KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, öncelikle sunumuzun için çok teşekkür ediyoruz gerçekten çok teferruatlı ve doyurucu bir sunumdu. Özellikle, hani git müracaat et diyeni görevden alıyoruz demek söz konusu. Aslında, bu sunumdan hiç kibir çıkartamadım tam tersine yapılanı ve bu konuda...

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Neden bana bakıp konuşuyorsun onu anlamadım.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Filiz Hanım olmayınca ne yapayım Suzan Hanım, şöyle boşluğa konuşayım, alınmayın.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sakin sakin duruyorum, bir kabartırsanız var ya.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Geliyor, dur dur. Ne yapayım karşımdasınız nereye bakayım. Şöyle bakayım da boşluk...

Tabii, kesinlikle kibirli bir sunum değil, yapılanların gerçeğiyle dile getirildiği bir sunum olarak görüyorum. Aslında "mış gibi" yapmıyoruz çok önemli genelgeler var ve bunun takibini yapıyorsunuz.

Tabii, ben de rakamlara gelmek istiyorum. Biz bunu niye rakamlar... İki, üç milletvekili arkadaşımız tarafından da dile getirildi çünkü kadın cinayetleri rakamları arasında bir farklılık söz konusu. Mesela, TÜİK'i dinledik, 190'larda vesaire, işte, STK'lerde 400. Siz de sunumunuzda bahsettiniz, bu konuda da siz çok muzdarip oluyorsunuz sanki İçişleri Bakanlığı rakamlarını doğru vermiyor gibi ama buradan gördük ki rakamlar 267. Şimdi, şurada o zaman şunu sormak istiyorum hani siz de açıklık getirin diye Sayın Bakanım: Hangi kıyaslamaya göre bu rakamlar tasnif ediliyor? Yani aslında bunun kıyaslaması ve tasnifi konusunda sizin de belki koordinasyonunuzda Aile Bakanlığı, işte, ne bileyim, belki Sağlık Bakanlığı da devrede olup... Bunun tasnif ve tanımıyla ilgili bir sorun var o zaman diye düşünüyorum açıkçası cinayetler konusunda.

Ayrıca, "personellerin eğitimi" dediniz şiddet konusunda, siz de çok geniş bir personel bünyenizde çalıştırdığınız için bu konuda da çok tebrik ediyorum. Bence şu da olmalı: Eğitimleri ve aynı zamanda psikolojik olarak da... Yani bir kadın erkeği istemiyorsa ya da onunla ayrılmak istiyorsa şunu anlatalım erkeklere: Bırakın ya, istemiyorsa istemiyordur. Bunun eğitimini belki böyle... Belki o yaşlar çok geç ama biz aslında... Belki bu Millî Eğitim Bakanlığının konusu. Çocuklarımızı yetiştirirken ısrarcı olmamak lazım. "Birisi senden ayrılmak istiyorsa ya da aldattıysa bırak ya. Sen niye o kadının canını alıyorsun?" gibi böyle boyutlara gitmek gerekebilir. Eğitimlerde bu tarz konular da işleniyor mu, onu söylemek istiyorum. Tam tarif edememiş olabilir ama anlatabildim sanırım ne demek istediğimi.

Bir de kadına yönelik şiddet sadece aile içiyle sınırlı değil çünkü kadın sadece aile içerisinde değil, biliyorsunuz, çalışma hayatında da büyük bir yere sahip. Şimdi, devletimiz özellikle çocuğu olan kadınlarımıza çalışma hayatında bazı önemli ayrıcalıklar tanıyor fakat bazı kurumlarda bu ayrıcalıkların uygulanmadığına dair şikâyetler alıyoruz Sayın Bakanım. Bu tür şikâyetlerle ilgili Bakanlığımızın ne tür çalışmaları var? Bununla ilgili veriler var mı, onu da sormak istiyorum.

Tabii, bir konuya da değinmek istiyorum, konu bitti, amacım tamamen tartışma açmak değil ama Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Meral Akşener'le ilgili orada söylediği sözlerin cinsiyetçi söylem olarak itham edilmesini asla kabul etmiyoruz. Ona bakarsanız Sayın Cumhurbaşkanımız çok daha büyük itham edilmiştir, katillikle itham edilmiştir.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Siyasi eleştiri farklı.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bakın, Gamze Hanım, siz niye müdahale ediyorsunuz?

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Siz de ettiniz ama.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamam, edin o zaman, ben de buradan söyleyeyim.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Nilgün Hanım, "Bay Meral" doğru mu?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ben bir anlatayım: Orada Sayın Cumhurbaşkanımızın kastı çok açık ve nettir, sandığı göstermiştir.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Ama burada bir zihniyet ortaya koymak lazım. Eleştirebilir ama cinsiyetçi bir söylemle eleştiremez.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Cumhurbaşkanımızın Netanyahu gibi bir bebek katili, kadın katili bildiğiniz birisiyle aynı kefeye konmasını kesinlikle reddediyoruz, en ağır ithama bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız maruz kalmıştır, bunu reddediyoruz.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - O da o zaman "Bayan Erdoğan" mı desin!

