| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .03.2015 |
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Sayın Başkanım, değerli Başbakan Yardımcım, kıymetli Komisyon üyesi arkadaşlarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şunu ifade etmem lazım ki elbette ki bu kanun teklifinin Komisyonumuza geliş tarihi itibarıyla bugün konuyla alakalı görüşlerini beyan eden tüm arkadaşlarımızın farklı değerlendirmelerinin olması kadar normal bir hadise elbette ki yok. Hepsini anlayışla karşılıyoruz ancak bir kısım hususları da burada açıkça ifade etmemiz gerekiyor ve bu somut tespitlere de Komisyon olarak hep birlikte varmamızın daha uygun olacağını düşünüyorum.
Şöyle ki öncelikle, ülkemizde siyasi parti kapatılmasına ilişkin Anayasa'nın 68'inci ve 69'uncu maddelerinde sorun olup olmadığını, Mecliste grubu bulunan partilerin bakış açılarının neler olduğunu bir şekliyle burada öğrenmiş olduk. Bir kısım ana muhalefet partisinden dinlemiş olduğumuz arkadaşlarımız 68 ve 69'uncu maddelerin sorunlu olduğunu ama bir kısım üyeler de -ana muhalefet partisinden- kesinlikle 68 ve 69'uncu maddelerde bir sorunun olmadığını ifade ettiler. Yani, bu hâliyle de ana muhalefet partisinin içerisinde farklı düşüncelerin olduğunu bir şekliyle tespit etmiş olduk.
Yine, Milliyetçi Hareket Partisinden de 69'uncu maddeye göre hiçbir partinin kapatılmaması gerektiği noktasında kanaat sahibi olduğunu arkadaşlarımız ifade ettiler 69'uncu maddede. Ancak, bu şunu gösteriyor ki iktidarıyla muhalefetiyle 68'inci ve 69'uncu maddeler, Anayasa'da bahsi geçen bu maddelerde bir sorunun olduğu ortada. Yani sorunlu bu maddelerin görüşülmüş olmasında zaman olarak farklı değerlendirilebilir ne sıkıntı var, öncelikle bunu bir değerlendirmemiz gerekir.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Milliyetçi Hareket Partisi teröre bulaşmamış partilere...
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Ben özellikle not olarak yazdım, 69'uncu madde. Nevzat Bey o çerçevede söyledi, onu da özellikle dikkat ederek söyledi.
Yine, parti kapatmanın bir demokrasi sorunu olup olmadığını da değerlendirmemiz gerekiyor. Gerçek anlamda parti kapatmanın demokrasimizin ciddi bir sorunu olduğu da hepimizin malumu. Geçmiş dönemlerdeki uygulamalarıyla, özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararları, Venedik kriterlerini değerlendirdiğimizde, uygulamada demokrasimiz açısından parti kapatmaların çok önemli birer sorun olduğunu hep birlikte yaşadık.
Şimdi, burada samimiyet, ciddiyet noktasında bir kısım değerlendirmeler yapıldı. Yani bu her seferinde, AK PARTİ iktidarı olarak, Grubu olarak getirilen bir öneri veya bir önergenin samimiyetinin ve ciddiyetinin sorgulanması gerçekten çok manidar.
Şimdi, çok açık yüreklilikle ifade etmek lazım burada. Şimdi, biz bu ülkenin ana muhalefet partisi liderinin bir söylemini ciddiye almayacak mıyız? Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Anayasa Komisyonu olarak veyahut da iktidar partisinin grup yönetimi olarak. Bir ana muhalefet partisi lideri, kendisi çıkacak ve partisinin kapatılmasına ilişkin endişeler duyduğunu ifade edecek. Bunu belki ana muhalefet partisinden milletvekili arkadaşlarımız ciddiye almamış olabilir ama biz iktidar partisi milletvekilleri olarak bunu son derece ciddiye aldığımızı, getirmiş olduğumuz teklifle de, bunu bir şekilde gösteriyoruz. Bu kendi içlerindeki bir sorundur ama biz bir ana muhalefet partisi liderinin sözünü ciddiye almamak gibi bir durum içerisinde olamayız. Bunu özellikli ifade etmek istiyorum.
