KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Evet, teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, milletvekili arkadaşlarım, bakanlık temsilcileri, basın mensupları ve katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Her şeyden önce, emeği geçen, obeziteyle ilgili yapmış olduğumuz bu yaklaşık iki buçuk yıl gibi bir zaman zarfında araştırmalarını yaptığımız, sonuçta belirli kurallar gereği raporlarımızı hazırladığımız bu Komisyona katkı veren tüm herkesi ayrıca kutlamak istiyorum, ellerine sağlık. Özellikle de Değerli Hocamıza ayrıca teşekkür ediyorum, tüm çalışmalarımızda bizi yalnız bırakmadılar.

Dilekçe Komisyonu Genel Kurulunun 31 Ekim 2018 tarihli toplantısında İstanbul Milletvekilimiz Komisyon Başkanımız Belma Satır, ayrıca zatım, Kırşehir Milletvekilimiz Metin İlhan Bey ve Mustafa Kendirli ile İstanbul Milletvekilimiz Hüda Kaya'dan oluşan obeziteyle mücadele yöntemleri ve cerrahi uygulamalardaki "malpraktis" iddialarının araştırılması ve alınabilecek önlemlerin belirlenmesiyle ilgili Alt Komisyonumuz kurulmuş oldu. Alt Komisyon 17 Aralık 2018 tarihli ilk toplantısında Dilekçe Komisyonu Başkanlığı Başkanımızı Başkan olarak seçtik ve çalışmalarımıza başladık.

Hatırlayacağınız üzere, Komisyonumuza gelen dilekçelerde özetle, obez hastaların tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler sonrası ölümlerin yaşanmasından şikâyet edilmişti, onu da Başkanımız biraz önce ifade etti. Bu amaçla, bunların gerçek olup olmadığı veyahut da ne kadar gerçek olduğu, aynı zamanda, bu merdiven altı bariatrik cerrahiyle ilgilenen cerrahların ve yetkisiz hastanelerin bu ameliyatları yapmasıyla ilgili geniş bir çalışma yaptık.

Kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili ilk çalışmalarımızda özellikle Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, burada, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı -bunları özellikle tek tek ifade ediyorum ki ne kadar önem verdiğimizi, hangi bakanlıklarla görüştüğümüzü de ifade etmek açısından söylüyorum- yine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı. Bazı meslek kuruluşlarını da göz ardı etmedik; özellikle Türk Tabipleri Birliğini buraya davet ettik çünkü Türk Tabipleri Birliği... Burada kısaca, çok fazla şey yapmadan bir onunla ilgili bir saptamayı yapmak zorunda, doktor olarak yapmak zorunda olduğumu ifade etmek istiyorum. İşte "Biz davet edilmiyoruz, her toplantıda biz es geçiriliyoruz." gibi serzenişlerde bulunmaması adına ve bu hazırlayacağımız raporun da önemine binaen onları davet etmemiz gerekirdi. Gerekli şekilde davet edildi ve görüşleri alınmış oldu. Yine, Türk Belediyeler Birliğini davet ettik, sivil toplum örgütlerini davet ettik. Bunlardan Obezite Diyetisyenliği Derneği, Türk Diyabet Vakfı, Türkiye Diyetisyenler Derneği, Türkiye Spor Hekimleri Derneği, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği. Tabii, bunlar da önemliydi. Bariatrik cerrahi yapan dernekleri de buraya davet ederek onların da görüşlerini almış olduk. Uluslararası örgütlerden Dünya Sağlık Örgütü Türkiye temsilcisini... Yine, uzman görüşlerine de yer verdik, onlar da eksik kalmasın diye; Uzman Doktor Ender Saraç, aynı zamanda da Kocaeli Üniversitesinden Doç. Dr. Emel Ergül Hanımefendi'yi davet ederek gerekli görüşlerini almış olduk.

Başkan Vekilinin yürüttüğü Alt Komisyonumuzda kuruluşundan bu yana yaklaşık iki buçuk yıl gibi bir zaman geçti. 20 kurum, alanında uzman 2 kişinin katılımıyla 11 toplantı yapmış olduk. 1-2 Ağustos 2019 tarihleri arasında da Cumhurbaşkanlığının 100 Günlük Eylem Planlarında kurulması öngörülen, İstanbul ilinde bulunan obezite merkezlerinde yerinde incelemeler de gerçekleştirilmiş olduk.

