BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar, Sayın Başkan; devlette bir düzen var, devletin bir organizasyonu var, bir anlayışı var. Bunu son yıllarda zaten bozduk. Bakın, Anadolu Ajansının anonim şirket şeklinde kurulmasının bir gerekçesi var, bir mantığı var, bir mantalitesi var. Girecek, kendi alanındaki diğer kuruluşlarla rekabet edecek; daha iyi çalışacak, daha iyi bir performans gösterecek, onun için anonim şirket şeklinde kurulmuştur. Şimdi kalkıp da ona özel imtiyazlar verilmesinin doğru bir tarafı var mıdır? Bu düzeni, bu mantığı, bu mantaliteyi değiştirmemizin bir anlamı var mı? Yani, bunu neden yaparız? Yani, Anadolu Ajansı daha rahat para kazansın... O zaman şirket şeklinde kurmayalım, bir kamu kuruluşu olsun, yüzde 100 kamuya bağlı bir kuruluş olsun, öyle faaliyet göstersin. Kâr-zarar, hiç bunlar düşünülmesin. Böyle bir anlayış olamaz ki. TRT zaten kendisi bu tür haberleri kendi muhabirleri vasıtasıyla tedarik edebilir, niye onlar yapılmıyor?

Bu, devlet düzenini bozmaktır. Bu, sadece Anadolu Ajansı Türk Anonim Şirketine bir imtiyaz vermek değil; devlet düzenini bozmaktır, bu organizasyonu, bu anlayışı bozmaktır. Bunu yapmamız çok doğru değil, çok yanlış bir iş yapıyoruz. Hiçbir şey de sağlamıyoruz. Sonuçta, kamudan kaynaklı bu iki kuruluş birbirlerine pas verecekler, birbirlerine çıkar sağlayacaklar. Olmaz böyle bir şey. Yani, dışarıda ajans görevi yapan, haber üreten kuruluşlar o zaman ne yapacak? Nasıl rekabet edecekler bunlarla? Çok yanlış bir iş, bunun çekilmesi gerekir.

TRT ne diyor bilmiyorum bu konuyla ilgili olarak?

BAŞKAN - Biraz önce açıkladı da tekrar söz vereceğim gerekirse.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Özür dilerim, TRT dedim de Anadolu Ajansı ne diyor, hangi gerekçeyle yapıyor? Yani, böyle bir gerekçesi olamaz. Bu genel devlet mantalitesine aykırı, olmaz böyle bir şey ya.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.