SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Hocam, teşekkür ederiz sunumunuz için.

Tarımda dönüşüm ihtiyacıyla ilgili açıklamalarınız oldu. Burada daha sağlıklı, daha hijyenik, daha güvenilir gıda politikası yani gıda ürünlerine erişimle birlikte temiz gıdaya erişilebilirlik konusu da önemli.

Şimdi, tarım alanlarının azalmasında yönetimsel, kapsayıcı bir durum yok. Örnek vereyim: Aydın'ın hayvancılıkla geçinen Karpuzlu ilçesinde köylünün yıllardır kullandığı meraya, mera olarak işlenmiş bir yere Bakanlık gidiyor, orada maden işletmesine ruhsat veriyor. Yani, maden işletmesi gelse orada ne olacak? O mera da elinden alınacak, hayvancılık açısından da bitecek. Biz, mücadelemiz sonucunda orada -siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi partiden olursa olsun- bu işlemi iptal ettirdik.

Şunu demek istiyorum: Aydın'ın bir özelliği var, JES'ler var. JES'lerin bir özelliği var: Afyon'da olduğu gibi -sıcak su- vatandaşın gidip de orada sağlık turizmi yaptığı bir yer değil, elektrik üreten JES'ler var. JES'lerin hem gıda ürünleri konusundaki kaliteyi azalttığını, aynı zamanda yer altı sularına karışması, bu akışkanları nedeniyle yer altı sularını zehirlediğini ve gelecekteki su sıkıntılarında etkin bir rol aldığını gerekli açıklamalarda, gerekli çalışmalarda görüyoruz.

Şimdi buradan yola çıkarak şunu demek istiyorum: Siz iklim değişikliğinin Türkiye'de tarıma etkileri konusunda sunum yaptınız. İklim değişikliğinde JES gibi jeotermal elektrik santrallerin etkisi var mı? O bacalarından çıkan gazın incir ağaçlarına, zeytin ağaçlarına, hayvan sağlığına, bitki sağlığına, insan sağlığına etkileri kanıtlanmış durumda. İklim değişikliğine etkisi varsa bu JES'lerin, bu konuda bir araştırmanız var mı? Yani bu zincirleme gidiyor; JES'ler iklim değişikliğini etkiliyor, iklim değişikliği tarımı etkiliyor. Yani bu çerçevede bir araştırmanız var mı, bu konuda?