar bir bedel ödendi?
Soru iki, yüklenicinin sahada gördüğü eksiklere dayanarak biz bu hattın yanlış olduğunu düşünüyoruz, kurum sahaya gidip yüklenicinin "eksik" dediği yerleri doğru tespit etti mi? Yani yüklenicinin söylediği hattın değişmesi fikri gerçekten doğru mu, gerçekten bu hat barajın rezervuarından geçiyor mu, gerçekten bu hat köy merkezinden geçiyor mu? Hatta bir şey daha var yine Sayıştay raporlarında, onu da söyleyeyim; sizin ihaleye çıkmış olduğunuz bu iş, hızlı tren hattı konvensiyonel hatla çakışmış. Yani aslında bu şöyle olmalı: İhaleye çıkmadan önce bunun projesi yapılırken Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görüş alınmalı "Bu hat şehir merkezinden geçecek mi?" Devlet Su İşlerinden görüş alınmalı "Sizin baraj veya gölet alanınızdan bu geçecek mi?" Anladığım kadarıyla bunların hiçbiri sorulmamış.
Son olarak, bu hizmet alım yöntemiyle çıktığınız bu proje, bu firmaya bir ceza uygulanacak mı? Çok ciddi bir keşif artışı var, bundan dolayı kurumumuz zarara uğramıştır. Bu zararın birinden tazmin edilmesi lazım, en azından bir cezalandırılması lazım. Kurumumuzun bu projeyi yaptıran firmaya yönelik bir yaptırımı olacak mı?
Başkanım, teşekkür ediyorum. Geneli üzerinde de birkaç konu var onlara ek.