KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, çok kıymetli Bakan Yardımcılarımız, bürokratlarımız, çok kıymetli teklif sahibimiz, Genel Başkan Yardımcımız, basınımızın çok değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.

Evet, bu kanun teklifinde benim de imzam var. Dolayısıyla Sayın Paylan konuşmasında "Aramızda mali müşavirler var, Uğur Bey de mali müşavir, bu kanun teklifine nasıl imza attı?" diye bir soru yöneltti. Bu kanun teklifine imza atmazsak zaten mükellefler bizimle bir daha muhasebeci olarak sözleşme imzalamazlar Sayın Paylan. Maliye açısından farklı bakılır, mali müşavirler açısından olaylara farklı bakmakta fayda var. Bizler masanın diğer tarafındayız, mükellefler tarafından bakıyoruz. Maliye her zaman belki "Yapılandırma çıkmasın." diyebilir, çıkmasını istemeyebilir, ben normal karşılıyorum. Ama günümüze baktığımızda Covid-19 pandemisi bütün dünyayı hakikaten derinden sarsıyor yani bunu görmezlikten gelmek mümkün değil, hep birlikte bunu görmemiz lazım. Yani dünya bu salgınla mücadele ederken bilhassa sağlık açısından âdeta kasıp kavruldu. Nice sözüm ona büyük ülkelerin bu salgınla mücadelesi başarısızlıkla sonuçlandı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hangi ülkeler vergi yapılandırması yaptı?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya Sayın Paylan, siz konuşurken ben bir defa laf atmadım ki o kadar yanlış şeyler ifade etmenize rağmen laf atmadım yani. Bakın, o kadar yanlış ifadeler, cümleler kullandınız ki onlara dahi müdahale etmedim.

Dolayısıyla pandemi hem sağlık sistemimize, gerek sosyal hayatımıza gerekse ekonomimize bayağı bir darbe vurdu. E biz de arazideyiz, vatandaşlarımızla, mükelleflerimizle her gün beraberiz. Gelen bu talepler doğrultusunda, öteden beri gelen talepler doğrultusunda böyle bir kanun teklifini hazırlanmasına emek veren bir kişi olarak da bugün aranızdayım.

Evet değerli arkadaşlar, kanun teklifimize baktığımız zaman şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Bu kanun teklifimiz kesinlikle bir vergi affı değil. Yani vergiyi ödeyen ile ödemeyenle ilgili kıyasladığımızda "Vergi affı geldi, bir daha biz vergi ödemeyelim." "Bu vergi affı üç senede bir geliyor." gibi söylemler bence doğru bir yaklaşım değil. Niye? Bu bir vergi barışı diyebiliriz. Yani kesinleşmiş vergi asıllarında, vergi tahakkuk eden vergilerde kesinlikle bir indirim söz konusu değil. Burada ne indiriyoruz, neleri affediyoruz bunlara iyi bakmak lazım. Yani vergi affı olmadığını kayıtlara bilhassa geçirmek istiyorum; vergi affı değil, vergi barışı diyelim. Ve hangi kamu idarelerinin alacaklarını yapılandırıyoruz, hangi tür vergi alacakları yapılandırılıyor bunlara bir bakmak lazım. Çok kıymetli Demiröz Başkanımız bunları ifade ettiler, kamu idarelerini saydılar, hangi alacakların yapılandırıldığını da söylediler, bunlara tekrar girmek istemiyorum.

Şimdi, matrah artırımı dediğimiz zaman "100 milyon ciro yapan ile 1 milyon ciro yapan aynı; bu vicdan mı, niye ikisini aynı kefeye koyuyorsunuz?" diye arkadaşlarımız ifade ettiler, söylemde bulundular. Matrah artırımı şöyle arkadaşlar: Ya ciro üzerinden matrah artırımı yapmıyoruz, vergi matrahı üzerinden matrah artırımı yapıyoruz. Şimdi, diyelim ki 10 milyar ciro yapan bir adamın vergi matrahı ile 1 milyon ciro yapan bir mükellefin vergi matrahı aynı değildir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niye, niye?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Mali müşavirim, niye olduğunu söyleyeyim: Büyük ihtimalle aynı olma ihtimali yüzde 1'dir ancak, yüzde 1.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İkisi de zarar bildirdi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Zarar ediyorsa zararı bildirecek adam yani olabilir, zarar ediyorsa zararı bildirecektir. Kaldı ki şimdi mali müşavirler, efendim, vergi zamanı geldi, yapılandırma zamanı geldi, mükellefine diyor ki: "Sen bu yapılandırmayı yapmazsan Maliye senin ensende boza pişirir." Şimdi, bunu söyleyen bir muhasebeci... Mükellefine vergi matrahını bildirdiği dönemde "Sen vergi verme." diyebilecek bir muhasebeci var mı? "Sen vergi verme arkadaş, nasıl olsa yapılandırma çıkacak, vergini verme, üç dört ay bekleyelim, daha sonra vergi matrahında artırımda bulunuruz." diyen bir muhasebeci olabilir mi? Yani şimdi mali müşavirleri de zan altında bırakmayalım arkadaşlar. Hiçbir mali müşavir "Sen vergi kaçır, vergi verme, matrah artırımı yap, vergi affı çıkacak, sen bundan faydalan" gibi... Biraz sonra TÜRMOB'u dinleyeceğiz burada, TÜRMOB'dan arkadaşımız gelecek konuşacak -genel sekreter zannedersem- bunları ifade edecekler, ben mali müşavirleri savunmak durumunda kalmayayım ama yani burada pandemiden dolayı işletme kayıtları belki düzenli olmayabilir, işletme kayıtları bozulmuş olan mükellefler olabilir. Zorunlu da değil.

