BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Değerli arkadaşlar, toplantıya başlamadan önce Aydın Bey'in benden bir söz talebi olmuştu. Gündeme geçmeden önce de ben size iki yurt dışı ziyaretimizle ilgili kısa bir bilgi aktarmayı teklif etmiştim. Aydın Bey'e söz vereceğim. İsterseniz eğer, bilgilendirme yaparım ziyaretimizle alakalı, istemezseniz yapmam.

O zaman, Aydın Bey, ben bilgilendirme yapayım, siz sonra mı söz alırsınız, yoksa öncesinde mi istersiniz? Takdir sizin.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Nasıl isterseniz.

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Peki, o zaman müsaadeniz olursa -hazır Yavuz Bey de uzun saattir burada, daha fazla şey yapmayayım- ben kısa bir bilgi aktarmak isterim.

Değerli arkadaşlar, çok değerli milletvekillerimiz; malum, biliyorsunuz, Covid süreci içerisinde olduğumuzdan dolayı istediğimiz kadar ziyaret yapma imkânımız olmuyor, misafir kabul etme imkânımız da olmuyor, kurallar gereği bazı kısıtlamalar meydana geliyor.

Almanya Federal Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Sayın Röttgen'le yaptığımız istişare sonunda, Türkiye'den bir heyet şeklinde değil -çünkü hiçbir ülkeden heyet kabul edemeyeceklerini Almanya Parlamentosu olarak karara bağladıklarından dolayı, bunun da ne zaman değişeceğini bilemediğini, öngöremediğini bahisle- Komisyon Başkanı olarak, Komisyonu temsilen beni kabul edebilecekleri dile getirdi, ben de Almanya'yla olan ilişkilerimizin önemine binaen bu daveti kabul etmek yönünde bir irade kullandım. Şöyle ki gittiğimizde toplam 16 görüşme gerçekleştirdim Almanya'daki süre içerisinde, 17-20 Mayıs tarihleri arasında. Bunun 10 tanesi federal milletvekilleri. İktidarda olan CDU Partisi milletvekilleri, koalisyon ortağı SPD, Yeşiller ve FDP -Liberal Parti- milletvekilleriyle görüşmem oldu, AfD ve Sol Parti milletvekilleriyle herhangi bir görüşmem olmadı, şahsım olarak her ikisine de herhangi bir talebim olmadı.

Görüşmelerimizin genel ihtivası, siyasi anlamdaki görüşmelerde, tabii ki Covid'le mücadelenin durumu, günlük gelişmeler içerisindeki konu, ki tam o dönem içerisinde özellikle, İsrail-Filistin konusu ve İsrail'in Filistin'e yapmış olduğu saldırılar gündeme geldi. Malum, Almanya'nın tarihsel anlamdaki durumuyla alakalı olarak onların bazı görüşleri oldu, biz de görüşlerimizi ifade ettik; bazı noktalardaki netliği açıkçası karşılamış olduk diye düşünüyorum.

Ziyaretler konusunda -yani iki ülke vatandaşlarının ki hepimiz için önemli olduğunu müşahede ediyorum- şunu gördüm: Siyasi irade olarak, tüm görüştüğümüz milletvekillerinde -partilerini temsilen de bunu dile getirdiler- özellikle karşılıklı olarak seyahatler turistik olsun ama aynı zamanda aile seyahatleri de mevzubahis biliyorsunuz, yüksek sayıda Türk vatandaşı Almanya'da yaşıyor, Türkiye'de de ciddi sayıda Alman vatandaşı ikamet ediyor ki bunların karşılıklı olarak ziyaret yapabilmesi konusunda ciddi bir siyasi iradenin olduğunu müşahede ettim, tüm milletvekilleri bunu dile getirdi. Almanya'da bu anlamda teknik olarak onay vermesi gereken sağlık kurullarıyla alakalı da bir çalışma olduğunu dile getirdiler. Zaten dün itibarıyla da Dünya Sağlık Örgütünün Türkiye'de de yoğun bir şekilde kullanılan Sinovac aşısına acil kullanım onayı vermiş olması zannedersem bu süreci hızlandıracak. Ticari anlamdaki faaliyetlerle ilgili olarak da görüşmeler oldu, bu anlamdaki fikirlerimizi de orada beyan ettik.

Bunun haricinde aşı merkezi ziyareti gerçekleştirebildik. Bu da ilginç bir tecrübe oldu, onu sizinle özellikle paylaşmak isterim. Yani Türkiye'de tabii her ülkenin kendine göre bir altyapı sistemi vardır, şartları vardır ama bizim hastanelerimizde ve sağlık ocaklarımızda sağlık sistemimizin ne kadar verimli bir şekilde, yoğun bir şekilde, ekstra bir fazla organizasyona ihtiyaç duymadan, vatandaşımıza aşıyı ne kadar hızlı bir şekilde ulaştırmış olduğunu görebildik çünkü Almanya'da kendi kuralları çerçevesinde ve kullandıkları aşının da belki özelliği, belki de sistemin yapısı itibarıyla ayrı merkezler oluşturulmuş durumda, vatandaşlar o merkezlere gidiyor, orada aşı oluyor, çok daha büyük bir kalabalık içerisinde ama devam eden bir süreç. Tabii bu arada Uğur Hoca ve Özlem Hanım da bu noktada Almanya'ya ve dünyaya vermiş olduğu katkılardan dolayı da çok mutlular, onu da eklemiş olayım.

