KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

2'nci madde, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 18'inci maddesine ek fıkrayı ekliyor. Bu maddede cumhuriyet başsavcısına başka anlamda uyuşmazlık mahkemesi yetkisi tanınmakta, kararlar arasındaki farklılıkları giderme gerekçesi sunulsa da bu kararlara müdahale yolunu da açabilir.

Memlekette tek adam rejimi var, tek, sistem tek, her şey tek. Adliyelerde eskiden adalet komisyonu başkanlıkları vardı, adalet komisyonu başkanlıklarında adliyeyle ilgili her türlü kararlar alınırdı. Bu komisyonda yapılan çalışmalarda bir paylaşım vardı, yetkilerin dağılımı vardı. Daha sonra, AKP iktidarında yargıya yapılan müdahalelerden sonra, özellikle bu FETÖ terör örgütünün 2010'daki müdahalelerinden sonra cumhuriyet başsavcılarına özel bir görevlendirme gibi bir şey oldu, tek, adliyelerde tek adam olma yoluna girdi. Bütün kararlarda, idari kararlarda karar verme yetkisi kendisine ait olduğu hâlde onlar ağırlık kazanmaya başladı. Bu çerçevede, onlara hem güç hem de adliyeyi yönetme yetkisi verildi. Orada bulunan adalet komisyonu başkanlıkları bir kenara itildi, fiiliyat buydu. Bunun sonuçlarını da görüyoruz şu anda; tek yetkili, özel yetkili cumhuriyet başsavcıları var, özel görevlerini yerine getiriyorlar, ondan sonra da geliyorlar... O özel görevleri neler? Bazı vatandaşlar hakkında -tabii, iddia bunlar- yurt dışına çıkma yasaklarını kaldırıyorlar, vatandaş yurt dışına çıkıyor, daha sonra gelmiyor, kaçıyor; ondan sonra da bir yıl sonra tutuklama kararı çıkarmak için talepte bulunuyorlar. Neresi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili. Nerede? Adalet Bakan Yardımcısı şu anda. E, olacağı bu. Demek ki bu iddia, iddia ama önemli bir iddia. CMK 160 uygulansın, araştırsınlar. Başsavcı vekili olması ya da savcı olması bazı işlerde araştırılmasına engel mi? Onun için bu madde de yine buna benzer bir madde.

3'üncü maddeyle birlikte değerlendiriyorum ben bunu, 2 ve 3 aynı, birbirine benziyor. Her iki madde de paketin öne çıkmayan ve iktidarın esas düzenleme amacı olarak görülüyor arkadaşlar bu. Tek adam, yargıyı yürütmeye bağlı bir sistem olayı. Başsavcılıklara savcıların her türlü kararını denetleme yetkisi getiriliyor arkadaşlar yasa olarak. Biraz önce vekilim de söyledi, daha önce fiiliyattaydı, şimdi yasa olarak denetleme yetkisi getiriliyor. Başsavcılık, itiraz merci ya da üst makamı değildir, sadece idari amirdir. Bu düzenlemeye göre fiilen savcılığın denetim kurumu oluyor, amaçlanan ise biraz önce dediğim gibi siyasi iradenin hoşuna gitmeyecek takipsizlik kararlarının önünü kesmek. "Siyasi iradenin hoşuna gitmeyecek takipsizlik kararının önünü nasıl kesebilirim?" diye düşünülüp, taşınılmış, bu gelmiş. Amaçlanan ise bu: Savcılık takipsizlik kararı verince veya sulh ceza takipsizliğe itirazı reddetse bile, AKP aleyhine kararları bu yolla kaldırabilecekler. Vallahi çok güzel; AKP aleyhine verilen kararlar, takipsizlik kararları, sulh cezadan itiraz kararları kaldırılabilecek.

İkincisi de savcıların üstünde kararların esasını denetleyen bir hiyerarşi kurumu getiriliyor arkadaşlar. Yani savcılığın vermiş olduğu kararların esasını denetleyen bir hiyerarşik kurum hâline getiriliyor. Savcı bağımsızlığının kurumsal ve şeklî olarak da olsa tasfiyesi ve sonu getiriliyor. Bu yine bu sistemin, ucube sistemin yargıyı yürütmeye bağlama çalışmalarının bir ürünü. Bu nedenle çok tehlikeli bir madde; bu, tehlikeli bir madde; bu, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını ortadan kaldırıcı, savcıyı tam anlamıyla tek adamın memuru hâline getirecek bir sistem. Artık talimat vermeye gerek kalmayacak, her yerde tek adamın tek mümessili, temsilcisi başsavcılar olacak, gerekli işleri yapacaklar.

Teşekkür ederim.