Eskiden hayat standardı vardı, şimdi hayat standardından söz edebiliyor musunuz? Eskiden mali müşavirlerin ellerinde tablo vardı, hayat standardı vardı, kazan kazanma o hayat standardı üzerinden vergi verirdiniz. Şiimdi bugün baktığımızda hangi muhasebeci hayat standardını çalıştırıyor? Var mı öyle bir şey, Sayın TÜRMOB yetkilimize soralım. Yok öyle bir şey. Bugün herkes işletme kayıtlarına bakıyor, gelirine giderine bakıyor, mükellef getiriyor; kâr çıkıyorsa kâr beyan ediyor, zarar ediyorsa zarar beyan ediyor. Bunu suistimal eden mükellefler var mıdır? Mutlaka vardır.

Yani ben bütün Türkiye'de kaç mükellef varsa bunların tamamı doğrudur, doğru beyan veriyordur, şu oluyordur bu oluyordur demiyorum ama incelemelere baktığımızda, Gelir İdaresine baktığımızda belki onlarca, yüzlerce, binlerce de mükellefi inceliyor. Kaldı ki bu yapılandırmada en önemli bir tane madde de şu değerli arkadaşlar: 359'uncu maddeye göre, sahte fatura düzenleyenler veya terörle içli dışlı olan mükellefler, teröre destek sağlayan mükellefler bu kapsamdan zaten faydalanamıyorlar. Eğer herhangi bir sicili bozuksa, Gelir İdaresi buna işaret koyduysa, yıldız işareti koyduysa sen ağzınla kuş da tutsan "Sen bu yapılandırmadan faydalanamazsın." diyor. Kaldı ki vergi asıllarını zaten ödüyor, neyi biz siliyoruz? Vergi aslına bağlı cezaları tamamen ortadan kaldırıyoruz. Neyi siliyoruz? Neyi kaldırıyoruz? Eğer, vatandaş, mükellef ödemek isterse, gelirse, Maliyeyle anlaşırsa feri alacakları kaldırıyoruz ortadan, onun yerine Yİ-ÜFE'yi getiriyoruz, Yİ-ÜFE'ye göre de katlanarak, çarparak bulunan rakam ortaya çıkıyor. Ne yapıyoruz? Değerli arkadaşlar, bu sayede alacaklı idarenin alacağını tahsil kabiliyetini artırıyoruz, borçlu olan mükellefe de ödeme kolaylığı sağlıyoruz. Bu kadar basit. Yani, şimdi, 10 milyar ciro yapıyor vergi mükellefi "Ya, ben keriz miyim şimdi ödeyeyim? Daha sonra 4,20'den ben öderim." 10 milyar ciro yapan bir mükellef arkadaşlar, eğer bir mükellef vergilerini ödeyemiyorsa, devletin sunmuş olduğu herhangi gerek ihale gerek başka şeylerden dolayı "Borcu yoktur." yazısı alamaz, devletin ona sağlamış olduğu imkânlardan da faydalanamaz, teşviklerden faydalanamaz. Hatta ve hatta defaaten söylüyoruz ya "Sigorta borcu olmayacak, vergi borcu olmayacak mükellefler bundan faydalansın." dediğimizde ne diyorsunuz? "Ya, siz borcu olana destek çıkmıyorsunuz, borcu olmayana destek çıkıyorsunuz." diyorsunuz. Şimdi, madalyonun iki tarafına da bakın, diyoruz ki: "Borcu olmayanlar bundan faydalansın, onlara mükâfat sağlayalım." Ayağa kalkıyorsunuz oradan Sayın Paylan "Niye böyle yapıyorsunuz?" diyorsunuz. Bugün vergi affı getiriyoruz "E, niye siz gene bugün bunu getirdiniz." diyorsunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, vergi affı diyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yani, ne yaparsak yapalım, sizin o taraftan bu tarafa doğru olumlu konuşma şansınız yok zaten. Yani, olumlu konuşmuyorsunuz. İşte, ta 12 yaşındaki babanın dönemini anlatıyorsun ama o dönemle bu dönem çok değişti.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne değişti?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi artık e-devlet... E-devlete geldik, e-beyannameye geldik. Gelir İdaresi, bakın, çok samimiyetimle söylüyorum, çok şeyler ifade edebilirim ama Gelir İdaresi artık mükelleflerini daha yakinen takip ediyor. İşte, tahakkuk oranlarını ve tahsilat oranlarını ortaya koydu arkadaşlarımız, başarılarını ortaya koydular, hepsi ortada ama buna rağmen ödemede zorluk çeken, herhangi bir şekilde bilançosu bozulan veya bankaya borcu olan, sicili bozulan vatandaşlarımız varsa "Hadi gel." diyoruz "Bu çıkardığımız yapılandırmadan sen de faydalan, bir milat olsun inşallah, pandemi de bunu etkilemiş olabilir." diyoruz, gerekçelerden bir tanesi de bu. "Pandeminin de etkisinden dolayı seni kurtaralım, bundan sonra net, bir temiz sayfa aç ve yoluna devam et." diye mükellefimize biz ne sunuyoruz, fırsat sunuyoruz. Mesela, trafik cezaları olabilir, zamanını kaçırmıştır vatandaşımız, trafik cezasıyla alakalı ödeme zamanını kaçırmıştır, bundan dolayı adama, vatandaşlarımıza ödeme kolaylığı sağlıyoruz.

Dolayısıyla, bu kanun teklifimiz için ben çok kıymetli Demiröz Başkanımıza çok teşekkür ediyorum ve imza koyan vekillerimize ve çalışan bürokrat arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum ve inşallah bu kanun teklifimizden birçok mükellef ve vatandaşımız istifade eder diyorum.

Saygılar sunuyorum.