Ticaret odalarıyla görüşmemiz oldu.

Bu anlamda bunları size genel olarak aktarmış olayım istedim.

Katar ziyaretimizi de heyet olarak gerçekleştirme imkânımız oldu. 29 Mayıs Cumartesi günü itibarıyla başladık ve 1 Haziran sabaha doğru yorucu bir seyahat sürecinden sonra, uçak yolculuğundan sonra intikal ettik. Buraya Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve İYİ Parti temsilcileri olarak katılma imkânımız oldu. Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret edip iş insanlarımızla görüşme imkânımız oldu, Şûra Meclisi Başkanı ile heyetler arası bir görüşmemiz oldu, benim Katar Dışişleri Bakanıyla bir özel görüşmem oldu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Doha temsilciliğini yerinde ziyaret etme, orada Büyükelçimizle istişarelerde bulunma, sohbet etme imkânımız oldu. Orada bulunduğumuz süre içerisinde Azerbaycan Milli Günü Resepsiyonu var idi, oraya da özel davetle, Azerbaycan Büyükelçisinin özel davetiyle katılım sağladık ve orada Altyapı Bakanlığıyla da bir görüşme imkânımız oldu ve Katar devletinin Protokol Müdürüyle, Büyükelçimizin brifingleri oldu, Kültür ve Spor Bakanını ziyaret etme imkânımız oldu heyetler olarak, heyetler arası olarak.

Yine, FİFA Dünya Kupası 2022 çerçevesinde yapılan stadyum inşaatlarını ve altyapı inşaatlarının bir kısmını yerinde görme imkânımız oldu; bir bitmiş stat ile bir devam eden inşaatı inceleme imkânımız oldu ki bu, Tekfen şirketimiz, Türk şirketi tarafından yapılan bir inşaattı; bu da bizi ayrıca mutlu ediyor. Gerçekten, gördük ki oradaki iş insanlarımız hakikaten kendilerini ciddi manada kabul ettirmiş ama daha da fazla farklı alanlarda bir araya gelmek için büyük çaba sarf ediyorlar.

Hasan Bey, dile getirdi yani Volkswagen grubunun yüzde 18'ini satın almış olan, hissesini satın almış olan bir Katar Yatırım Ajansı Fonu varlığı var, yine, Siemens, ciddi manada yüzde 8'i civarındaki bir hissesini satın almış, dünya gazının şu anda yüz 27,5'ini sağlayan ama LNG'nin gelişimiyle daha da fazla bir noktaya ulaşılacağını öngördükleri bir durum. Ha, bir de Katar Millî Müzesini ziyaret etme imkânınız oldu; gerçekten, çok özenle hazırlanmış, güzel bize de farklı bir şekilde Katar'ın tarihini anlatan hakikaten hoş bir imkândı ve orada Türkiye ile Osmanlı İmparatorluğu zamanından gelen ki bunu güncel anlamda belki çok insan bilmeyebilir ama ne kadar yakın bir iş birliği olduğunu da ortaya koyan belgeleri görme imkânımız da oldu; yani o zamanlardan bu zamana aslında ciddi bir karşılıklı ilişkinin, muhabbetin olduğunu görme imkânımız oldu.

Son olarak da Katar-Türk Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığını ziyaret etme imkânımız oldu; yani Meclisimizin, yüce Meclisimizin onayıyla, tezkeresiyle imkân sağlanmış olan birliğimizi ziyaret etme imkânımız oldu. Orada gerçekten, sorumlu komutan arkadaşımız, sorumlu komutanımız bize çok geniş kapsamlı bir bilgilendirme yaptı ve buradaki birçok aslında bazı noktalarda belki de yanlış anlaşılmış olan konuları da açığa getirdi. Yani Müşterek Kuvvet Komutanlığının ne olduğunu da öğrenmiş olduk; hava ve kara, hava ve deniz unsurlarının kara kuvvetleri unsurlarıyla beraber bulunduğu yani bütün unsurların bulunduğu noktada olduğunu müşterek şeyin söyledi. Ne kadar... Bir örnek verdi belki bunu burada paylaşmak da herhâlde ben bir sakınca görmüyorum; Hasan Bey, onu sizce mahrem mi söylemişti? Aydın Bey, o Fransızlarla olan bir şey vardı ya hani, o mahrem miydi, söylemeyelim mi; nasıl yapalım?

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Yok.

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Yıllar öncesinde depolarında olan bir Fransız, NATO mühimmatı çerçevesinde sağlanmış olan savunma sanayi parçası, silahı; sağlanmış olan topun ateşlenmesi konusunda birliğimizin orada bulunmasının ne kadar önemli bir unsur olduğunu anlattı, kendilerinin de bundan çok farklı şekilde bir tecrübe edindiklerini dile getirdi yani karşılıklı bir ciddi manada fikir alışverişi, bilgi alışverişinin olduğunu ortaya koydu. Bu noktada Katar ziyaretimiz de bu şekilde tamamlanmış oldu, bunu da bilgilerinize sunmuş olmak istedim.