Dilekçe Komisyonu Genel Kuruluna sunulmuş bulunan raporumuzda obezitenin tanımı, tedavi yöntemleri, dünya ve ülkemizdeki durumu en ayrıntılı biçimde incelenmiş, paydaşların resmî yazılarıyla tarafımıza bildirilen önemli ve değerli bilgiler de yer almıştır.

Komisyon olarak kapsamlı çalışmamızı tamamlandıktan sonra, Cumhurbaşkanlığı ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere Alt Komisyon çalışmaları üzerinde etkili tüm paydaşlardan konu özelinde çalışmalar yapılmasını, bunların kamuoyu ve Komisyonumuzla paylaşılmasını istedik.

Komisyonumuz sorunun tespiti, tedavi yöntemleri ve uygulamasında yaşanan sıkıntıları sahada tespit etmiş ve bazı öneriler getirmiştir. Bu öneriler kapsamında, özellikle Cumhurbaşkanlığından istediğimiz: Bir, bisiklet yolu, millet bahçesi ve obezite merkezlerinin açmasıyla ilgili projenin takibi ve olanaklarının geliştirilmesi. Bunları çok kısa geçeceğim ama yine de önemli olan kısımları da burada sizlerle paylaşmak istiyorum: Toplumun hareket kabiliyetinin geliştirilmesi için yapılan projelerin hızlandırılması, aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen veya besleyici değeri olmayan gıdalarda vergi oranlarının artırılması, sağlıklı beslenmede hayati derecede önemli olan gıdalarda uygulanan vergi oranlarının indirilmesini özellikle Cumhurbaşkanlığımızdan istedik.

Tabii, burada önemli olan Sağlık Bakanlığı çünkü Sağlık Bakanlığının burada çok büyük rolü olacaktı. Hem yetersiz hastanelerin hem de yetkin olmayan cerrahların bu ameliyatı gerçekleştirilmesini belirli kurallar çerçevesi içerisinde yapmasını öngörmüştük. Bu anlamda, Sağlık Bakanlığına da önemli önerilerimiz oldu. Obezite tedavisi ve ameliyatlarında deneyimli cerrah, donanımlı merkez, iyi hazırlanmış hasta. Zaten cerrahların en önemli özelliklerinden bir tanesi, ameliyata girmeden önce hastasını çok iyi hazırlamak en önemli kuralıdır. Bir cerrahın, bir doktorun faydalı olamayacaksa zararlı da olmasını hiçbir zaman hiçbir cerrah da istemez. Bu anlamda, her ameliyat -bir apandisit ameliyatı, o basit gördüğümüz afet apansız ameliyatları bile- öncesinde önemli bir hazırlık geçirdikten sonra ancak ameliyathaneye alınır, ameliyat edilir. Bunu da burada belirtmek istiyorum. Birey ve toplum hareketsizliğinin giderilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması adına düzenlenen proteinlerin bir an önce hayata geçirilmesi. Okul çağına gelen çocukların kreş döneminden itibaren lise eğitimi bitimine kadarki süreçte kilo kontrolü, takibi, spor aktiviteleri, sağlıklı beslenme, okul yemekleri ile okul kantinlerinde yer alan gıdaların kontrolü. Aile diyetisyenleri uygulamasına bir an önce geçilmesi ve takip edilmesi. Obezite ve neden olduğu hastalık ve ölümler ile obezite ameliyatları konusunda toplumda daha aydınlatıcı proaktif kamu spotları ve alt bant uygulamaları hazırlanarak özellikle daha çok izlenen saatlerde paylaşılması. Toplumda yer edinmiş millî sporcu ve sanatçı kişilere uzman doktorlar vasıtasıyla obezitenin etkilerini anlatan kısa filmlerin yapılarak bunun halkla paylaşılması. Okul gıdası hakkında tebliğlerin sıkı şekilde takip edilmesi. Obezite merkezleri ve cerrahi konusunda daha kapsamlı hasta-hekim ilişkilerinde güveni tesis edecek bir uygulama birliğinin sağlanması adına yeni bir genelgenin hazırlanmasını özellikle Sağlık Bakanından istedik.

Obezite ameliyatları sonrası ortaya çıkan "malpraktis" iddialarının azaltılması noktasında Bakanlığımızın daha önce yayımladığı 2017/17 sayılı Obezite Cerrahisi Uygulaması Genelgesi'ni yine 2018 yılında yayınlanan Obezite Merkezlerinin Açılması, Tescil Edilmesi, Çalışması Usul ve Esasları Hakkında Genelge'nin dikkatli bir şekilde yayılmasının ön plana çıkarılmasını sağladık. Obezite önleme ve tedavi merkezlerine bir sertifikasyon sistemi -bu da çok önemliydi- getirerek onların hangi şartlarda bu ameliyatları yapabileceklerinin belirlenmesi için gerekli olduğunu ifade ettik.

