| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 31 .03.2015 |
EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sayın Başkanım, Sayın Bakan, kıymetli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de Komisyonumuzun hayat tecrübesi itibarıyla en yüksek üyelerinin yorumlarının ardından o tecrübenin en düşüğünü taşıyan üyesi sıfatıyla birkaç değerlendirmeyi sunmak istiyorum.
BAŞKAN - Estağfurullah.
EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Doğrusu, aslında, bir konuşma yapma niyetinde de değildim ama zaman zaman kendileriyle görüştüğümüz bazı arkadaşlar mesaj yoluyla özellikle Milliyetçi Hareket Partisi temsilcisi, kıymetli milletvekilimize iletmemizi istediği ve bize bu noktada açıkçası ısrar ettiği bir hususu paylaşayım. O da şuydu: Kendilerinin incindiklerini söylediler ve bu arkadaşlarımız da gerçekten Milliyetçi Hareket Partisine gönül vermiş arkadaşlarımız, zaman zaman konuşup istişare ettiğimiz kardeşlerimiz. İki ülkücü gencin alınıp "Bizi bunlar mı yönetecek?" şekilde tahkir edici bir yorumla sunulmalarının en başta kendilerini son derece üzdüğünü söylememi istediler. Sabit olarak bunu paylaşayım.
FARUK BAL (Konya) - Ne? Ne?
EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Seçim bölgemden bahsediyorum
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Özcan Bey bir basın açıklaması yapıyordu ya Faruk Bey...
EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Geçmişte bu husus ilk gündeme geldiğinde Sayın Ankara Milletvekilinizin bir basın açıklaması vardı hatırlarsanız ve buna son derece alındıklarını söylüyorlar ve üst yönetime ulaşamadıklarını ve bizim bu hususta ulaşmamızı istediler. Samimiyetle söylüyorum, bunu paylaşmak birinci niyetim.
İkinci tespitim de şu olacak: Aslında, AK PARTİ iktidarlarında hep bunu yaşadık. Devrimcilik, ileri tekliflerin bazen hatta absürt tekliflerin muhalefetten gelmesi ve iktidarın da bu noktada biraz daha bu teklifleri bu talepleri frenlemesi, biraz daha zamana yayması dünya demokrasilerinde yaşanırken bizde tam tersi bir durum var. Sadece bu konuda değil, birçok konuda devrimcilik, ileri talepler iktidardan geliyor, ilginç bir şekilde muhalefetten de bunların frenlemesi, bunların biraz daha -bana göre, şahsi kanaatim, amacım sataşmak değil- statükoya yönelik olarak yorumlanması gündemimizde.
Tabii, bir de şu var: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz." demiş atalar ve ne söylemişlerse de doğru söylemişler. Yani bırakalım 40 yaşın altı ya hani burada böyle bir tespit, olgunluk denir... Adeti bırakalım, bu yanıltabilir ama yüzde oransal olarak baktığımızda, bildiğim kadarıyla bir partimizde hiç yok, hatta iki partide hiç yok, birinde çok az var, AK PARTİ'de ise çok fazla. Ha, şu yorumu da tırnak içinde söylüyorum genç milletvekili olarak, şu şekilde bir yoruma da katılmam: Sadece nicelik üzerinden, sadece kadın sayısı üzerinden, sadece genç sayısı üzerinden... Bu siyaseti böyle yapmak da doğru değildir ama bu grupların nitelikli kısımlarının âdeta belli bir süzgeçten geçirildikten sonra burada temsili gerçekten elzem. Bu hiç kimseye zarar vermez.
Hatta şöyle bir espriyle de bitirmiş olalım, yani niyetimizin halis olduğu noktasında da bir vurgu olsun. Bu tartışma ilk gündeme getirildiğinde şöyle bir karikatüre rastladım, kısmen de muhalif bir dergide ama zekâya da saygı duymak lazım: İşte, 2 milletvekili Genel Kurulda oturuyor kurgusu var. 18 yaşında olan sivilce sıkıyor. Diğeri de diyor ki: "Sayın vekilim, lütfen, öbür tarafa doğru."
Şimdi, böyle bir şey olmayacak veya herkes 18-20 yaş aralığında, asker, bunlar olmayacak. Bunun sadece devrimci ve kendi milletinden kendi gençliğinden korkmadığını, tam tersine onları büyük bir zenginlik olarak gördüğünü ifade eden bir anlayış olduğunu düşünüyorum. Bunda art niyetlerinin olmadığını düşünüyorum. Zaman zaman bizler de bunu tartıştığımız ortamlarda inanın ki buradan başka herhangi bir kasıt olmadığını ifade etmek istiyorum ve 24'üncü Dönemde nadiren de toplanmasına rağmen Anayasa Komisyonu üyelerinden herkesten de bu noktada helallik diliyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.