Yine, bu düzenlemelerle alakalı, geçmiş dönemlerde olayı getirip Dolmabahçe görüşmelerine bağlamanın da son derece haksızlık olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını da ifade etmek gerekiyor. Çünkü çok güzel bir şekilde burada Sayın Şandır ifade etti, 22 Ekim 2008 tarihinde kapatılma gerekçelerini açıklarken Sayın Devlet Bahçeli'nin bir devlet adamına yakışır ciddiyetle neler ihtiva ettiğini ve nelerin olması gerektiğini ifade etti. İşte o düşüncelerin tozlu raflarda kalmaması için AK PARTİ iktidarı olarak 12 Eylül 2010 referandumundan önce adım attık ve bu ülkede bir daha bu parti kapatılma endişesinin, korkusu, toplumun hiçbir kesiminde olmaması adına, bu samimi adımlar 12 Eylül 2010 referandumunda maalesef kadük kaldı. Ama bizim eksikliklerimizle ama muhalefetin desteğini alamamamızdan kaynaklı olarak ama bir şekilde eksik kaldı hepimizin ortak paydasında.
Yine, 68'inci ve 69'uncu maddelerde gerçek anlamda Anayasa'da bir sıkıntı olmamış olsa... Anayasa Uzlaşma Komisyonu iki yıl görev yaptı. Çok değerli Komisyonda Anayasa Komisyonundaki milletvekili büyüklerimiz de var, Komisyon üyesi olan Sayın Rıza Türmen de var. 3 tane siyasi parti, Barış ve Demokrasi Partisi haricinde "Siyasi partiler ancak şiddete başvurmaları ya da şiddet kullanmayı teşvik etmeleri durumunda kapatılabilir. Kapatma kararı verilebilmesi için partinin bu fillerin odağı hâline gelmesi şarttır. Odak hâline gelmenin esasları demokratik toplumun gerekleri gözetilerek kanunla düzenlenir. Kapatmaya yargıtay cumhuriyet baş savcısının talebi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte 3 çoğunluğunun vereceği izne bağlı olarak açılan dava üzerine Anayasa Mahkemesi üye tam sayısının üçte 2'siyle karar verilir. Anayasa Mahkemesi dava konusu fiillerin ağırlığına göre kapatma yerine idari para cezası da verebilir." şeklinde üç partinin uzlaşısı söz konusu. Doğru mu? Bu bize şunu gösteriyor: Demek ki burada sıkıntılı bir alan var ve bunu çözme iradesi de Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve grubu bulunan partilerin vereceği önergelerle, tekliflerle bu işin halledilmesi gerekiyor.
Şimdi, bu teklifin üzerine, devamında da farklı uygulamalar var. Sadece Barış ve Demokrasi Partisi buna karşı çıkmış. Sonuç itibarıyla var olan bir sıkıntıyı çözmek noktasında getirilen teklifin samimi veya ciddi olup olmadığını değerlendirmek yine milletimizin takdirinde ve biz AK PARTİ grup başkan vekilleri olarak da çok açık şekilde ifade ettiler. Dediler ki: "Biz daha önceden görüşülmüş olan ve Komisyondan geçmiş olan bir teklifi huzurunuza getiriyoruz. Ancak her türlü öneriye açığız. Bunun olgunlaştırılması için yapılması gereken adımlar noktasında muhalefetimizin ortak aklına ihtiyacımız var." Zaten komisyon çalışmalarının gayesi de bu. Aksi takdirde, biz burada sizlerin hiçbir fikrine de itibar etmeden, sayısal çoğunlukla da, görüşülmeden de bunlar oylanıp geçilebilir ama biz diyoruz ki burada... Örnekleriyle ortaya kondu, Avrupa örnekleriyle ortaya konuldu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin örnekleriyle konuldu ve buradan almış olduğumuz bir kısım eleştiriler çerçevesinde de şimdi bir önergemiz de var, önergeyle de farklı bir düzenleme yapılmasını iktidar partisi milletvekili olarak isteyeceğiz ama lütfen, burada bizim sizlerden istirhamımız şu: Geçmiş dönemlerde var olan bu eksikliği gidermek adına yıllardır adım atan AK PARTİ iktidarını, olayı döndürüp dolaştırıp son konjonktürel duruma göre, hadiselerle adım attığı noktasında bir itirazı asla ve asla kabul etmiyoruz. Çünkü biz bu konuda son derece samimiyiz, diyoruz ki: "Bir siyasi partinin kapatılması ancak millet eliyle olmalı." Yani bir savcı, keyfî uygulamalarıyla millet iradesinin üstünde kendisini görmek suretiyle... Geçmiş dönem uygulamalarında bunları yaşadık, darbe komisyonunda da bizzat dinlediğimiz Vural Savaş... O döneme dair Şükrü Karatepe dosyasında niçin bu dava 42 günde Yargıtay denetiminden de geçti? Ömer Süha Aldan Bey o zaman DGM savcısıydı bilir. 1 no.lu DGM vermişti o kararı, 42 günde Yargıtaydan geçmişti. Sorduğumda Şükrü Karatepe'ye, verdiği cevap şudur: "Eğer ben sizin davanızı 42 gün içerisinde bitirmeseydim, kapatma davasına gerekçe olarak hangi delilleri sunacaktın?" diyebilecek kadar cüretkâr olabiliyorsa işte Parlamento olarak biz, bunların önünü engellememiz lazım.
