KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlar, değerli bürokratlar, Değerli Hocam; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Şimdi, devlet hukukla yaşar. Son günlerde hep yargı paketinden bahsediliyor ancak burada getirilen husus, temel hak ve özgürlüklerin, hak arama özgürlüğünün genişletilmesi yerine daraltılmasının söz konusu olması. Bunu söylerken somut örneklerle söyleyeceğim. "Herkes" ibaresi nedir, "herkes" kelimesinin anlamı ne demektir? "Herkes" kelimesi bütün insanlar demektir, sadece vatandaş demek değildir. "Herkes" ibaresiyle yurt dışında veya yurt içinde herkes suç işlediği iddiasıyla işlem yapabilir Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında. Yani siz askerinizi yurt dışına gönderdiğiniz zaman yurt dışındaki (A) devleti, (B) devleti "Bu asker suç işlemiştir." diye orada işlem yapabilir. Burada değerli hocalarımız var, "herkes" ibaresi çok sakıncalı bir kavram. Bunu biz anayasa hukukunda görürüz, anayasa hukukunda "herkes" ibaresinde vatandaş sınırlaması yoktur, yeryüzünde yaşayan bütün insanlar bu işlemi yapabilir. Bu kanun teklifinde bulunan yetkililer, arkadaşlarımız, tabii ki milletvekili arkadaşlarımız kusura bakmasınlar bu, Bakanlık tarafından hazırlanmış, verilmiş ama Sayın Bakan Yardımcısı benim fakülteden arkadaşım... Sayın Şuay kardeşim, sizden istirhamım, biz anayasa hukukunda böyle gördük, bu "herkes" ibaresi çok sakıncalı, doğru bir olay değil üstadım.

Geldim size orada söyledim, Sayın MHP'li arkadaşla paylaştım konuyu açık ve net ama daha ötesi var. Daha ötesi ne biliyor musunuz? Türk Silahlı Kuvvetleri siz niye hep böyle şüpheli gözüyle bakıyorsunuz ki, aynı maddeyi Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'na niye koymuyorsunuz? Orada yok. Bekçilik Kanunu'nda yok. Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'na gelince diyorsunuz ki: "Ceza Kanunu'nun 90'ıncı maddesi var." Bekçiye gelince diyorsunuz ki: "Türk Ceza Kanunu'nun 90'ıncı maddesi var." Askere gelince niye böyle şüpheyle bakıyorsunuz ya? Yani arkadaşlar, bu, Anayasa'nın 10'uncu maddesi eşitlik ilkesine de aykırı, hukuk devleti ilkesine de aykırı. Polis suç işlediği zaman böyle bir özel düzenleme yok, bekçi işlediği zaman yok ama askerle ilgili... Vallahi arkadaşlar, ben sizi Türk milletine ve onurlu Türk Silahlı Kuvvetlerine şikâyet ediyorum. Bu, doğru bir hadise değil. Bu neye benzer biliyor musunuz? Suç ve cezada eşitlik ilkesi var, temel ilkemiz, bu, ona da aykırı.

Burada herhâlde herkesi anlatabildik, polisi anlatabildik, askeri anlatabildik.

Genel tutuklama nedenlerini daha önceki vekil arkadaşımız -başsavcıydı kendisi- açıkladı, neden genel tutuklama nedenleri arasında bu sayılmıyor, bu biraz daha işte zabıt rabıt altına...

Evet, bakanla ilgili, Bakana bağlanıyor da niye "Bakan Yardımcısına devredilebilir." ifadesi var? Arkadaş, burada izin meselesi uzmanlık gerektiren bir konu, uzmanlık gerektiren bir konuyu siz siyasete hâl ederseniz, gönderirseniz, çok sıkıntılar yaşarız.

Cezayla ilgili ben fazla bir şey söylemeyeceğim, hocam burada ama... Yani Değerli Hocam, buradaki süreler, ceza muhakemesi süreleriyle eşit midir, değil midir? Yani hukukun diğer sürelerini eşitlemek lazım yani bu sürelerin kriteri, ölçüsü nedir; o da ayrı bir olay.

Verilen kararların kesin olması, bu, hak arama özgürlüğüne, Anayasa 36'ya aykırı, hukuk devleti 2'ye aykırı yani burada maalesef kesin kararlar bu şekilde kabul edilebilecek bir durum değil.

Evet, kanunun düzenleme ihtiyacı var mıdır? Var ama burada mesela yine 17'nci maddede, orada verilen kararların kesin olduğu, yine burada Anayasa 125'e aykırı, Anayasa 36'ya aykırı, hak arama özgürlüğüne aykırı.

Sözün kısası, burada biz yargı paketinden bekliyorduk ki bunlar yargı paketinin birer parçaları olsun; adalet yönünde, hukuk devleti yönünde, liyakat yönünde, bunların elden geçirilmesi gerekirken daha kötüye gidiyor. Bu, kanun yapma tekniğine de aykırı. Yani bu hangi ihtiyaçtan kaynaklandı, doğrusu onu da öğrenmek istiyorum.

Son sözler şu: Bunun hepsini gayet rahat sivil mahkemelere devrediyorsunuz, gelin sivil mahkemelere gidelim. Hocam, sivil mahkemelerin yüzde 70, yüzde 80 kararları bozuluyor. Bu kadar kararı bozulan normal hukuk hükümlerinin tatbik edilmediği bir süreçte hele uzmanlık gerektiren bu konuları oraya devretmek ne kadar, ne derece doğru olur; o da ayrı bir tartışma konusu.

Söz verdiğiniz için...

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Teşekkür ediyoruz Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Komisyon üyesi değiliz ama dediklerimizi de ciddiye almıyorsunuz Başkan. Niye?

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Alıyoruz, estağfurullah, ne demek!

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sizin komisyonda bu konularla ilgili bizim havale ettiğimiz kanun tekliflerimiz var. Arkadaş, niye birleştirmiyorsunuz ya? Niye üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz bize? Yani İç Tüzük'te "Tüm milletvekilleri eşittir." demiyor mu? İktidar partisi milletvekillerinin imzaladığı kanun teklifleri daha üsttedir, onlar daha üst makamdadır, muhalefet milletvekillerinin kanun tekliflerinin nazara alınması komisyon başkanının takdirindedir." bir hüküm mü var İç Tüzük'te? Yok.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - İç Tüzük bu yetkiyi Komisyona vermiş Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani burada niye vermiyorsunuz arkadaş? Bu, birinci değil, ikinci değil, üçüncü değil ve bu anlamda sizi Türk milletine şikâyet ediyorum. Bartın'a geleceğim, Bartın meydanında anlatacağım meseleyi.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Teşekkür ediyoruz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.