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Gamze Hanım...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ayrıca, Gamze Hanım, size gelelim. Bakın, siz sıklıkla diyorsunuz ki...

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Başkanım, bir saniye...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - "Bay Meral" diyemez! "Gelin Hanım" diyemez!

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Arkadaşlar... Gamze Hanım...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Cinsiyetçi söylemleri kabul etmiyoruz.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Gamze Hanım...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Meral Hanım'ın eşi nereli? "Gelin Hanım" demiş ya da dememiş, buna giremeyeceğim.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım... Arkadaşlar, bir saniye...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - O zaman size "Nilgün Hanım" değil, birinin eşi, birinin kızı mı diyelim.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Arkadaşlar, bir saniye...

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Cinsiyetçi dili reddediyoruz, kim olursa olsun.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Suzan Hanım...

Arkadaşlar, dün bu konuyla alakalı Komisyonumuzun Başkanı olarak cevabı verdim ve yeniden, bir kez daha konuşulmasının Komisyonumuzun zamanından çaldığını düşünüyorum. Bu vesileyle lütfen kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kullanmamız gereken zamanı siyasetin farklı argümanlarına kullanmayın.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Sayın Başkan, bir şey söyleyebilir miyim?

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Bakın, siz cevap verirseniz...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bize laf atanlar, bir kere, siz Allah aşkına "damat" demiyor musunuz? Siz de "damat" diyorsunuz. Böyle bir saçmalık olabilir mi ya! Böyle bir şey olabilir mi! Geçiniz bunu.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım, buyurun.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ayrıca Gamze Hanım, bakın, şunu söyleyeceğim: Siz ne diyorsunuz? "Partimiz tarafından..."

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Bu anlatıldı daha önce.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Aynı şey mi?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Aynı şey, herkese, bütün cinslere karşı yapalım bunu o zaman, herkese karşı yapalım. "Damat, damat..."

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Arkadaşlar, neden hep birlikte konuşuyoruz ya? Bakın, ilk kez İçişleri Bakanı gelmiş. "Kadınların erkeğe uyguladığı şiddet." diyecek, sonra bizi şikâyet edecek.

Buyurun Nilgün Hanım.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Evet, aynı zamanda şunu söyleyeceğim: Gamze Hanım da söyledi, sizin partiniz de sıklıkla dile getiriyor, sanki AK PARTİ kadın cinayetine kadın cinayeti değil diyor. Biz katile "katil" diyoruz.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Evet, bir milletvekiliniz söyledi. "Kadın olduğu için öldürülmedi." dedi.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bunu bir partiye bağlayamazsın. Eğer, siz, burada, bunu derseniz, ben de şunu söylerim, söylemek istemiyorum o zaman: Tecavüzler karşısında sizin duruşunuzu söylerim ama girmiyorum.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - O işe hiç girmeyin, altında kalırsınız.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - O da bir şiddet değil mi arkadaşlar?

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Biz hepsine işlem yaptık.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama olamaz. O zaman iki renkli olmaz, bu doğru bir tavır değil. Bu ikincil bir tavır değil.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkanım, önce her partinin kimin daha çok tecavüz olayını ortaya koyması...

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bu doğru bir tavır değil, hiç doğru bir tavır değil. (Gürültüler)

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Dosyayla geliriz.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Arkadaşlar, Nilgün Hanım...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Ama bir milletvekiliniz öyle söyledi.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama bakın, bir partide bir kişinin söylemiyle bunu doğru...

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Milletvekiliniz söyledi.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hayır, siz orada genele bağlayamazsın, AK PARTİ'ye bağlayamazsın.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım, arkadaş, lütfen...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - İçişleri Bakanı burada. En çok tecavüz sizin partinizde.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Yazık, günah ya!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hadi canım, hangi verilerle? Hadi sizinkilere bakalım, hepsine bakalım.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım, lütfen...

Arkadaşlar, lütfen...

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Önce, Ensar'ın hesabını verin, Ensar'ın!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Herkes veriyor.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Arkadaşlar, bir dakika, lütfen...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Siz, öncelikle kendi partinizdeki tecavüzlerin hesabını verin o zaman.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - O işe girerseniz altında kalırsınız. En son konuşması gereken parti AKP.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Lütfen, arkadaşlar...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama olmaz, AK PARTİ'yi nasıl zan altında bırakıyor Başkanım.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Saygısızlık oluyor, bir Bakan var burada.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Genelleme olamaz ya! Orada bir kişinin cinsiyeti... Bütün partiyi bağlayamaz, bunu doğru bulmuyorum. Orada bir kişinin tecavüz etmesi bütün partiye bağlanamaz.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Biz de aynısını söylüyoruz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama siz aynı şeyi ufacık bir söyleme bağlarsanız ben de bu noktada söylerim.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Nilgün Hanım, sakin konuşur musunuz arkadaşım.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Konuşamıyorum sakin.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Lütfen, tamam, sakin...

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Bunun yeri burası değil, Mecliste gerekeni yapın arkadaşlar.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Arkadaşlar, lütfen.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamam, bitirdim.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Nilgün Hanım, düşman olursunuz.

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Suzan Hanım, lütfen...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tehdit ediyor. "Düşman olursunuz." diyor.