Sayıştaya dair endişeler, Parlamento tarafından Sayıştay Başkanının seçilmiş olmasından kaynaklı endişeler... Anayasa'da 69'uncu maddenin üçüncü fıkrasında son derece açık, "Anayasa Mahkemesi zaten mali durum analizini yaparken Sayıştaydan destek alır." diyor. Dolayısıyla, milletin seçmiş olduğu bir kurumu itibarsızlaştırmak, milletin temsilcileri olarak bizlere yakışmaz.
Sonuç itibarıyla, burada nitelikli bir çoğunlukla parti kapatmalara dair bir kısım düzenlemeler... 68'de var olan hususlar varsa elbette ki kapatılması taraftarıyız, sadece bir ön izin şartını buraya getiriyoruz ve gündeme taşıyoruz ama muhalefet olarak burada topluca bir konsensüs oluşursa 68'inci maddede, 69'uncu maddede, burada düzenlemeler daha farklı yapılabilir. Olaylara bu yönüyle bakmanın çok çok daha uygun olacağını düşünüyorum.
Ve yine, özellikle AK PARTİ'nin Uzlaşma Komisyonu masasından kalktığına ilişkin iddiaları da asla kabul etmemiz mümkün değil. AK PARTİ iktidarı olarak hem burada komisyonların kurulmasında hem Anayasa Uzlaşma Komisyonunda milletten aldığımız oyun dışında yeter ki masada eşit olarak oturalım, bir ortak paydada buluşalım arzusuyla hareket ettik ama bu ortak paydada niçin uzlaşılamadığı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonunun ne şekilde dağıldığı da bütün milletimizin malumu.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Yani Milliyetçi Hareket Partisi bas bas bağırdı masadan kalkmayın diye.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Sözün özü şu, ben özellikle ifade edeyim, değerli hatip arkadaşlarımızın hepsini büyük bir keyifle biz dinledik, sabırla da dinledik ve yine söylüyorum: Bu milletin, milletten umudunu kesmiş parlamenterlere ihtiyacı yok. Özü itibarıyla her şekliyle milletin kurumlarını ve Parlamentoyu ön plana çıkartacak düzenlemeleri yapmış olmaktan da herkesin keyif alması lazım. Biz bu düzenlemelerin tamamını 77 milyonun huzur ve refahı için ve kalıcı bir demokraside istikrarın sağlanabilmesi adına yapıyoruz çünkü on üç yıldır ekonomide var olan istikrarın ve siyasi istikrarın ülkemize kazandırdıklarını hep birlikte görüyoruz. Son derece samimiyiz, bu değişiklikten yana her türlü öneriye açık olduğumuzu ifade ediyoruz ve demokrasinin olmazsa olmazı siyasi partilerin kapatılmasına da milletten başka kimsenin karar vermemesinin çok uygun düşeceğine inanıyoruz.
Değerli Başkanım, söz verdiğiniz için size teşekkür ediyorum, sağ olun.