Yine, piyasalarda bulunan sekunder kazanç elde etmeye çalışan kişilerin, kuruluşların medya yoluyla kamuoyuna yanıltıcı şekilde sunulduğu tespit edilen yayınların takibinin ve bunların önlemesi konusunda yardım istedik.

Ülkemiz 1 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid-19 pandemisi sonrası alınan önlemler kapsamında farklı kişi ve isimlerin karantina sürecine girmesi nedeniyle giderek artan bir hareketsizlik, evde kalma dönemlerine girmesi neticesinde toplum sağlığı hakkında kilo alımı, hareketsizliğin artması ve obeziteyle ilgili Covid-19 ilişkilerine dair bulgu ve istatistiklerin derlenerek en kısa sürede halkı aydınlatma konusunda bilgi verilmesini istedik.

Millî Eğitim Bakanlığından da istediğimiz şeyler oldu: Okul çağına gelmiş tüm çocuklarımıza sağlıklı bir beslenme açısından gerekli fiziksel çevrenin oluşturulmasının sağlanması, sağlıkla ilgili fiziksel uygunluk karnesi programına bir an önce geçilmesi, Okul Kantinlerinde Satılacak Gıdalar ve Eğitim Kurumlarındaki Gıda İşletmelerinin Hijyen Yönünden Denetlenmesi Genelgesi kapsamında okullarda sağlıklı beslenmenin sağlanması, Millî Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliği kapsamında denetlenen yemekhane, okul kantini, kafeteryaların mevzuata aykırı işyerleri ve işlemler konusunda sayılan -eğer bunlar tespit edilirse- bu gibi kuruluşların sözleşmelerinin feshine kadar gidilmesini, gerek para cezasını gerekse süre verilmesini, sonrasında da bu cezaların uygulanmasının bir an önce yapılmasını istedik.

Tarım ve Orman Bakanlığından, tarladan sofraya gıda güvenliği sağlanması amacı doğrultusunda tüketiciye sağlıklı, güvenli gıdanın arzını, sunulmasını istedik. Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu temel alınarak Türk Gıda Kodeksi mevzuatının özellikle obezitenin oluşmasına neden olan gıdalar bakımından incelenerek genişletilmesini, Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesi içerisinde FAO -yani Gıda ve Tarım Örgütü- ve Dünya Sağlık Örgütüyle birlikte iş birliği yapılarak bunların bir an önce hayata geçirilmesinin sağlanmasını istedik. Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği'nde etiketlemede belirlenecek usullerin kamu spotları, afiş, broşür ve web yayınlarıyla kamuoyuyla paylaşılmasının yaygınlaşmasını istedik. Tabii, bir diğer şey de Türk ağız tadını ekonomik anlamda belirlenerek onun da bir an önce yaygınlaştırılmasının sağlanmasını istedik.

Gençlik ve Spor Bakanlığından da isteklerimiz oldu. Özellikle spor faaliyetlerinden yararlanan öğrencilerin sayısının artırılması yönündeki çalışmaların hızlanmasını, lisanslı sporcu sayısının hem nicelik hem de nitelik açısından daha iyi hâle getirilmesi, yetenek tarama ve spora yönelik projelerin ön plana çıkarılması, liseden üniversiteye geçişte millî sporculara yüzde 100 burs verilmesini, tüm vakıf üniversitelerini kapsayacak şekilde bu protokollerin yaygınlaştırılmasını istedik. Eğitim ve spor hayatı bir arada içeriğiyle kamu spotları vasıtasıyla yine bu Spor Bakanlığından da kamu spotlarının yaygınlaştırılmasını istedik. Millî sporcularımız vasıtasıyla obezitenin önlenmesine ilişkin sağlıklı beslenme, kilo verme, sağlıklı beslenmede süreklilik konularını içeren kamu spotları ve kısa filmler hazırlanması ve bunların yaygınlaştırılmasını istedik.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığından da isteklerimiz oldu. Çok uzatmadan, kısaca şunu ifade edebilirim; şehir imar planlarının hazırlanmasında insanların yürüyüş alanları, spor alanları ve sosyal etkinlik alanlarının obezitenin düşürülmesi, engellenmesiyle ilgili yapılan çalışmaların daha sıkı bir şekilde takibi ve bunların plan ve proje kapsamına alınmasını önerdik. Yerel yönetimlerin bu konuda desteklenmesini onlar vasıtasıyla istedik. Cumhurbaşkanlığı eylem planında daha yeşil ve yaşanabilir şehirler hedefi kapsamında bisiklet yollarının ve yeşil yürüyüş yollarının, 60 kilometre çevre dostu sokak ve 60 bin metrekare gürültü bariyerlerinin yapılmasını özellikle istedik. Şehir içi yollarda bisiklet yolları, bisiklet istasyonları ve bisiklet parklarının yeterli tasarımına dair yönetmelikler çıkarılması. Bu uyarılarımızdan sonra çeşitli belediyelerde artık bisikletlerin daha yaygınlaştığını görüyoruz ki bunun da memnuniyet verici olduğunu da ifade etmek istiyorum.

