| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | İsrail'in işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze'de yaşayanlar ile bir bütün halinde Filistinlilere uyguladığı ayrımcılık politikaları, insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerine ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .05.2021 |
EROL KAVUNCU (Çorum) - Teşekkür ediyorum Kıymetli Başkanım.
Değerli arkadaşlar, kurulduğu 1948 yılından bugüne bir kanser hücresi gibi metastaz yaparak sürekli büyüyen İsrail, 1948'li yıllarda yüzde 10'unu işgal ettiği Filistin topraklarının 47, 48, 67 ve günümüzde yüzde 90'ını işgal etmiş durumda. Yıllardır her ramazan ayında yaptığını bu yıl da tekrarladı ve bayramda bile ara vermeden masum insanları katletmeye devam etti, devam ediyor.
Muhtemelen burada hazırundan birçok arkadaşımız Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmiştir. Biz de geçtiğimiz yıllarda gittik, gördük ki kelimenin tam anlamıyla bir açık hava hapishanesi, bizzat gördük. O yüzde 10'luk diyebileceğim, yani Filistin toprakları, Filistin şehirlerinin etrafında metrelerce, onlarca metre beton duvarlar ve barikatlarla ve şehirlerin girişinde İsrail askerleri nöbet tutuyor, bekliyor ve kontrol ederek içeri alıyor. Yine, aynı şekilde Harem-i Şerif bütün dinlerin, bütün değerlerin ortak değeri olan Mescid-i Aksa'nın 7-8 giriş kapısından tamamında İsrail askerleri nöbet tutuyor. Yani dolayısıyla, Filistin tamamen bugün katil, terör devleti İsrail tarafından işgal edilmiş durumda. Zaten oraya gitmek için de hepiniz biliyorsunuz, maalesef İsrail'den vize almak durumundasınız, Tel Aviv'den gitmek durumundasınız. Bu katil, terör devleti İsrail'i kısa vadede durdurabilecek tek güç olan Amerika Birleşik Devletleri de İsrail'in hamiliğini İngiltere'den devraldığı günden beri para, silah, istihbarat, uluslararası koruma yani İsrail'e gereken hiçbir yardımı esirgemiyor. "İsrail'in güvenliği bizim bir iç sorunumuzdur." diyen Amerika Birleşik Devletleri, İsrail'i Orta Doğu'yu kontrol altında tutmasını sağlayan bir aparat, bir üst, güvenli bir karakol olarak görüyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin aldığı kararların tabiri caizse bugüne kadar çöp olması da maalesef katil İsrail devletinin hamisi Amerika Birleşik Devletleri tarafından gerçekleştiriliyor. Avrupa, bütün varlığını -tırnak içinde medeniyetini- sömürdüğü, katlettiği ülkelerin kan ve gözyaşı üzerine kuran emperyalist Avrupa ise geçtiğimiz yüzyılda Yahudilere uyguladığı soykırımın verdiği utançtan dolayı işgalcinin yaptıklarını görmezden geliyor.
Maalesef, bir başka yakıcı gerçek ise İsrail bütün bu zulümlerini bölgedeki petrolün merhamet damarlarını kuruttuğu kukla rejimler sayesinde yapıyor, devam ettiriyor. Zira, bunların bu ihaneti olmasa Müslüman denizinin ortasında el kadar bir ada olan İsrail'in arkasında 1 değil 10 ABD yer alsa bunu gerçekleştirmesi mümkün değil. Bu hainlerden, Körfez'in çirkin suratlı Emiri Bin Zayed bölgedeki diğer kukla rejimlerini de kuyruğuna takarak barış adı altında İsrail'in önünde diz çöküyor. Bütün bunları siyonist çeteyi emniyete almak, daha doğrusu Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgede statükosunun devamını sağlamak için yapıyor.
Gene bunlardan Suriye'de Esed kendi halkından 1 milyonu aşkın kişiyi katlettiği, nüfusunun yarısını da sürgün ettiği hâlde, hâlâ koltuğunda oturabiliyorsa bu durum varlığının İsrail'in güvenliği için hâlâ lüzumlu olmasından başka bir şey değildir.
Deniliyor ki: "İslam ülkeleri, İslam coğrafyası niye bu davaya sahip çıkmıyor, engel olmuyor?" Hepinizin malumudur, geçtiğimiz yüzyılın sonunda -Osmanlı İmparatorluğu devrini tamamladıktan sonra, tırnak içinde- 40 küsur devlet kuruldu Osmanlı bakiyesi bu topraklarda fakat bu topraklarda, özellikle İngilizlerin işgali altındaki bu topraklarda ki belli bir süre sömürdükten sonra geri çekilirken kendilerinden birini, Joseph'i, Jonny'i bırakmadılar oraya; ya kendilerine en çok hizmet edecek, tabiri caizse, -affedersiniz- köpekliğini yapacak emirleri, kralları buralara bırakarak çekildiler. Dolayısıyla, burada, bu bölgede medeniyetler kurmuş, devletler kurmuş, devlet tecrübesine sahip, davasına sahip, bin yıllardır bu topraklarda hizmet eden Türkiye'den başka bu ülkelere sahip çıkacak başka bir ülke gözükmüyor bizlerden başka. Yani az önce her ne kadar olumsuz bir hava yaşandı ise de biraz önce, toplantı başlarken Mahmut Tanal Bey'e de ifade etmiştim, üç yıla yakındır milletvekiliyiz yani birçok konuda ortak deklarasyon yayınlanması talebi gelmişti ama hiçbiri de âdeta bütün siyasi partilerin ortak deklarasyonla yayınlanmamıştı, Filistin konusunda altına imza attık, hepimiz altına imza attık. Bu topraklarda yaşayanlar bu konuyu millî meselemiz olarak gördüler; bundan sonra da bunu devam etmesi gerekiyor. Dolayısıyla, birisi bir şey yapacaksa bu konuda Türkiye yapacak.
Dünyada kendisine karşı büyüyen bir nefret dalgasının karşısında durabilecek hiçbir güç ve iktidar yoktur ama ne olursa olsun dünyada hiçbir insan vicdanı masum sivillerin, çocukların, kadınların katledilmesini evlerinin boşaltılmasını içine sindiremez, bir süre görmezden gelse bile bunu sürdüremez. Dini, inancı, ideolojisi ne olursa olsun yüreğinde zerre kadar merhamet taşıyan hiç kimse Filistinlilerin yaşadıkları toprakları gasbedildiği yetmezmiş gibi, sığındıkları barınakların da hunharca yıkılıp yakılmasına, katledilmesine sessiz kalamaz. İşgalci siyonist rejim Gazze'de alevleri göğe yükselen bombalar atıp 10-15 katlı apartmanları çökerterek istediği kadar gövde gösterisi yapsın Filistinlilere bir türlü boyun eğdiremediler. Mescid-i Aksa'nın, Filistin'in, Selahaddin yürekli çocukları namlularından ateş ve zehir kusan bu zalim işgalcilere karşı direnerek destan yazıyorlar. Ne kadar daha böyle devam eder, bilemiyoruz ama şunu kesin olarak biliyoruz ki: İsrail kendi elleriyle yarattığı bu zulmün, intikam dalgasının önünde duramayacak ve tarihinde defalarca yaşadıkları akıbeti bir kez daha yaşayacaklar, zira Allah'ın değişmeyen sünneti, tabiatı, tabiata koyduğu kanun hep böyle tecelli etmiştir diyorum ve kurulacak olan alt komisyona da görevinde başarılar diliyorum.
Teşekkür ediyorum Başkanım.