KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet.

Sorularımız olacak, yalnız Hocam, özellikle biz sizden şunu... Siz ormancısınız, yani özellikle sizden şunu bekliyoruz: Yani bu ormanların yutak alanları için takribi bir hesap yapıldı ama biz üniversitelerimizden... Bu rakamın gerçek değeri nedir hakikaten? Bu konuda bir tahmin var ama ben de geçmişte biliyorsunuz, Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı yaptığım zaman ve "Yutak alan miktarı şudur, yani eşdeğer karbon miktarı yılda şudur." diyorlardı ama bu konuda da gerçekten bölge bölge, belki orman bölge müdürlüklerimizin her biri sahası için de ayrı ayrı hesaplamakta fayda var. Global bir rakam var, benim şahsi kanaatim bu rakam, çok daha yüksek, kanaatime göre. Kaldı ki biliyorsunuz, biz bu ormanlarla alakalı tarihte ilk defa ormanların tapusu aldık ve neticede pek çok alanı ormana dâhil ettik. 2,1 milyon hektarlık bir artış oldu ormanlarda, alan olarak, ayrıca 5,2 milyar adet fidanı da toprakla buluşturduk. Bir, bunlarda, bu artışlarda gerçek rakam nedir?

İkincisi, sizden beklediğimiz, bu küresel iklim değişikliğiyle sıcaklıklar artıyor, yani ormanlarımızda nasıl bir ağaçlandırma yapmak lazım, yani bölge bölge? Bunları söylemek lazım, yani sıcaklığa ve kuraklığa daha dayanıklı ormanların teşhiri gerekiyor. Biz de ben bakanken YARDOP adıyla bir proje başlatmıştık ama sizlerin ve üniversitedeki arkadaşların, hocalarımızın ilmî olarak bunu araştırmalarında fayda var; YARDOP, yani yangınlara dayanıklı ormanlar. Tabii, bu anız yangınlarından bahsettiniz; önemli, bunun da mutlaka önlenmesi gerektiği kanaatindeyim.

Gelelim derelere; İstanbul'da hiçbir derede ıslah yoktu. Ben İSKİ Genel Müdürü iken İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle birlikte -Bu gösterdiğiniz dereler yan koldur, belediyenin mesuliyetinde olan, küçük belediyelerin- Kağıthane deresi tamamen ıslah edildi. Alibeyköy deresi tamamen gecekonduları yıktık, parasını ödedik- ıslah edildi, hatta orada bir fidanlık kurduk, çok güzel bir fidanlık özellikle, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Ağaç ve Peyzaj Anonim Şirketinin fidanlığı, Alibey Barajının hemen mansıbında. Üçüncüsü, özellikle Küçükköy deresi işgal edilmişti, tamamen yıktık işte, dere yatağındaki... Ve orası da ıslah edildi. Tahmin ediyorum, sizin gösterdiğiniz şeyler, küçük beldelerin, köylerin mesuliyetinde olan dereler olabilir ama bunu da İSKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bunları ortadan kaldırılması gerekir.

Tabii, şu anda bir komisyon teklifi perşembe günü gelecek, Marmara'daki müsilaj, yani deniz salyasıyla alakalı. Tabii, bunun sebeplerinden birisi de Marmara Denizi'ne akan derelerdeki kirlilik. Tabii, bunun da önlenmesi gerekiyor. Ben de zaten bu konuda 12 maddelik teknik bir eylem planı taslağı sundum; Bakanlığımız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bunu 22 maddeye çıkardı, birkaç madde daha ilave etti. Yani bu konuda sizlerin de üniversitelerimizin de çalışma yapması çok faydalı. Zaten YÖK de bunu ele alacak ve muhtemelen bütün üniversitelerde bu konuda uzman arkadaşları toplayarak mutlaka Marmara Denizi'ni ve derelerimizi kurtarmamız gerekir.

Tabii, burada az önce söyledik, siz belki duydunuz, Dışişleri Bakanlığımızdan da Karadeniz'e akan nehirlerle ilgili, bilhassa Tuna Nehri ve diğer konularda bir çalışma yapılması lazım, oradan hâlâ kirlilik geliyor; İstanbul Boğazı'nın üst akıntısıyla bu kirlilik Tuna'dan Marmara'ya kadar gidiyor. Bu konuda benim Bakanlığım döneminde Karadeniz'le ilgili çevre kirliliği kontrolü için ortak bir çalışma yürütmüştük hatta merkezini de İstanbul almıştık, bunun takibi gerekiyor. Dışişleri Bakanlığımızdan özellikle Tuna'ya, Dinyeper, Dinyester vesaire diğer nehirlere akan kirliliğin de giderilmesi için ortak bir çalışma yapılması lazım. Karadeniz İşbirliği Örgütü kapsamındaki bu çevre kirliliği önleme çalışmasının yürütülmesi gerekir, bunu özellikle vurgulamak istedim.

Tabii sorular var, müsaade ederseniz ilk soruyu İzmir Milletvekilimiz Sayın Murat Bakan Beyefendi soracak.