Yine, Cumhurbaşkanlığı tarafından 13 Aralık 2018 tarihinde ilan edilen 100 Günlük İcraat Programı'nda yer alan 81 ilde 81 milyon metrekare millet bahçesi projelerinin hızla devam ettiğini biliyoruz, görüyoruz, çokları da açıldı, bir an önce bitirilmesini istedik.

Yine, ayrıca obeziteyle bağlantılı olarak kabul edilen ve gıdaların israfının önlenmesini esas alan tüketimin azaltılması, ihtiyacımız kadar satın alınması, atık oluşumunun azaltılması, atık oluşturmadan önce ürünün tekrar kullanımına öncelik verilmesi, ihtiyacı olana verilmesi gibi... Tabii, Cumhurbaşkanımızın da bugün ifade etmiş olduğu gibi, Değerli Hanımefendi tarafından organize edilen "Sıfır atık" projesinin önemini bir kez daha burada biz de belirtmiş olduk.

Engelli vatandaşlarımızın hareketliliğinin artırılması adına belediyelerle iş birliği yapılarak trafiğe kapalı alanlarda yürümeyi zorlaştırıcı masa, sandalye, levha, tabela gibi durumların kaldırılması daha rahat bir şekilde yürümelerinin sağlanmasını istedik.

Ticaret Bakanlığından da isteklerimiz oldu: Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği'nin aşırı tüketimi, tavsiye edilmeyen gıdalara ilişkin reklamların kaldırılmasını, aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıdaların yine çocuklarının beğenilerine ve ilgi alanlarına hitap eden hediyelerin verilmesi şeklinde promosyon uygulamalarını yapılamayacağı hükümlerinin denetlenmesini, sıkı denetlenmesini ve bunların ortadan kaldırılmasını istedik. Tabii, burada en önemli şeylerden bir tanesi zayıflama haplarının âdeta bir tıbbi tedaviymiş gibi sunulmasının yasaklanması ve bunun denetlenmesini istedik çünkü bu haplar tıbbi olmadığı için Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmiyor ancak Ticaret Bakanlığı tarafından denetleniyor. Bunun da çok sıkı bir şekilde takip edilmesini istedik.

Hazine ve Maliye Bakanlığımızdan da sağlıklı okul yemeği sunumu projesine aktarılan ödeneklerin artırılmasını istedik.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından sağlıklı, mutlu aileler oluşması için sağlık alanında; yaşlı sağlığı, üreme sağlığı ve sağlıklı anne, sağlık okuryazarlığı, sağlıklı yaşama ve hastalıklardan korunma, çocuk ve ergen sağlığı konularının toplumda farkındalık oluşturacak şekilde incelenip görsel ve sosyal medya aracılığıyla toplum bilinçlendirilmesinin yapılmasını.

Engelli ve yaşlı bakım hizmetleri, huzurevleri, kadın sığınmaevleri, çocuk bakım kuruluşlarında verilen gıda rasyonunun diyetisyenler eşliğinde hazırlanıp -onun hazırlandığını biliyoruz diyetisyenler eşliğinde ama- daha sıkı bir şekilde denetlenmesini istedik.

Korunmaya muhtaç engellilerde hareket kısıtlılığından dolayı görülen obezite sıkıntıları ortaya çıktığını biliyoruz, onların da ortadan kaldırması için çalışma yapılmasını istedik.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da obezite öncesi ve sonrası oluşan yan hastalıkların maliyetlerinin hesaplanamadığından hareketle obezite nedeniyle oluşan ikincil maliyetlerin ve oluşan iş gücü kayıplarının hesaplanıp bunun kamuoyuyla paylaşılmasını istedik.

Radyo Televizyon Üst Kuruluna da genel beslenme diyetlerinde aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen gıda ve maddeler içeren yiyecek ve içeceklerin ticari iletişimine, çocuk programlarıyla birlikte veya bu programların içinde yer verilmesinin dikkatli bir şekilde yapılmasını istedik. Aşırı tüketimi önerilmeyen besinlerin reklamlarının geç saatlere kaydırılması ve gerekirse tüm yayından çıkarılmasını istedik. Gurme tarzı yemek programlarında yemeğin teşvik edilmemesi veya yöresel tanıtım programlarında program sunan kişilerin fazla yememeleri, olumsuz örnek teşkil etmemeleri ve sağlıklı olmaları ve spor yapmaları konusunda teşvik edici mesajlara daha çok yer verilmesini istedik.

Dizi yapımcılarına da burada bir önerilerimiz oldu; rol karakterlerinde, spor yapan ve sağlıklı beslenen karakterleri ön plana çıkarmalarını burada istedik. Yayıncı kuruluşlarla iletişim hâlinde olarak obezite ameliyatlarının mucizevi yöntem olarak lanse edilmesinin yasaklanmasını, bunun doğru şekilde verilmesini özellikle istedik. Yani kısaca kamuoyunu aldatıcı -gerek film içerisinde gerek rollerde- şeylerden kaçınılmasını istemiş olduk.

Türkiye Belediyeler Birliğinde de belediyelerin yetki ve görevleri doğrultusunda obezitenin önlenmesi ve hareketliliğin artırılmasına dair örnek çalışmalar yapan belediyelerin projelerinin diğer belediyelerle de paylaşılmasını, güzel olan örnekleri birbirlerine aktarmalarının sağlanmasını önerdik.

Değerli arkadaşlar, bizim yapmış olduğumuz çalışmalarla bu 54 maddede başta Cumhurbaşkanlığımız olmak üzere diğer ilgili bakanlıklara bu önerilerimiz oldu. 12 kurumdan 54 faaliyeti istediğimiz... Hayata geçirilebilmesi yoluyla önlenebilir ölüm nedenlerinden biri olan obeziteyle mücadeleye katkı sağlamaktan ve obezite ve tedavi yöntemlerini Komisyonumuz ve Yüce Meclisimiz vasıtasıyla tekrar gündeme getirmekten, buna ilişkin paydaşlara yol gösterici ve hedef belirleyici olmaktan mutluluk duymaktayız. Komisyon olarak toplumu etkileyen tüm sorunların titizlikle incelenmesi ve takibi noktasında var gücümüzle çalışmalarımızı yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Bu vesileyle çalışmalarımıza destek veren başta Komisyon Başkanımız Mihrimah Belma Satır Hanımefendi ve milletvekili arkadaşlarım olmak üzere, toplantımıza katılan değerli bürokratlarımıza, bakanlık temsilcilerine, ilgili kuruluşlara, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisine, sivil toplum örgütlerine, uzman hekimlerimize, tüm emeği geçen herkese ve buradaki çalışan tüm arkadaşlarımıza teşekkürlerimi ediyorum.

Şimdi, benim kısaca bir doktor olarak buradaki âcizane tavsiyelerimde Sağlık Bakanlığımıza büyük görev düştüğünü burada tekrar hatırlatmak istiyorum. Özellikle "merdiven altı" dediğimiz yetkisiz hastanelerin dışında burada belirtiğimiz üçlü bir sistem vardı. Önce yetkin bir doktor, aynı zamanda iyi hazırlanmış bir hasta ve tam teşekküllü bir hastane olması lazım. Bu kurallar çerçevesinde yapılırsa bu hastalarımıza... Kısaca, tabii, obezitenin tarifini yapmadım ama şöyle ifade edebiliriz: Kitle vücut indeksi 30 üzeri olanları obez olarak kabul ediyoruz. Özellikle 28,5 ile 30 arasını şişman, bunun üzerini obez olarak kabul ediyoruz. 30 ile 35 arası obez, 35 ile 40 arası orta derecede obez ama 40'ın üzerine de "morbid obez" diyoruz ki bunların hepsi obez olarak tarif ediliyor. Bunların ameliyata gidecek şekillerinin yani endikasyonların çok dikkatli bir şekilde konulmasını, takip edilmesini ve Sağlık Bakanlığının denetlemesini istedik.

Ben bu anlamda emeği geçen herkese, başta Başkanımız olmak üzere tekrar teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.